Üniversite sonuçları ansızın açıklandı. İki milyondan fazla adayın yarıştığı bu acımasız yarışın sonucunda yıllardır süren eğitim çilenin son yıllarına geldin. Artık üniversitedesin! Hendeği atlayabilenlerden oldun ve kampüsün içine daldın. Üniversiteye hoş geldin! Üniversite içerisinde artık daha özgürsün. Belki ailenden uzak, belki yeni bir şehirdesin. Yeni bir yaşam kuruyorsun kendine. Yetişkin bir insansın artık. Herkes daha çok önemsiyor seni. Artık oy kullanabiliyorsun. Ülkenin geleceğinde senin de söz hakkın var. Peki ama kendi geleceğinde ne kadar söz sahibisin? Hangi bölümde okuyacağının kararını kim verdi? Sen mi ailen mi yoksa tesadüfen mi? gibi zor sorular zihninde yer etmeye başladı. Bu soruları geçelim mi? Geçelim…
Üniversite yaşamın nasıl olacak? Öncelikle derslerde daha özgür olacaksın. Okuduğun bölümün yapısına uygun olarak belki daha sosyal bir yaşamın olacak belki gecen gündüzün birbirine karışacak. Belki kütüphaneler “keşke 24 saat açık olsa” diyeceksin belki “okula neden gidiyoruz ki” sorusunu soracaksın. Nihayetinde dört –ve hatta beş, altı!- sene akıp geçmiş eğitim hayatından hızlı bir şekilde… Üniversitede birçok şeyi ilk kez deneyimleyeceksin belki de… Öğrenecek ve keşfedecek çok şey ve hatta yeni yerler var!
Erasmus programıyla yurtdışını görme şansın var... Yurtdışından kendi ülkeni görmen gerekiyor. Ülkenin durumu karışık. Bir yandan arkadaşlarına bir yandan topluma bir yandan medyaya bakıyorsun. Bir şeylerin ters gittiği belli. Düzeltilmesi, yoluna konulması gereken çok şey var. Hem ülkede hem de kendi yaşamında… Yaşama atılmadan önce bir şeyleri zihnine yerleştirmen, okuduğun bölüme göre becerilerini geliştirmen gerekiyor. Bu gerekliliklerin hesabını yaşam senden soracak. Bunları ancak üniversite hayatın içerisinde öğrenebileceksin.
Lise sonrasında belki çok değişik insanlarla tanışacaksın. Arkadaşlarınla daha çok tartışarak, öğretim üyeleriyle daha çok bilgi paylaşarak karşılıklı öğrenme sürecine dahil olacaksın. Kimi zaman konular popüler kültürden örneklerle tatlandırılacak, açıklanacak. Üniversite Harry Potter’ın okulundan, Yüzüklerin Efendisi’nin geçtiği Orta Dünya’dan çok farklı olacak. Ama sen zihninde sürekli metaforlarla benzerlikler kuracaksın, eğleneceksin. Kimi zaman sınıfta rekabet çok fazla olacak. Tıpkı Game of Thrones’ta yedi krallığın mücadelesi gibi. Kimi zaman Matrix’te hissedeceksin kendini; Morpheus ile Neo’nun o ünlü konuşmasını hatırlayacaksın. Mavi hap mı kırmızı hap mı? Gerçeklik mi yoksa hayaller mi? Matrix hayal alemi. Gerçek yaşamın ise tıpkı filmde olduğu gibi genellikle bir tadı tuzu yok. Matrix’te kalmak istiyorsun belki ancak 4 sene sonunda üniversite bitiyor. Kendi Matrix’ini kurmak için yeterli bilgiye sahip olmalısın.
Kimi zaman Orta Dünya içerisinde yolculuğa çıkmış Frodo gibi hissedeceksin kendini. Değerli olan not mu? Not acaba senin hayatından bir şeyleri alıp götürecek mi yoksa sana yeni bir şeyler katacak mı? Liselilerden farkın olması için dersten beklentilerinin farklı olması gerekecek. Artık gerçekten bir şeyleri yaşamın için öğrenme ihtiyacı duymalısın. Notun peşine takılıp gidersen tıpkı bir Hobbit’in Gollum’a dönüşümü gibi bir dönüşüm geçirebilir karakterin. Kendini koruman şart. Not sadece kendini tanımanda yardımcı olacak. Amaçtan ziyade aracın olarak görmelisin.
Genel olarak dikkatin dağınık olabilir. Uzun metinler okuyup uzun uzun yazmayı sevmiyor olabilirsin. Ama unutma ki bilgi senin sahip olabileceğin yegâne güç! Bilgini arttırarak gücünü arttırabilirsin.
- Aklına takılanları sormayı unutma,
- Sorgulamaktan vazgeçme,
- Bilginin peşinde koşmaktan erinme,
- Eğlenmeyi unutma.
Üniversiteye hoş geldin! Dört sene gözünü açıp kapayıncaya kadar geçecek. Her anının değerini bil!
Bir Dost…;)
Ayrıca bkz:
* Üniversiteye yeni başlayacaklara tavsiyeler: https://eksisozluk.com/universiteye-yeni-baslayacaklara-tavsiyeler--383385?a=nice