Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
AKP Genel Başkanvekili Efkan Ala, çok kısa bir süre önce “Avrupa Birliği müktesebatında olan ve Türkiye’nin yararına reformları hayata geçireceğiz” dedi ve “bir yıl içinde hızlı bir reform süreci” vaat etti.
Ala’nın sözlerindeki “Türkiye’nin yararına reformlar” vurgusundan anlıyoruz ki AKP’ye göre, AB müktesebatına dahil olan bazı konular Türkiye’nin aleyhine!
Bazı konularda gerçekleşecek gelişmeler Türkiye’nin aleyhine sonuçlar doğurabilecek ise niye AB’ye uyum için hızlı bir reform sürecine gireceğiz, bunu pek anlayamadım.
Öte yandan “Türkiye’yi Erdoğan’ın yarattığı yıkımdan kurtarsın diye” Maliye Bakanı yapılan Mehmet Şimşek, AB ile ilişkilerin yeniden güçlendirileceğinden söz ediyor.
Bunun için geçen ay Brüksel’e bile gitti, hatırlarsınız.
Bir düşünce kuruluşunun toplantısında konuşan Şimşek, “neden Avrupa Birliği’ne ihtiyacımız var? AB, Orta ve Doğu Avrupa için bir değişim motoru görmüştür. Bir çıpanız, bir dizi standardınız ve bir ilham kaynağınız olduğunda toptan dönüşüm daha kolaydır işte bu yüzden AB’ye ihtiyacımız var” dedi.
Bununla da kalmıyor.
Eski AKP milletvekili ve eski Avrupa Birliği Bakanı Volkan Bozkır, panelde şöyle bir soru soruyor:
“Sizden Türkiye’nin AB hedefine bağlı olduğunu, rotadan ayrılmadığını duymak isteriz.”
Şimşek yanıtlıyor:
“Türkiye kararlılığını sürdürüyor. Kulağa öyle gelmediğini ya da öyle görünmediğini biliyorum. Ama sağlam bir şekilde yeniden çıpalamak istiyoruz. Şimdi Türkiye’deki siyasi iklim bana göre daha elverişli.”
Bütün bunlar olurken Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, bu ayın başındaki Çin ziyaretinde Türkiye’nin BRICS’e katılmak istediğini açıkladı.
BRICS, Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’nın baş harflerinden oluşuyor ve esasen Batı’nın küresel finans sistemi üzerindeki hâkimiyetine karşı kurulmuş bir birlik.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan BRICS’in “AB’ye iyi alternatif” olduğunu söylüyor.
AB elma ise BRICS kereviz. İkisi birbirine nasıl bir alternatif oluşturuyor, Bakan Fidan’ın zihin dünyasını gerçekten merak ettim.
Maliye Bakanı’nın dediği gibi AB üyeliği konusunda kararlılığımızı sürdürüyor muyuz, yoksa Dışişleri Bakanı’nın dediği gibi AB’ye iyi bir alternatif arayışı içinde miyiz?
Öyle görünüyor ki kafalar çok karışık.
Biri “kalk gidelim” diyor, diğeri “otur, çok yeme”!
Mehmet Y. Yılmaz kimdir?Mehmet Yakup Yılmaz, 1956 yılında Malatya'da doğdu. İlkokulu Antalya Devrim İlkokulu'nda, orta okul ve liseyi parasız yatılı olarak Denizli Lisesi'nde okuduktan sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat ve Maliye Bölümü'nden 1977 yılında mezun oldu Gazeteciliğe SBF öğrencisi iken 1975 yılında Ankara'da Mehmet Ali Kışlalı yönetimindeki Yankı Dergisi'nde başladı. Derginin Yazı İşleri Müdürlüğü görevini de bir süre yürüttü. 12 Eylül 1980 darbesi öncesinde Türk İş'e bağlı Yol İş Federasyonu ve YSE - İş sendikalarında basın müşaviri olarak görev yaptı, sendika gazete ve dergilerini yayınladı Askerlik görevini Kara Harp Okulu'nda tamamladıktan sonra İstanbul Gelişim Yayınları'nda mesleğe döndü. Gelişim Yayınları'nda Erkekçe ve Bilim dergilerinin Genel Yayın Müdürü Yardımcılığı ve ardından Gelişim TV Dergisi Genel Yayın Yönetmenliği görevlerinde bulundu 1985 yılında Hürriyet'e geçti ve Hürriyet Dergi Grubu'nu kurdu. Tempo, Blue Jean, Playmen gibi dergileri yayınladı. Daha sonra Dönemli Yayıncılık Genel Müdürlüğü görevine getirildi. Ercan Arıklı ile birlikte Dönemli Yayıncılık'ın 1 Numara Yayıncılık'a dönüşmesi sırasında Genel Müdürlük görevini üstlendi. Aktüel, Cosmopolitan, Penthouse, Oya gibi dergilerin kurucu genel yayın müdürü oldu. Bugüne kadar 30'u aşkın derginin kuruculuğunu yaptı. 1995 yılı başında Posta gazetesini yayınladı. Aynı yılın sonunda Fanatik gazetesini, 1996 yılı sonunda da Radikal gazetesini kurdu, genel yayın müdürlüğünü yürüttü. 2000 yılında Milliyet Gazetesi Genel Yayın Müdürlüğü görevine getirildi. Bu görevi 5,5 yıl sürdürdükten sonra Doğan Burda Dergi Grububu'nun CEO'luğu görevini üstlendi. 2005 yılından 2018 Eylül ayına kadar Hürriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Ekim 2018'den itibaren T24'te yazmaya başladı. Gazete köşe yazılarından derlenen "Kırmızıyı Seçtim, Aşk Mavinin Altındaydı", "Benden Selam Söyleyin Bütün Aşklarıma", "Aşktan Sonra Hayat Var Mı", "Şaşırma Duygumu Kaybettim, Hükümsüzdür" isimli kitapları yayımlandı. "Aşk Herşeyi Affeder mi" isimli uzun hikâyesi de kitap olarak yayınlandı. "Türkiye medyasında en çok yayın başlatan gazeteci" olan Mehmet Y. Yılmaz, güncel politik gelişmelerin yanı sıra, deneme tarzındaki yazıları ile futbol üzerine yaptığı yorumlarıyla da biliniyor. |