Bir haftadır memlekette herkes kurmay subay brövesi takacak kadar askerlik öğrendi sayılır.
Bu ülkenin bu yönüne bayılıyorum.
Sokaktan rastgele birini çevirin, “Yanal atımlı fayların oluşturabileceği depremlerden kaynaklanacak sorunlar nelerdir” sorusunun yanıtını da alabilirsiniz, “Tahkim edilmiş mevzilere karşı zırhlı birlik harekâtında dikkat edilmesi lazım gelen 10 husus” konusunda da aydınlatıcı birkaç cümle duyabilirsiniz.
Uyuşmazlık Mahkemesi’nin çözmekte zorlanacağı karmaşıklıktaki bir davada Danıştay’ın mı, yoksa Yargıtay’ın mı yetkili olacağı ile ilgili bir derdiniz varsa korkmayın! Yanıtını hem de üç – beş cümle ile bizim köşedeki simitçiden alabilirsiniz.
“Simitçi nerden bilsin, sallıyorsun” deyip geçmeyin, bütün gün elinde akıllı telefon, video seyredip duruyor.
Ve bu videoların her şey için bir yanıtı olduğunun bilmiyorum farkında mısınız?
Zaten Google’ın öngörülerine göre, iki yıl sonra, internetteki trafiğin yüzde 82’si videolardan oluşacak.
YouTube’a, dünya ölçeğinde yüklenen video miktarı 1 saniyede 400 saate ulaşmış durumda.
Dünya ölçeğindeki 1 milyar 500 milyon YouTube kullanıcısı günde 1 milyar saate ulaşan uzunlukta video izliyor.
Amerika’da 18 – 49 yaş aralığındaki yetişkinler, televizyon karşısında geçirdikleri zamandan daha fazlasını cep telefonlarından video izleyerek geçiriyorlar.
Ve sıkı durun: YouTube videoları, 18 – 24 yaş arasındaki Türk gençlerine, herhangi bir televizyon kanalından daha çok ulaşıyor.
Türkiye’de, YouTube videoları, en çok izlenen 10 televizyon kanalının toplamından daha fazla izleniyor.
Yani diyeceğim şu ki televizyon kanalı kuracağım, yaşatacağım diye paraları batırmayın, gelecek cep telefonlarındaki videolarda.
Övünmek gibi olmasın, bizim T24’ün canlı yayınları ve videoları da normal bir haber kanalından daha çok izlenebiliyor.
Diyeceğim o ki her şey o kadar hızlandı ki insanların artık durup bir yazıyı sonuna kadar okuyacak sabırları da kalmadı, videoyu seyrediyorsun, her şeye vakıf oluyorsun!
Şahane bir durum.
***
Hatırlıyor musunuz bilmiyorum, bir dönem memleketimizin en ciddi sorunlarından biri de “Türkiye, Malezya olur mu” konusuydu.
Türkiye’de o kadar mükemmel bir laik düzenimiz olduğuna inanılıyordu ki, günün birinde Malezya’ya benzeyip, herkese inancına göre yaşayacağı ve kendi dininin hukukuna tabi olacağı bir düzene geçilmesinden endişe edenler vardı.
Türkiye çok şükür ki Malezya olmadı.
Ama şu anda Malayca bilmediğim için farkında değilim, “Aman Malezya, Türkiye olmasın” konulu bir tartışma başlatıldıysa da hiç şaşırmam.
Bu durduk yerde aklıma gelmedi tabii, araştırmacı gazeteciliğin meyvelerini sizinle paylaşmak istiyorum.
Instagramda “duamdaki_yerin” ismiyle bir site var mesela.
Grafikler ile dini bilgiler aktarılıyor.
Mesela “Allah’ın en çok sevdiği iki cümle” konulu gönderide, üç fotoğraf var. Birincisi bu başlık. İkincisinde Allah’ın en çok sevdiği 2 cümle (Subhanallahi ve bihamdihi. Subhanallai’l azıym) yer alıyor. Bu iki cümle her gün 100 kere tekrarlanırsa çok sevap kazanılabiliyormuş. “Çok” neye karşılık geliyor, bilemiyorum ama öyle yazılmış.
Üçüncü karede ne olduğunu tahmin edemezsiniz, ben söyleyeyim: Kol saati reklamı! Takı Kralı’nın taşlarla süslü saatlerinin fotoğrafları!
Tamam biliyoruz, Türkiye İslamcıları pragmatik bir dünya görüşüne de sahipler ama pes be birader!
Instagram benim gibi “ileri yaş gençlerinin” gezindikleri bir sosyal medya alanı da olsa, esasen genç bir mecra.
Ve memleket gençlerinin neden durduk yerde “deist” olduklarını merak eden Diyanet’in de bu mecrayı takip etmesinde yarar var.
“Aşık Olmak Günah mı” başlıklı postta, saç tıraşını ihmal etmiş, takkeli bir delikanlı ile parkalı, gözlüklü ama peçesi göbeğine kadar inen bir genç kadının çizimleri var.
Ardından gelen fotoğraflarda da soruya yanıt aranıyor.
“Karşı cinse muhabbet hissi insanın sadece eşine sarf etmesi için verilmiştir” önermesi ile konuya girilmiş.
Gençlere, fıtri nedenlerle birisine karşı muhabbet duyarlarsa, hemen evlenmeleri tavsiye ediliyor.
Aşık olup da iffetini korumayı başarırsan ve bu kara sevda nedeniyle sadık yârin kara toprak olursa, şehit sayılıyormuşsun!
İnançlar tartışmaya açık konular değildir, herkes saygı duymalıdır.
Ama acaba günümüzde gençlerin deizme kaymalarında bu tür tartışmalar da rol oynuyor olabilir mi?
***
Bir de TikTok var!
Bu da bir video paylaşım uygulaması ve izlediğim videolardan anlayabildiğim kadarıyla “öteki Türkiye” burada kafa dağıtıyor.
Burada da asıl olan “like” almak, bu açıkça anlaşılıyor.
Mesela biri videolarının beğenilmemesinden şikâyetçi, çektiği videoya şunu yazmış:
“Kızlarla video çekmiyorum diye takip etmiyorlar, çekmiyoz herkesin bacısı var.”
Tiktok’ta şu aralar en gözde olan şey “çok sevdim yalan oldu” şarkısına video çekmek.
Fıtri nedenlerle birisini sevip, aşkına karşılık alamayanların feryadı!
Ve Nusret’in milyonlarca kopyası da bu kanalda.
Nusret, tuz attı, eti tokatladı filan ya, memleketin aşçı taifesi buna takmış durumda.
Balığa yumruk atan da var, dürüm sararken müşterisini azarlayan da!
Etler, sebzeler, meyveler havada uçuşuyor. Sonrası adamına göre değişiyor. Kimisi tokatlıyor, kimisi bıçaklıyor, kimisi kafa atıyor.
Bir çılgınlıktır gidiyor.
***
Ve bu bizim cennet vatanımızda şu son bir haftada en çok hayret etiğimiz ve asla aklımızın almadığı şey, Trump’ın tivitleri oldu.
-