Mehmet Y. Yılmaz

25 Aralık 2023

Bildiri yayınlamak rahatlatıyor mu?

Milletvekillerinin görevi parmak kaldırıp indirmekle sınırlandırıldığı için bildiri yayınlıyorlar, olup bitiyor

Son 48 saatte 12 asker şehit olunca “Türkiye’nin canı yandı!”

Sosyal medya üzüntü içindeki insanların mesajlarıyla dolu.

Ulusal yas ilan edilmesini isteyen de var, ne alakası varsa şehitlerin kaybı nedeniyle Gazze için dertlenenleri suçlayanlar da!

Oysa neresinden baksanız aynı bölgeden iki–üç gün arayla bir şehit haberi geliyordu.

Demek ki askerler birer birer şehit olunca o kadar da dikkatimizi çekmiyor.

Pençe–Kilit Operasyonları adını taşıyan askerî harekât, 18 Nisan 2022 gecesinden bu yana sürüyor.

Nasıl olabiliyor da iki yıldır operasyon süren bir geçici üs bölgesine karşı düzenlenen bir saldırı, böyle bir sonuç yaratabiliyor?

Şehit haberlerinin gelmesinin ardından AKP, MHP, İYİP ve SP, Meclis’te bir ortak bildiri yayınladılar. Böylece, görevlerini yerine getirmiş insanların huzuru içinde evlerine döndüler.

Ortak bildiri Meclis'te okunurken

Normal olarak, halkın oylarıyla seçilen parlamentonun güçlü olduğu bir ülkede böyle konular bir ortak bildiri ile geçiştirilmez.

Bir komisyon, nasıl olup da böyle bir saldırının engellenemediğini ciddiyetle araştırır. Uzmanları, bölgede görev yapan komutanları dinler.

Olay ihmallerden mi kaynaklanmış, savunma taktiklerindeki yetersizlikten mi, birliklerin sevk ve idaresinde yapılan hatalardan mı, bir raporla ortaya konulur.

Bu rapordan yararlanılır, benzeri saldırıların benzeri kayıplara yol açmaması için alınması gereken tedbirler gözden geçirilmiş olur.

Bizde böyle olmuyor.

Milletvekillerinin görevi parmak kaldırıp indirmekle sınırlandırıldığı için bildiri yayınlıyorlar, olup bitiyor.

* * *

Soruşturmanın ucu tehlikeli yere gelince

Dilan-Engin Polat çifti, soruşturma kapsamında tutuklanmıştı

Dilan–Engin Polat çifti ile ilgili soruşturmayı yürüten savcının görev yeri değiştirildi.

Daha önce de soruşturmayı yürüten polislerin görev yeri değiştirilmişti.

Hatırlarsınız, bu olay ortaya çıktığında yetkililerden “ucu nereye varırsa varsın soruşturmanın derinleştirileceği” vaadini de duymuştuk.

Böyle olaylarda devlete yetkililerine bir “kudret” gelir ve ortaya böyle konuşurlar: Derinleşecek, ucu nereye ve kime varırsa varsın, kimsenin göz yaşına bakılmayacak cart, curt!

Buna inanan, gerçekten saf kamu görevlileri de bu işin peşine düşerler ve sonunda bir de bakmışsınız her biri bir yere tayin edilmiş.

Dedikodulara bakılırsa soruşturmanın yasa dışı bahis ile ilgili ayağı ünlü bir isme de uzanınca en yukarılardan bir ses duyulmuş, gök gürlemesi gibi: Bu kadar soruşturdukları yeter, haydi herkes evine!

Görev yeri değişiklikleri bu amaçla yapılmış!

Adı üzerinde, bunlar dedikodu.

Soruşturmada görev alanların görev yerlerinin değiştirilmesinin nedeni hangisiydi:

a) Bu tayinler normal olarak, böyle bir soruşturma olmasa da yapılacaktı.

b) Soruşturma öyle yerlere gitme istidadı gösterdi ki görev şutlandı, soruşturmanın bir an önce kapatılıp, yargılamanın tehlikeli sulara girmeden tamamlanması amaçlandı.

Yargının bağımsız olduğu, kanunların ve hukukun her şeyin üstünde olduğu normal bir demokraside yaşıyor olsaydık, ikinci yanıtın doğru yanıt olabileceği aklımıza dahi gelmezdi.

Ama bizim memleketin normalinin, anormallik olduğunu bildiğimiz için yanıtın bu olma olasılığı bizleri şaşırtmıyor.

Hatta bu yanıtın doğru olma olasılığının, diğerinden daha yüksek olduğunu düşünenlerimizin sayısı, düşünmeyenlerimizden çok ama çok fazladır.

Bir ülkede özgür medyayı susturur, yargı bağımsızlığını yok ederseniz varabileceğiniz yer burasıdır.

Attığınız her adım, aldığınız her karar kuşku uyandırır, fısıltı gazetesinin tirajı artar, önyargılar gerçekmiş gibi konuşulur hale gelir.

* * *

Mehmet Y. Yılmaz kimdir?

Mehmet Yakup Yılmaz, 1956 yılında Malatya'da doğdu. İlkokulu Antalya Devrim İlkokulu'nda, orta okul ve liseyi parasız yatılı olarak Denizli Lisesi'nde okuduktan sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat ve Maliye Bölümü'nden 1977 yılında mezun oldu

Gazeteciliğe SBF öğrencisi iken 1975 yılında Ankara'da Mehmet Ali Kışlalı yönetimindeki Yankı Dergisi'nde başladı. Derginin Yazı İşleri Müdürlüğü görevini de bir süre yürüttü.

12 Eylül 1980 darbesi öncesinde Türk İş'e bağlı Yol İş Federasyonu ve YSE - İş sendikalarında basın müşaviri olarak görev yaptı, sendika gazete ve dergilerini yayınladı

Askerlik görevini Kara Harp Okulu'nda tamamladıktan sonra İstanbul Gelişim Yayınları'nda mesleğe döndü. Gelişim Yayınları'nda Erkekçe ve Bilim dergilerinin Genel Yayın Müdürü Yardımcılığı ve ardından Gelişim TV Dergisi Genel Yayın Yönetmenliği görevlerinde bulundu

1985 yılında Hürriyet'e geçti ve Hürriyet Dergi Grubu'nu kurdu. Tempo, Blue Jean, Playmen gibi dergileri yayınladı.

Daha sonra Dönemli Yayıncılık Genel Müdürlüğü görevine getirildi. Ercan Arıklı ile birlikte Dönemli Yayıncılık'ın 1 Numara Yayıncılık'a dönüşmesi sırasında Genel Müdürlük görevini üstlendi. Aktüel, Cosmopolitan, Penthouse, Oya gibi dergilerin kurucu genel yayın müdürü oldu. Bugüne kadar 30'u aşkın derginin kuruculuğunu yaptı.

1995 yılı başında Posta gazetesini yayınladı. Aynı yılın sonunda Fanatik gazetesini, 1996 yılı sonunda da Radikal gazetesini kurdu, genel yayın müdürlüğünü yürüttü.

2000 yılında Milliyet Gazetesi Genel Yayın Müdürlüğü görevine getirildi. Bu görevi 5,5 yıl sürdürdükten sonra Doğan Burda Dergi Grububu'nun CEO'luğu görevini üstlendi.

2005 yılından 2018 Eylül ayına kadar Hürriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Ekim 2018'den itibaren T24'te yazmaya başladı.

Gazete köşe yazılarından derlenen "Kırmızıyı Seçtim, Aşk Mavinin Altındaydı", "Benden Selam Söyleyin Bütün Aşklarıma", "Aşktan Sonra Hayat Var Mı", "Şaşırma Duygumu Kaybettim, Hükümsüzdür" isimli kitapları yayımlandı. "Aşk Herşeyi Affeder mi" isimli uzun hikâyesi de kitap olarak yayınlandı. 

"Türkiye medyasında en çok yayın başlatan gazeteci" olan Mehmet Y. Yılmaz, güncel politik gelişmelerin yanı sıra, deneme tarzındaki yazıları ile futbol üzerine yaptığı yorumlarıyla da biliniyor.