Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği'nden Emre Enginertan, "Mübarek Cuma Soruları" içinde Aile Bakanı'na sorduğum soruları yazılı olarak yanıtladı.
Bizim kamu yönetimi geleneğimizde sorulara yanıt vermek yerine susup, sipere yatmak âdettendir.
Demek ki Aile Bakanlığı bu hastalıklı geleneği kırma yolunda ilerliyor, bir vatandaş olarak teşekkür ederim.
Şeffaflıktan kimseye zarar gelmez.
Bakanlığın yanıtlarını bilginize sunuyorum.
-
15 Temmuz Dayanışma Kampanyası'nda 310 milyon TL, İstanbul Beşiktaş'taki terör saldırısı sonrası düzenlenen kampanyada 52 milyon TL, Zeytin Dalı Harekatı'nda şehit ve gazi olan askeri personele dağıtılmak amacıyla düzenlenen kampanyada 2 milyon TL olmak üzere toplam 364 milyon 308 bin 289 TL toplanan bağış vakfa aktarılmıştır. Bu kaynak kamuya ait katılım bankalarında nemalandırılmaktadır.
-
Bu bağışlar şartlı bağışlar kapsamında olup yasal mevzuat ve başta Sayın Bakanımız hepimizin hassas olduğu değerlerimiz gereği asla amacı dışında kullanılamaz.
-
Vakıf bu şartlı bağışlar dışında da bağış toplamaktadır. Bu topladığı bağışlarla şehit yakınları ve gazilere yönelik sosyal ve kültürel faaliyetler gerçekleştiriyor. Ayrıca şehit ve gazi çocuklarına yönelik çeşitli etkinlikler gerçekleştiriliyor.
Vakfın cari giderleri de şartlı olmayan bağışlardan karşılanmaktadır.
Örneğin; Vakıf Şubat ayının başında Millet Kütüphanesi'nde şehit ve gazi çocuklarına robotik kodlama gibi konularda teknoloji alanında eğitimler verdi. -
Bu 3 kampanya kapsamında hak sahibi olanlara aylık eşit destek ödemeleri yapılmaktadır.
Hak sahibi şehit yakını ve gazilere aylık 2.600 TL ödeme yapılmaktadır. Nisan ayında hak sahiplerine toplam 8 milyon 299 bin TL ödenmiştir.
Ayrıca yılda iki defa dini bayramlarda 2.000 TL destek verilmektedir.
Temmuz ayında ise 2.600 TL ilave destek verilmektedir. -
1 Nisan 2022 itibarıyla hak sahiplerine toplam 112 milyon 444 bin TL destek ödemesi vakıf tarafından gerçekleştirilmiştir.
-
Vakıf bünyesinde şu anda sigortalı olarak 3 kişi asgari ücretle çalışmaktadır.
-
Vakıf yöneticileri herhangi bir maaş, prim, huzur hakkı benzeri ücret almadan görev yapmaktadır.
-
Şehit yakınları ve gazilerimiz başta olmak üzere vakfı ziyaret eden vatandaşlarımız için günlük ikramlara ayrılan giderler aylık ortalama 1.500 – 2.000 TL'dir. Bunun haricinde yöneticilere ayrıca bir temsil ağırlama nevi harcama yapılmamaktadır.
-
1 Nisan 2022 Cuma günü itibarıyla Vakfın banka hesaplarında toplam 376 milyon 404 bin 400 TL bulunmaktadır.
Toplanan para pul olmuş
Aile Bakanlığı'nın açıklamasına göre toplanan yardım, kamuya ait katılım bankalarında nemalandırılmış.
Sanırım bunun tercih edilmesinin nedeni "faiz günah" inancı.
Oysa para döviz ya da altın olarak değerlendirilseydi, tablo çok farklı olabilecekti.
15 Temmuz Şehit ve Gazileri için toplanan yardımın toplamı, o günkü kur üzerinden 100 milyon ABD Doları idi.
Dolmabahçe şehitleri için toplanan yardımın tutarı da o günkü kurdan 15,5 milyon ABD Doları tutuyordu.
Zeytindalı Harekatı şehit ve gazileri için toplanan yardım da 2018 yılı ortalama kuruyla 416 bin Dolar ediyordu.
Toplamı yaklaşık 116 Milyon ABD Doları.
Bakanlığın açıklamasına göre şu anda vakfın hesaplarında 376 milyon 404 bin 400 TL var.
Dünkü kurdan hesaplarsak yaklaşık 26 milyon Dolar.
Arada 90 milyon Dolarlık bir kayıp var ve bunun nedeni Vakfın "müdebbir bir tüccar gibi yönetilmemiş olması"!
Vakfın Başkanı Aile Bakanı'na önerim vakıf varlığının enflasyona, devalüasyona ezdirilmemesi için katılım bankalarının yöneticileriyle bir kez daha konuşmasıdır.
* * *
Sakallı dolandırıcıların borçlarını ödeyeceğiz!
Katılımcılarını, faizsiz sistemle ev ya da otomobil sahibi yaptıracaklarını iddia eden ve geçtiğimiz Temmuz ayında tasfiye edilen 21 şirketin batırdığı parayı, bu işler ile hiç ilgisi olmayan biz vatandaşlar ödeyeceğiz.
Bu şirketlerde 49 bin kişinin 764 milyon 600 bin lirası batırılmıştı.
Katılımcılarını faiz ödemeden, taksitle, peşin fiyatına otomobil ve ev sahibi yapacağını vaat eden şirketlerin sayısı son beş yılda artmıştı.
Ve Erdoğan yönetimi de bu olup bitenleri sesini hiç çıkarmadan izlemekle yetindi.
Çünkü bu şirketlerin ezici çoğunluğu AKP tarafından muteber kabul edilen kişilerce kuruldu.
Mütedeyyin insanların bir kez daha Müslümanlık kisvesi altında resmen dolandırılmasına Erdoğan yönetiminin bunca yıl göz yummasının nedeni bu.
Bu konudaki uyarılar dikkate alınmadı.
"Ponzi dolandırıcılığına" çok benzer şekilde yürütülen dolandırıcılık faaliyeti BDDK'nın gözleri önünde cereyan etti.
Sistemin bütün ponzi usulü dolandırıcılık sistemlerinde olduğu gibi günün birinde tıkanması ve çökmesi sürpriz olmamalıydı.
Ve nitekim, bu alanda faaliyet gösteren sadece 6 şirketin faaliyetlerine devam etmesine izin verildi. Diğerleri tasfiye sürecine sokuldu.
Ve mağdurların yatırdığı paraları da biz ödeyeceğiz, sakallı dolandırıcılar değil.
Burada bir cinlik daha var.
Tasfiye edilen şirketlerle yapılan sözleşmeler, mevcut şirketlere devredilecek, sözleşme tutarlarını TMSF bu şirketlere ödeyecek.
Mağdurlar paralarını, faiziyle birlikte geri almak isterlerse tasfiye ödemelerinde dördüncü sırada olacaklar, paralarını bir süre daha göremeyecekler.
Bu işin böyle sonuçlanacağını 5 Temmuz 2021 günü T24'te yazmıştım.
Çok bilmiş bir falcı olduğum için değil, Türkiye'de düzenin böyle kurulup, sürdürüldüğüne defalarca tanık olduğum için!