Alladılar pulladılar 2023 vizyonu diye pazarladılar ama hani derler ya dağ doğura doğura fare doğurdu, AKP kongresinin tek cümleyle özet sonucu bu.
Gerçi dağın başka şey doğurması beklenmiyordu, çünkü AKP Genel Başkanı artık hücum hattında değil defansta oynuyor. Artık oyun kuramıyor, tam tersi orta sahayı kaptırdığı için enerjisini kalesine gol yememek için harcıyor.
Zaman zaman, maçın gidişatını değiştirmek için hamleler yapıyor ama olmuyor, tutmuyor.
AKP kongresine, Reis'in oyununun gidişatını değiştirecek, toplumu sarsacak, motive edecek, heyecanlandıracak, muhalefete şapka attıracak gözüyle bakılıyordu. Yorumların tümü bu yöndeydi. Kongreden sonra da iktidara yakın çevreler "Müthişti, inanılmaz mesajlar verdi, her alana değindi, rota çizdi, konuşması çok etkileyiciydi"dediler ama dediklerine kendilerinin de inanmadıkları gözlerinden belliydi.
İşin aslı (zamanınız varsa varsa Youtube'dan izleyin) öyle değildi.
AKP Genel Başkanı din/muhafazakârlık/ milliyetçilik motifleriyle süslenen konuşma yaptı. Bol bol aile vurgusu yaparak belli kesimlere çiçek attı. Birkaç örnek:
* Yeni nesiller binlerce yıllık varlığımızın teminatı olan aile ortamından, aileden tevarüs edilen değerlerden nihayet mekteple biçimlenen şahsiyetten mahrum bir şekilde yetişiyor.
* Medeniyet nöbetini devralacaksak önce işe buradan başlamamız gerekiyor.
* Taklit eden değil, özenen değil özenilen, hevâyı değil, fıtratı önceleyen, vakte teslim olan değil yönünü geleceğe dönen maziden afiye köprüler kuran nesiller yetiştirmek için önce aileyi sağlama alacağız.
Delegelere, tribünleri dolduranlara, AKP Başkanı ne demek istedi, diye sorsak yanıt veren olur mu?
Zannetmiyorum.
Ama görünen o ki; AKP Genel Başkanı bu alana yoğunlaşacak, politikasını aile üzerine kuracak. Belli ki 2023 seçimlerine giderken koşu bayrağı bu mesele olacak.
AKP Genel Başkanı'nın "Öyle ki evlilik yaşları zaten 30'lara dayanan gençlerimiz arasında hiç evlenmeyenlerin sayısı artıyor. Bir veya iki çocuklu aile yapısı giderek yaygınlaşıyor" şikayeti yeni politikasının işaret fişeklerinden biriydi.
Bugünden itibaren "medeniyet nöbetini devralmak" kavramını artık sık sık duyacağız.
Ne demek istedi derseniz; Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın bir süre önce sarf ettiği "Biz, masalları olan bir coğrafyanın çocuklarıyız. Bize yüz elli yıldır modernleşme adı altında başkalarının hikâyeleri anlatıldı. Artık kendi hikâyemizi yazma zamanıdır" açıklamasıyla birlikte okuyun derim.
Kongrede bana göre kayda değer başka bir şey yoktu. Kürt meselesi, HDP'yi kapatılma davası gündeme gelmedi. Galiba o mesele MHP'ye devredildi!
Bu arada altını, doları olanların bozdurmaları, TL'ye yatırım yapmaları istendi. (Bu kaçıncı diyeceksiniz!)
Kongre göstermelikti, Saray'da hazırlanan MKYK Listesi onaylandı, yeni MKYK da jet hızıyla MYK (genel başkan vekilleri ve genel başkan yardımcıları) listesini onayladı.
Parti Sözcüsü; yeni meclis grup başkan vekillerini bile açıkladı. (Grup başkan vekillerini milletvekillerinin Meclis'te oylamayla seçmesi gerekmiyor muydu!)
Yeni rejimde/başkanlık yönetiminde böyle oluyor demek! Neyse bizim meselemiz değil, AKP'nin meselesi. İstedikleri gibi seçsinler/atasınlar.
Bakanların da değişeceği söyleniyor. Kim kalır, kim gider bilemem ama yeni bakanlardan küçük bir ricam var.
Bir: Bakan gibi olsunlar, ağırlıkları olsun.
İki: Özgüvenleri olsun, inisiyatif kullansınlar, söyledikleri sözün arkasında dursunlar.
Üç: Yaptıkları her işi Cumhurbaşkanımızın talimatıyla yapmasınlar, kendi kararlarıyla yapsınlar. (Örnek, devasa orman yangını çıkmış, ortalık alev alev. Bakan da olay yerinde ilk demeci Cumhurbaşkanımızın talimatıyla geldim oluyor. Demek talimat vermese Ankara'da oturacaktı.)
Dört: Anayasa sadece Cumhurbaşkanı'na karşı sorumlu olduklarını belirtse bile yaptıkları görev itibariyle millete karşı sorumlu olduklarını unutmasalar.