Bu ülkenin yönetim yapısı ne, yönetim şeması ne bilen anlayan var mı?
Tam bir karmaşa, tam bir curcuna.
Kim neden sorumlu, kimin yetkisi nerede başlıyor nerede bitiyor belli değil.
Dışişleri Bakanı günlerdir Antalya’da. Helikopterle yangın alanlarını gözetlemiş. Muhakkak ki talimatlar da vermiştir.
Dışişleri Bakanı’nın ne işi var yangın bölgesinde, helikoptere atlayıp yangın alanlarını denetlemede.
Ne işi var?!
Yangın uzmanı mı?
Orman mühendisi mi?
Bu da yetmemiş Manavgat AFAD Koordinasyon Merkezi’nde basın toplantısı düzenleyerek şu açıklamayı yapmış:
"Yangından etkilenen mahalle sayısı 59, toplam etkilenen bina sayısı 3 bin 231. Bağımsız bölüm ise 6 bin 359 olarak tespit edilmiştir. Ağır hasarlı binalar daha önce Çevre ve Şehircilik Bakanı'mızın da açıkladığı gibi yıkılacak, yeni konutlar inşa edilecek. Az hasarlı olan binaların tamiri için de destek verilecektir. 1238 hanede eşya zararı var. Toplam 34 milyon 596 bin liralık zarar tespiti yapıldı. Şu ana kadar bin 52 kişiye, 25 milyon 753 bin lira ödendi. Paramız var, bu konuda hiçbir sıkıntı yok, değerlendirme ve ödeme işlemleri devam ediyor. Yangında 93 araç hasar gördü. Bunlardan 16 tanesi traktör. Traktörlerin 4 tanesi karşılandı. Geri kalan 12 traktör de vatandaşlarımıza teslim edilecek.”
Manavgat’taki hasar, hasarın giderilmesi çalışmaları Dışişleri Bakanlığı’nın çalışma alını içinde mi?
Manavgat Türkiye sınırları içinde değil mi?
Dışişleri ne?
Kaç para yardım yapılacağı Hazine ve Maliye Bakanı’nın yetkisinde değil mi?
Ona ne!
Yeni kurdukları rejim ucube olunca Dışişleri Bakanı yangın denetimine çıkabiliyor.
Sadece o mu?
Adalet Bakanı da Marmaris’e giderek yangın çalışmalarını izlemiş. Soğutma çalışmalarını denetlemiş.
O da mı yangın uzmanıymış!
O da mı orman mühendisiymiş!
"Yanan yerleri yeşillendireceğiz. Bir çivi bile çakılmasına izin vermeyeceğiz" demiş.
Yeşillendirme ve çivi çakmama yetkisi Adalet Bakanlığı’nda mı?
Benim bildiğim, yeşillendirme yetkisi Orman Bakanı’na çivi çakma veya çaktırmama yetkisi ise Turizm Bakanı’na ait.
Biliyorsun, son çıkan yasayla yansın yanmasın orman alanlarında turizm bölgesi açma, yapılaşmaya izin verme yetkisi Turizm Bakanı’na ait.
Dikkat edin.
Orman Bakanlığı demedim, Turizm Bakanlığı da demedim. Çünkü bürokrasi devre dışı.
Emir komuta zinciri geçerli.
Yarın öbür gün Milli Savunma Bakanı da Bodrum’da yangın denetimine çıkarsa şaşırmam. Gerçi onun kafası şimdilik Afganistan’la meşgul.
‘Şartlar oluşursa Afgan kardeşlerimize destek vermek için huzur ve ihtiyaçlarının karşılanması için Kabil havaalanını işletmeye talibiz’ demiş.
İşletme dediği koruma.
Kabil Havaalanı dediği tüm Kabil.
Niye talibiz? Kimden talibiz? Şartlar ne? Şartlar paraysa ABD gerekli parayı vermezse Afgan kardeşlerimizin huzuru ve ihtiyaçlarından bize ne mi diyeceğiz?
Bakan’a sor bu soruları cevap veremez.
Eminim kendi de bilmiyordur. Saray ‘şartlar oluştu derse’ şartlar oluşmuştur. Çünkü Biden ile Erdoğan görüşmesini Merve Kavakçı’nın kızı dışında kimse bilmiyor.
Rejimin ana kurgusu burada. Ankara’da bakanlar var ama her şey Saray’dan yönetiliyor.
Saray’da ofisler var, kurullar var, danışmanlar var, karar onlarla alınıyor, bakanlar uyguluyor.
Milli Eğitim Bakanı neden gitti dersiniz?
Okullar salgın nedeniyle bir buçuk yıldır doğru dürüst eğitim veremedi, bakan istifa etti?
Neden?
Çünkü, Bakan olarak yetkisini kullanamıyor. Uygulayıcı olmanın ötesine geçemiyor. Cumhurbaşkanı’ndan talimat geliyor, Dışişleri Bakanı, Adalet Bakanı yangın denetiminde!
İsterse dış meselelerde binlerce sorunumuz var onlarla ilgilenmem lazım desin.
İsterse adalet mekanizması yürümüyor, yeni adli yıla hazırlık yapmamız lazım gitmeyeyim desin.
Gitmezlerse sistem çökmez; kendileri gider.
Orman yangını sadece bizim ülkemize özgü değil. Birçok ülkede çıkıyor. Ama ben hiç bir ülkede Dışişleri Bakanı ile Adalet Bakanı’nın yangını koordine ettiği yapılan çalışmaları denetlediğini görmedim.
O ülkelerde bu işi hep konunun uzmanları yapıyor.