İktidarın büyük ortağı Atatürk'ü emrindeki imamları üzerinden tartışmaya başlattı. O imamlar durumdan vaziyet çıkararak da Atatürk'ü zalimlikle, hainlikle suçlayarak bayrak açtı.
Hem de Cumhurbaşkanı'nın huzurunda...
Hem de TBMM Başkanı'nın önünde...
İkisi de kalkıp tek laf etmedi. Hatırlayın Türkiye Barolar Birliği Başkanı, yıllar önce adli yılın açılış töreninde iktidarı eleştirmeye kalkmıştı da neler olmuştu neler.
Dönemin Başbakan'ı 'doğru söylemiyorsun, siyaset yapıyorsun' diye kükremişti. Salonu terk etmişti, bununla da yetinmeyip dönemin Cumhurbaşkanı'nı kolundan çekerek salondan çıkarmıştı.
Atatürk'e zalim ve kafir diyen imama tepki göstermedi. 'Siyaset yapıyorsun, burası cami' diye kükremedi.
MHP lideri Bahçeli kükredi güya. Güya demem şundan, Bahçeli konuşuyor, bağırıp çağırıyor ama devamı gelmiyor. Atatürk'e kafir diyen imama FETÖ'cüdür iması yaptı.
İyi takip edilmesini istedi.
Bakalım ne olacak, ne yapılacak?
Çünkü...
O imam ki, YÖK Başkanı'nın kayınpederi...
O imam ki, Cumhurbaşkanı'nın yakın arkadaşı...
O imam ki, törende o konuşmayı yapsın diye özel olarak seçilmiş...
O imam ki; Atatürk'e hakaret etmeyi planlamış, büyük ihtimalle Saray'ın da onayını almış.
MHP lideri imamın konuşmasını şöyle yorumladı: 'Atatürk'e tahammülsüzlük, lamı cimi yok, Türkiye Cumhuriyeti'ne tahammülsüzlüktür.'
Zaten öyle. O imamlar veya o zihniyet veya o siyası akım Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığına tahammül edemiyor.
Mesele bu!..
Atatürk üzerinden kinlerini, nefretlerini kusuyorlar...
Bahçeli 'Atatürk kırmızı çizgimiz' dedi, CHP lideri Kılıçdaroğlu anında yanıt verdi.
Dedi ki; 'Senin kırmızı çizgin Saray'a doğru uzadıkça renk değiştiriyor.'
Bakalım Bahçeli kırmızı çizgisine sahip çıkacak mı?
Bakalım Bahçeli imamlar üzerinden başlatılan Atatürk'e saldırı furyasının önünü kesecek mi?
Bakalım Bahçeli iktidar ortağı olarak masaya yumruğunu vuracak mı?
İş bununla bitmiyor. Bir de uzlaşma çağrısı yapanlar var; Atatürk konusunda toplumsal uzlaşmaya ihtiyacımız varmış!
Diyorlar ki; Atatürk'ün asgari saygıyı hak ettiği konusunda uzlaşmalıyız.
Yok ya. Atatürk asgari değil, azami saygıyı hak ediyor.
Diyorlar ki; Atatürk'e hakaret ederek milli birliği tesis edemeyeceğimiz konusunda uzlaşmalıymışız.
Bu uzlaşma yüzyıl önce yapıldı. Üç beş sapkının dışında kimsenin Atatürk'le meselesi yok.
Şimdi diyeceksiniz ki Atatürk konusunda toplumsal uzlaşma zaten varken...
Neden 'hadi gelin uzlaşalım' çağrısı yapıyorlar?
Neden Atatürk'ü tartıştırmak istiyorlar?
Neden Atatürk üzerinden Türkiye Cumhuriyeti'ni masaya yatırmaya niyetliler?
Neden Türkiye Cumhuriyeti üzerinden laikliği konuşmak istiyorlar?
Neden laiklik üzerinden cumhuriyeti içinden bulunduğumuz ağır iç/dış/ekonomik krizin müsebbibi yapmaya çalışıyorlar?
Çünkü...
Atacak barutları kalmadı.