Mehmet Tezkan

01 Ocak 2020

Raconu Akşener kesti...

Akşener'in koşuluna dikkat çekerim... Seçime bugünkü koşullarda yani başkan olma yarışıyla girsek bile seçilen kişi olacak kişi başkan oldum diye üzerine yatamayacak

Merak edilen sorulardan bir kaçı da şu: 2020 yılında siyaset nasıl şekillenecek, kim kiminle kol kola girecek, ittifaklar kalıcı mı olacak dağılacak mı? Yeni partiler (Davutoğlu ve Babacan'ın partileri) millet ittifakına mı katılacaklar, yoksa üçüncü yolu mu tercih edecekler? 2020 yılında seçim olacak mı?

Yılın ilk günü bu sorulara yanıt arayalım.

Seçimden başlarsak kimileri; yerli otomobil lansmanını, 100 bin konut atılımını, kamu bankalarının konut kredilerinin aylık faizini 0.70'ler seviyesine çekeceğini açıklamasını, Kanal İstanbul projesini erken seçim işaretleri olarak okuyor/yorumluyor.

Ama zor... Ekonomi bu haldeyken, işsizlik memleketi kasıp kavururken iktidar (Cumhurbaşkanı) için sandığa gitmek sonun başlangıcı olur. Hele hele Libya çöllerine asker göndereceğimizi göz önüne alırsanız 2020'de sandığı unutun derim.

Ama, "Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni taşıyamıyor", "Ekonomi 'tek adam' yönetimiyle düzlüğe çıkamayacak", "Bu rejim kaldığı sürece yabancı sermayenin gelmeyecek (Katar hariç), seçim kaçınılmaz olacak" diyen de az değil...

Onlara hak veriyorum ama Erdoğan'ın bu rejimi ayakta tutmak için sonuna kadar direneceğini düşünüyorum.

Ekonomide canlanma diyemeyeceğim ama kıpırdanma için her yolu deneyeceğini düşünüyorum.

Kanal İstanbul projesi sekiz yıl sonra ısıtılıp masaya konulması anlamlı değil mi?

Gelelim ittifaklar meselesine... Kimin kimle kol kola gireceğine...

Raconu İyi Parti Genel Başkanı Akşener kesti... HaberTürk'te Fatih Altaylı' nın sorularını yanıtlarken şöyle dedi:

"Birinci önceliğimiz ittifaklar açısından bakıldığında iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sistemine geçilmeden Cumhurbaşkanlığı'na gidilecekse, bütün şartımız kim seçilirse seçilsin 6 ay içinde Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi'nden dönüleceğini söylemesidir."

Anlaşılan o ki; Suriye gibi, Suriyeliler gibi, dış dünyada yalnızlık gibi, işsizlik gibi, yüksek enflasyon gibi, piyasalardaki durgunluk gibi, eğitimin tel tel dökülmesi gibi, yargının adalet dağıtmaması gibi, düşünce özgürlüğünün kelepçelenmesi gibi, sivil toplumun etkisiz hale getirilmesi gibi, toplanma, gösteri ve yürüyüş hakkının Anayasa kitapçığında kalması gibi, medyanın büyük çoğunluğuna tek tip elbise giydirilmesi gibi Türkiye'nin devasa meseleleri ikinci planda olacak.

Parlamenter sisteme dönüşü isteyenler bir safta yer alacak...

Türk usulü başkanlık modelini savunanlar öteki safta...

İlk seçimde seçmen de tercihini buna göre yapacak.

Parlamenter seçim mi?

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi mi?

Akşener'in koşuluna dikkat çekerim... Seçime bugünkü koşullarda yani başkan olma yarışıyla girsek bile seçilen kişi olacak kişi başkan oldum diye üzerine yatamayacak. Acilen ülkeyi güçlü parlamenter seçime taşıyacak. Gerekirse cumhurbaşkanı makamında oturmaktan fedakarlık edecek!

Kabul edenler 'Millet İttifakı'nda.

Etmeyenler!..

2020 yılının ilk günü siyasetin fotoğrafı böyle...