Her depremden sonra aynı konular konuşulur, tartışılır. Kısa süre sonra unutulur gider.
Bunların başında çürük binalar gelir.
Mesela, İstanbul'da yedi büyüklüğünde deprem olursa on binlerce binanın yassı kadayıfa döneceği yüzbinlerce insanın öleceği, milyonların evsiz kalacağı hatırlatılır.
Büyük kaos yaşanacağını, yağmaların olacağını, Türkiye'nin 50 yıl geriye gideceği uyarısı yapılır.
Deprem vergileri de gündeme gelir. 21 yıldır toplanıyor, nere gittiği belli değil! 70 milyar liranın uçup gittiği söylenir. Bu parayla 500 bin binada dönüşüp yapılması gerektiği ama yapılmadığı söylenerek iktidar partisi (18 yıldır AKP) suçlanır.
Toplanma alanları da gündeme gelir. Deprem sonrası en büyük sorun hafif veya ağır hasarlı binalardan sağ çıkan insanların nerede toplanacağıdır. On binlerce çadırların nerede kurulacağı ayrı ama çok önemli sorundur.
1999 depreminden sonra toplanma alanları da, acil geçiş yolları da, çadır kurulacak alanlar da belirlendi. Üç - beş yıl sonra unutuldu. AKP iktidarı inşaata yüklenerek büyüme yolunu seçince üzerlerine gökdelenler konduruldu, AVM'ler yapıldı.
Örnek vermek gerekirse; İstanbul'da kent merkezinde insanların sığınacağı park kalmadı. İktidar (Cumhurbaşkanı) millet parkı projesini hayata geçirmeye başladı ama iş işten geçtikten sonra.
Aslında göz boyama için.
Yine iktidar (Cumhurbaşkanı) İstanbul'a ihanet ettik diyerek yatay mimarinin gerekli olduğuna dikkat çekti ama yine iş işten geçtikten sonra. İstanbul gökdelenler kenti olduktan sonra. Bütün kupon araziler AVM'ye veya konuta dönüştükten sonra.
İstanbul'un en kalabalık bölgesi Mecidiyeköy'den başlayan 4. Levent'e kadar uzanan hattır.
Deprem olsa kaçılacak tek bir yer yok.
Allah korusun!. Binaların ortasında kabak gibi kalırsın.
Ali Sami Yen Stadı vardı, yerine devasa binalar dikerek iş yeri yaptılar. Karayollarının geniş arazisi vardı araya da AVM, otel ve rezidans kondurdular. Karşısındaki geniş alana 60 katlı bina diktiler. Levent'in karşısına yan yana üç AVM yapıldı. Onlar yetmedi iki Levent arasına onlarca site inşa edildi. Boş kalan son araziye de 20 bin kişilik cami yapıldı.
İstanbul'un birçok yerinde durum farklı değil. Kent merkezi diye Mecidiyeköy - 4. Levent hattından örnek verdim.
Peki, deprem olursa nereye gideceğiz, nerede toplanacağız?
AVM'lerde!..
Evet, evet yeni toplanma merkezleri olarak AVM'ler ilan edildi. Deprem olursa oralara sığınacakmışız.
Üst üste, alt alta. Covid - 19 falan hak getire.
Başka?..
Zincirlikuyu Mezarlığı'na.
Demek ki; kentin göbeğinde yaşayanlar için istikamet orası; ya canlı, ya ölü.
Ama mutlaka orası; mezarlık.