Mehmet Tezkan

16 Eylül 2020

İktidarın son kozu: Erdoğan karşıtlığı!

Konu ne olursa olsun, sen ne dersen de, gelen yanıt: "Siz Erdoğan'ı devirmek istiyorsunuz." Dikkat edin, iktidar cephesi yapılan bütün eleştirileri Erdoğan karşıtlığıyla göğüslemeye çalışıyor

İktidara yakın yazarlar neredeyse hemen her gün aynı cümlelerle muhalefete yükleniyor:

Muhalefet Erdoğan karşıtıymış.

Yanlısı olacak hâli yok ya! MHP'yi örnek gösterecekler ama o muhalefette değil, iktidarın göbeğinde.

Muhalefeti bazen Biden'la, bazen Macron'la aynı dili kullanmakla suçlayarak küreselcilerin piyonu gibi göstermeye çalışıyorlar.

Peki gerçek ne?

Gelin sakin sakin irdeleyelim.

İktidar cephesi diyor ki; muhalefet Erdoğan'a karşı ittifak yaptı. Bütün dertleri Erdoğan.

Muhalefet cephesi yanıt veriyor: Biz parlamenter rejim geri getirmek için ittifak yaptık.

İktidar cephesi iddia ediyor: Tek amaçları Erdoğan'ı indirmek.

Muhalefet cephesi karşı çıkıyor: Tek amacımız rejimi değiştirmek.

Anlaşmaları mümkün mü?

Değil. Çünkü aynı dili kullanmıyorlar.

Konu ne olursa olsun, sen ne dersen de, gelen yanıt: "Siz Erdoğan'ı devirmek istiyorsunuz." Dikkat edin, iktidar cephesi yapılan bütün eleştirileri Erdoğan karşıtlığıyla göğüslemeye çalışıyor.

Çünkü söyleyecek sözleri kalmadı.  

Gelin burada bir parantez açalım. Şu Erdoğan karşıtlığına veya Erdoğan'ı demokratik yollarda indirme çabasına/ittifakına kısaca değinelim.

Demokratik ülkelerde muhalefetin amacı nedir veya ne olmalıdır?

İktidarı indirmek! Yerine geçmek, ülkenin direksiyonunu ele almak.

Peki muhalefet partilerinin bunun için strateji belirlemeleri, ortak hareket etmeleri, ittifak kurmaları doğal mı?

Evet, demokrasinin gereği. Hatta demokrasinin olmazsa olmazı.

Ama iktidar kanadı bunu başka türlü ambalajlıyor. Muhalefetin Erdoğan'ı dış güçlerinde yardımıyla tezgah kurarak indireceği algısı yaratmaya çalışıyor.

Ülke şu hâle geldi.

İktidarın söylediği mutlak doğru, muhalefetin iddiaları ise kirli tezgahın, zillet ittifakının, terör örgütü destekli dış mihrakların oyunu.

Bunu kendi medyalarıyla öyle baskın söylem haline getirdiler ki, artık ülkede tam hakkıyla konuşmak mümkün değil.

Şimdilik yarım yamalak konuşuluyor!

Örnek verelim. Hafta sonuna girerken kredi derecelendirme kuruluşu Moody's Türkiye'nin kredi notunu B1'den B2 düşürdü ve görünümünü negatif yaptı.

Bu ne demek?

Türkiye'ye yatırım yapmayın çok riskli, paranız batar demek.

Niye bu hale geldik, ekonomi neden bu durumda, eksiğimiz ne gediğimiz ne, bu çukurdan nasıl çıkacağız diye düşünmemiz, konuşmamız, tartışmamız gerekmez mi?

Bir yığın gerekçe sıralamışlar. Merkez Bankası'nın bağımsız olmadığından, başlayarak gerçek enflasyonun çok yüksek olduğuna kadar.

Doğru mu?

Konuşalım, tartışalım. Türkiye, Moody's iddiasındaki ettiği gibi, Uganda, Tanzanya, Etiyopya , Kenya, Kırgızistan gibi ülkeler seviyesine mi indi?

Hani 2023'te dünyanın en iyi ilk 10 ekonomisi arasına girecektik / giriyorduk.

Ne oldu?

Ne olduğunu konuşmak adeta yasak! Gizli yasak desek daha doğru olur.

TV'lerdeki tartışma programlarında bu konuya girilmiyor.

Bir örnek daha.

Moody's adlı derecelendirme kuruluşu da benzer bir rapor yayımladı. Cumhurbaşkanı, "Sen kendine çeki düzen ver, sen Türkiye'ye ekonomik yaptırımlarla bir yere çekemezsin" dedi, kesti attı.

Kimileri de o raporu çöpe atıyoruz, yok hükmünde kabul ediyoruz, niyetleri belli yorumunu yaptı.

Erdoğan düşmanlığına bağladı.

Hadi gel de konuş, tartış.

Anında hain olursun, dış güçlerin maşası damgasını yersin.

Yaratılan veya yaratılmak istenen hava şu:

"Erdoğan düşmanlığı nedeniyle Türkiye'nin notunun sürekli kırıyorlar, kasıtlı olarak Tanzanya ile bir tutuyorlar. Muhalefetin de işbirliğiyle B2'ye düşürdüler!

Oysa Türkiye Covid - 19 salgınını başarıyla savuşturan tek ülke, salgından büyüyerek çıkacak tek ülke olacak. Ön göstergeler böyle, en kötü geride kaldı, dünya ile pozitif ayrılıyoruz. Onlar küçülüyor, biz büyüyeceğiz."

Bu söyleme inanırsan inan.

İnanmazsan muhalifsin, üst akılın Türkiye üzerinde oynadığı oyunun kuklasısın.

İnanmasan bile inanıyormuş gibi yaparsan senden iyisi yok.

Bu hâle geldik ki.

İşsizlik fonunda toplanan paraların akıbetini sor.

Erdoğan karşıtısın.

15 Temmuz şehitleri ve gazileri için toplanan paraları ne yaptınız de.

Erdoğan karşıtısın.

Koronavirüs için topladığınız yardım paralarını nereye harcadığınız diye konuya gir.

Erdoğan karşıtısın.

İnönü stadının önünde PKK teröristlerin şehit ettiği polisler için toplanan yardım paralarını sorgula.

Erdoğan karşıtısın.

Bireysel Emeklilik Sistemi'nde (BES) biriken 155 milyarı neden tek merkezde toplayıp Varlık Fonu'na aktardınız, o parayı müteahhitlere ucuz kredi olarak vermeyi planlıyorsunuz bunu yapamazsınız diye itiraz et.

Erdoğan karşıtısın.

Yeni düzen yeni söylem böyle.

Erdoğan karşıtlığı söyleminin ipine sarıldılar tepe tepe kullanıyorlar.