Hayatımızı allak bullak eden Koronavirüs salgınından sonra dünya değişecek diyorlar.

Hiçbir şey eskisi olmayacak diyenler çoğunlukta.

Devrimcisi, muhafazakârı, İslamcısı, sosyal demokratı aynı görüşte.

Ortak slogan şu; yeni bir dünya düzeni kurulacak!

Sadece toplumsal ilişkiler değil, sadece yüz yüze temaslar değil, sadece kurumlarla bireyler arası ilişki değil, devlet yapıları da sorgulanacak, rejimler de, yönetim sistemleri de masaya yatırılacak.

Kapitalist sistem tehdit altında.

Özgürlükler, krizlerle mücadeleye engelmiş, farkını vardık diyenler de var, güçlü sosyal devlet anlayışı yeniden canlanıyor iddiasında olan da... Otoriter rejimlerin dünyaya etkin olması gerektiğini savunanlar da...

Anlaşılan o ki; virüsü geldiği yere yollarsak oturup konuşacağımız, tartışacağımız çok mesele var. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra dünya nasıl yeniden kurgulandıysa "Korona Savaşı"ndan sonra da benzeri olacak diyenler çoğunlukta.

Ne olabilir?

Mesela, ülkeler içine kapanabilir. Yabancı düşmanlığı Hitler’i aratır hale gelir.

Mesela, hiçbir ülke kendi ırkından olmayan kişilerin topraklarında yaşamasını istemez.

Mesela, Ortaçağ düzeni gibi bu kez teknolojik kalelerin arkasına sığınır, biz bize yaşamaya başlarız.

Mesela, turizm uzun süre belini toparlayamaz.

Mesela, insanlar kendi köylerinin, kendi kentlerinin, kendi ülkelerinin dışına çıkmamaya başlar.

Mesela, tam tersi olur filmlerde gördüğümüz uzay savaşlarındaki gibi dünya tek vücut olur.

Mesela, sınırlar iyice kalkar dayanışma hat safhaya çıkar.

Mesela, tüm toplumlar bu dünya hepimizin diye iç içe yaşamaya başlar.

Kısaca o tarafa da savrulabiliriz bu tarafa da.

Ama şu gerçek, bu meseleye çözüm bulduğu anda bütün iktidarlar sorgulanacak. İspanya hükümetinden hesap soracak İtalya da, İngiltere de, ABD de, Belçika da...

Büyük ihtimalle iktidarlara, başbakanlarına ağır faturalar kesilecek.

Medya üzerinde yoğun keskin tartışmalar sürecek.

Türkiye hariç!

Çünkü, iktidara yakın medyaya göre (yüzde 90 oranında) dünya Türkiye’nin sağlık alanında yaptı hazırlıkları gıptayla izliyormuş!

Zaten iktidarın 10 yıldır yaptığı tüm icraatları dünya gıptayla izlemiyor mu?

10 yıldır kıskançlıklarından çatlıyorlar!

Havaalanı yapıyoruz kıskanıyorlar!

Gelip geçmeyene köprüler yapıyoruz, kıskanıyorlar!

Ekonomide son derece etkin önlemler alıyoruz kıskanıyorlar!

2023 hedeflerimizi zaten açıkladığımız günden beri (2013) kıskanıyorlar!

Bazen üst akılı devreye sokuyorlar (bazen kur atağıyla) finans sistemimizi çökertmeye çalışıyorlar.

Süper güçler, Suriye üzerinden Türkiye’yi zayıf düşürmek için her gün yeni hamle yapıyor!

Galiba seçtikleri son koz Koronavirüs!

Gıptayla izlediklerine göre.

Bu badire atlatıldıktan sonra başta Avrupa sistemlerini sorgulayacak dedik ya, iktidarcı yazara göre Türkiye modeline dönüş olacakmış.

Çünkü; Türkiye modeli dünyanın selameti için çözüm üreten bir yapıymış. Kalıcı olacak da buymuş.

Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi.

Ne diyeyim.

Yorum sizin!