Salı günü Bahçeli'nin, dün de Erdoğan'ın grup toplantısında yaptıkları konuşmayı dikkatle izledim. Bildiri meselesi daha da büyüyecek/büyütülecek, kapsama alanı 103 generalle sınırlı kalmayacak, içine bazı büyükelçileri de alacak, belki bazı akademisyenler de nasibini alacak ama nihai hedef; CHP olacak.
'Sivil, asker, siyasetçi, sözde aydın bir araya geldi darbe hazırlığı yapıyorlardı, suçüstü yakaladık' havasını 2023 yılına kadar sürdürebilirler mi bilemem ama bu mesele erken seçimin, baskın seçimin sebebi bile olabilir.
İktidarın aklından 'işler daha da kötüye gitmeden' seçime gitmek gibi bir düşünce varsa tam fırsat. Meydanlarda bağıracakları, muhalefeti itham edecekleri, korku salacakları ortam hazır!..
Darbe girişimi, darbe iması veya darbe çağrısı davası bu niyetler için biçilmiş kaftan.
Seçmen ikna olur mu? Darbe korkusuyla bir kez daha iktidara sarılır mı?
Zor soru.
2015 yılında korkuyla iktidara sarılmıştı.
Altı yıl geriye dönelim, 2015 yılının 7 Haziran'ında seçmen AKP'yi iktidardan indirdi, ama o yaz terör azdı; IŞİD'in canlı bombalarına, PKK'nın eylemlerine, muhalefetin basiretsizliği, beceriksizliği eklenince olanları hatırlatmama gerek yok.
Seçmen, beş ay sonra yenilenen seçimde iktidara sarıldı.
Bu gerçek önümüzde. O gün kaos ve terörün azmasından korkan seçmen nasıl iktidar partisine sarıldıysa, bugün de yine ekonominin daha da çökmesinden, kaostan korkan seçmen darbe yapacaklardı propagandasından etkilenerek yine iktidara sarılabilir.
En azından iktidar bunu düşleyebilir.
Oyun planını bunun üzerine kurabilir.
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener'in çağrısı önemli. Cumhurbaşkanı'na şöyle seslendi: "Sakın ola çok ciddi öfke kontrolü problemi olan küçük ortağın gazına gelip, bildiriyi yazanlara abuk subuk cezalar verdirmeye kalkma. Buradaki anahtar kelime ver-dir-me."
Dünkü grup konuşmasından anladığım kadarıyla Erdoğan başka havada. Meseleyi daha da büyütüp, CHP ile kavganın yeni malzemesi yapma niyetinde. CHP'de veya millet ittifakında yarık açabilmenin hesaplarını yapıyor.
Grup konuşmasından edindiğim izlenim bu. Bir gün önce de 'içlerinde CHP üyesi olanlar var, kendisi, karısı, şusu, busu' diyerek geniş çaplı hazırlık yapıldığını ima etti.
CHP lideri de buna karşılık hemen bir video çekti, dün sosyal medyada yayınladı. '251 kişinin katili olan darbecinin (eski tümgeneral Mehmet Dişli) kardeşini (Şaban Dişli, Hollanda/Lahey Büyükelçisi) büyükelçi yapmadın mı' diye sordu?
Sadece o mu?
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin ağabeyi de (Prof. Dr Mehmet Pakdemirli) FETÖ'den cezaevinde.
Tabii suç varsa şahsidir; anayı, babayı, kardeşi, çocuğu bağlamaz. Ama AKP Genel Başkanı'nın açıklamalarına dikkatle bakarsak emekli amiraller çoktan darbeci ilan edilmiş, suçlu bulunmuş, şimdi onlarla irtibatlı kişiler araştırılıyor.
Görünen o ki; emekli amiraller hakkında 'darbe çağrısı' eksenli dava açılacak. Hükümeti silah zoruyla devirmek, alaşağı etmek gibi suçlamalarla yargılanacaklar. Anayasaya karşı suç işledikleri temelinde iddianame hazırlanacak.
Görünen o ki; uzun tutukluluk ve uzun yargılama süreci olacak.