Kabul edelim; Cumhurbaşkanı siyaseti herkesten iyi biliyor.
Kabul edelim; Cumhurbaşkanı halkın nabzını en iyi tutan kişi.
Kabul edelim; Cumhurbaşkanı Türkiye'nin gidişatını en iyi gören kişi.
Boş yere ekonomide, hukukta, demokraside reform vadetmedi. Boş yere demokrasi seferberliği ilan etmedi.
Bu ülkede demokrasi yok mu ki Cumhurbaşkanı demokrasi reformu dedi, demokrasi seferberliğini başlattığını açıkladı?
Bunun sonu rejim/sistem/model değişikliğine kadar gidecek.
Kurdukları Türk usulü sistemin yürümediğini Cumhurbaşkanı da biliyor. Üzerinde çalışılmayan yalap şap hazırlanıp halkın önüne konulan rejim... Kervan yolda düzülür anlayışıyla yola çıkıldı.
Kervan yolda düzülmedi/düzelmedi. İşler sarpa sardı.
Kabul etmeyecekler ama araba duvara çarptı, hasar aldı. Cumhurbaşkanı bu sebeple demokrasi dedi, hukuk dedi.
Maliye ve Hazine Bakanı istifa ettiği için söylemedi tabii. Ülkedeki hukuksuzluğu, demokrasinin olmamasının müsebbibi eski Hazine Bakanı değil tabii.
Cumhurbaşkanı da biliyor ve görüyor; Bahçeli'yle ele vererek kurdukları sistem yürümüyor.
Ne yapmak lazım?
Cumhurbaşkanı demokrasi reformu/seferberliği başlığı altında değişiklik sinyalini verdi. Parlamenter sisteme dönüşün yollarını arıyor.
Kendi de biliyor ki bu sistemle bir daha Cumhurbaşkanı olmasının imkanı yok. Olsa bile ülkeyi yönetmenin koşulları yok. Yabancı sermaye gelmiyor, yerlisi yatırım yapmıyor, parası olan dolara çıpa atmış, büyük parası olan yurt dışına çıkarmış.
Hâl bu değil mi?
Evet aynen bu. Cumhurbaşkanı da bu gerçeği geç de olsa gördü. Kulvar değiştirmek istiyor. Demokrasi reformu başlığı adı altında geri dönüşün alt yapısını hazırlamaya çalışıyor.
Nihai hedefi parlamenter sisteme geri dönmek. En çok oy alan partinin iktidar olmasını sağlamak. Yüzde 50+1 oyla yeniden seçilemeyeceğini biliyor/görüyor.
Güçlendirilmiş başbakanlık sistemine geçmenin formülünü arıyor.
Kısa bir süre sonra muhalefetin önüne Anayasa değişiklik taslağı konulursa şaşırmayın.
Neden mi, neden mi eski rejime geri dönüşü planlıyor?
Şundan:
Ekonomik buhrana rağmen, işsiz sayısı 10 milyonu geçerek rekor kırarken, Adalet Bakanı hukuk olmadığını, hakimlerin keyfi kararlar verdiğini itiraf ederken, Cumhurbaşkanı'nın demokrasi reformu yapacağız diyerek aslında demokrasi olmadığını ilan ederken, AKP'nin oyunun hâlâ yüzde 35 seviyesinde kalması nasıl izah edilir?
İzahı zor değil, Türkiye'nin sosyolojisiyle alakalı.
Cumhurbaşkanı bu sosyoloji iyi tahlil ederek yola çıktı. Yine iyi tahlil edeceğini düşünüyorum. Demokrasi reformu adı atında güçlendirilmiş başbakanlık rejimine dönecek.
Eli mahkûm!..