Cumhurbaşkanı, başkanlık rejiminin tartışılmasını istemiyor ama... Cumhurbaşkanı, AKP milletvekillerine bu konuyu gündemden düşürün talimatı veriyor ama...
Konu gündemden düşmüyor...
Tam tersi her geçen gün yeni bilgilerle alevleniyor... Belli, Cumhurbaşkanı ne derse desin Türkiye'nin bundan kaçışı yok... Bizlerin de, sizlerin de... Yazar/çizer takımının da... (Üniversiteleri saymıyorum onlar YÖK oldular)
Bu rejimin hatalarından ızdırap çeken biziz/hepimiz...
Diyorlar ki; sonuçta bedelini siyasetçi öder...
Bana ne? Sıkıntısını ben çektikten sonra!
Son tahlilde siyasetçinin ödeyeceği bedel seçim kaybetmek, ama alınan yanlış kararların ızdirabını hepimiz çekeriz/çekiyoruz...
*
Gelelim mevzuya... Mevzumuz bir süredir belli... Türk Usulü Başkanlık Modeli yürüyor mu, yürümüyor mu?
Geçenlerde Abdullah Gül'e yakın isimlerden Latif Cem Baran, TV programında Babacan'ın yeni kuracağı partiyle ilgili konuşurken sistemin tıkandığına işaret etmiş...
Ve demiş ki; ' Ben bugün Cumhurbaşkanı'nın önünde 4 bin, 4 bin 500 evrak olduğunu arkadaşlarımdan duyuyorum'
Doğru mu?
Bugüne kadar yalanlama gelmediğine göre; galiba doğru...
Yeri gelmişken soruyorum...
BİR: Cumhurbaşkanı'nın imzalaması gereken bu kadar evrak bekliyor mu?
İKİ: Cumhurbaşkanı yeni rejime geçtiğimiz günden bugüne kadar kaç evrak imzaladı?
ÜÇ: Cumhurbaşkanı'nın bir yıl boyunca günde/ayda/yılda kaç evrak imzalaması gerekiyor?
4 bin 500 evrak iddiası doğru ise Cumhurbaşkanı bir o kadarını veya yarısı kadarını da imzalamıştır... Hal buysa, yeni rejime geçerek, Cumhurbaşkanı'na insan kudretinin üzerinde güç yükledik... Sistem hızlansın derken sistemi tıkadık...
Devasa devlet çarkını bir kişiye, bir imzaya bıraktık...
Hesabı siz yapın... Cumhurbaşkanı 4 bin 500 evrakı imzalamak için ne kadar mesai harcayacak? Her evrakı okuduğunu, bir danışmanın da bilgi verdiğini düşünün... Ortalama evrak başına üç dakika zaman harcasa yenilerini boş verdim, sadece bekleyen 4 bin 500 evrakı imzalaması kaç saat sürer?
Yetkileri dağıtacağımız yerde tek kişide topladık... Böyle kurulan yapının yürümesi mümkün değil... Cumhurbaşkanı ısrar ediyor... Cumhurbaşkanı'na sadık siyasetçi/yazar/çizer/bürokrat/ teknokrat/iş insanı/ esnaf/işçi/emekli destekliyor...
Ama olmuyor... Sistem yürümüyor... Çünkü ortada sistem yok... Derme çatma yapı var... Kanıtı mı?
Öyle Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri çıkardılar ki... Okursanız, yok artık diyebilir siniz?
İçlerinden biri; ben bilmem Reis bilir yasası...
Ne mi o?
Bu konuya da yarın girelim.