CHP üzerine bir tomar laf söylendi. Günlerdir tartışma programlarının neredeyse tek konusu bu. Gerçi Diyanet İşleri Başkanı'nın sinsice Atatürk'e hakaret etmesi de konuşuluyor ama kimi kanallara göre bu "cıız" konu olduğu için üstünkörü ele alınıyor.
Diyanet Başkanı derken aklıma geldi. Biz fakir fukaraya yardım diye "Kimse Yok Mu" derneğine bağış yapıyorduk ya... Yıllar sonra verdiğimiz paraların fakir fukaraya değil terör örgütüne gittiğini (FETÖ) öğrendik ya... Verdiğimiz paraların Pensilvanya'da istiflendiğinin farkına vardık ya...
Yeni bir şey daha öğrendik; Atatürk'e sinsice hakaret eden Diyanet İşleri Başkanı o FETÖ'cü derneğin yönetim kurulu üyesiymiş.
FETÖ'ye giden paralarda onun da dahli varmış!
Ayrıca Fethullahçı KADİP'te de (Kültürlerarası Diyalog Platformu) görev almış.
Kripto mu ne?
Bilemem, konumuz değil.
Konumuz CHP'nin sağa kayıp kaymadığı.
Kimine göre, oy uğruna sağ cenahtan kişileri bünyesine alarak kimliğini yitirdi.
Kimine göre de CHP zaten sol parti değildi. Bırakın solu, sosyal demokrat parti bile olamadı.
Aslında bunlar günümüzde geçerli olmayan kavramlar. İktidarın anlayacağı dille eski Türkiye'nin değer yargıları veya ölçüleri.
Şimdiki Türkiye farklı.
Artık partiler "sağ" - "sol" ayraçlarıyla değerlendirilmiyor.
Demokrasiden yana mısın, insan haklarına saygılı mısın, hukukun üstünlüğünü kabul ediyor musun, kuvvetler ayrılığını önemsiyor musun, yargının bağımsız ve tarafsız olmasını destekliyor musun, seküler devletten yana mısın, özgürlük alanlarının genişletilmesini istiyor musun gibi sorular soruluyor.
Artık ölçü bu, ayraç bu.
Hukuk diyenler, siyasetin yargıdan elini ayağını çekmesini isteyenler, demokratik parlamenter rejimi talep edenler, yasakçı, baskıcı değil, özgürlükçü yönetim anlayışını savunanlar bir yanda.
Tek adam rejimini, iktidara gelenin toplumsal yaşamı da dizayn etmesini, iktidarın ahlak anlayışının toplumun kabul etmesini , "itaat"in "liyakat"tan daha önemli olduğunu savunanlar öte yanda.
Artık terazinin iki kefesi bunlar var.
Artık, sağcı mısın, solcu musun soruları da, sağa kaydı, sola kaydı yaftalamaları da bir şey ifade etmiyor.
Televizyonları izliyorum CHP sağa mı kaydı sola mı kaydı; artık boş tartışma. Bir anlam ifade etmiyor. Çünkü temel kurumları, temel değerleri yitirdik kimse farkında değil.
Ne yazık ki; hâlâ demokrasiden, insan haklarından, hukukun üstünlüğünden, kuvvetler ayrılığından, yargının bağımsızlığından özgürlüklerden söz ediyoruz.
İktidar yarışındaki bir parti, partiden de ötesi dört beş partiden oluşan bir ittifak bize bunları vadederek seçimi kazanmayı düşünüyor.
Türkiye son 10 yılda 40 yıl geriye gitti desem abartmış olmam herhalde. Binanın temeli gitti. Temel yerli yerine oturulmadan, sağlam kazığa bağlanmadan "sağ", "sol" gibi "sosyal demokrat", "liberal" gibi üst yapı kurumlarını konuşmanın anlamı yok.