AKP bütçe görüşmelerinde farklı bir yöntem izledi. Genellikle dolu gördüğümüz AKP sıraları bu kez boştu. 40 veya 50, bilemedin 60 milletvekili ya vardı ya yoktu.
İlgisizlik desem bu kadarı olamaz. 200'den fazla milletvekilinin bütçe görüşmelerini umursamaması mantıklı değil.
Belli ki; milletvekillerine gelmeyin talimatı verilmiş.
Belli ki; bütçe görüşmelerine girmeyin ki tansiyon yükselmesin denilmiş.
Belli ki; yürütmenin yegane temsilcisi (Saray) bütçenin hararetle tartışılmasını istemiyor.
Belli ki; bütçenin toplumun dikkatini çekmemesi istenmiş.
Başka izahı var mı?
Var, kabul edelim. Gelin ufuk turu yapalım.
Biliyorsunuz; bütçe görüşmelerinin de oylamanın da fazla önemi yok. Siyasal olarak var tabii ama yasama organının bütçeyi kabul etmeme hakkı yok. Kağıt üstünde var, fiilen yok.
Bütçe Meclis'te kabul edilmezse bir yıl önceki bütçe enflasyon oranında güncelleniyor.
Enflasyon kaç?
Yüzde 10,56 mı?
Hayır, bu bize söylenen enflasyon. Devletin kabul ettiği enflasyon 22,58. Hazine yeni yılda bütün vergileri, harçları, cezaları yüzde 22,58 oranında artıracak. Gerçek enflasyon bu.
AKP milletvekillerinin ilgisizliği bu sebepten olabilir mi?
Olamaz.
O zaman neden? Bu ilgisizlik neden?
Yoksa Saray'a mesaj mı?
'Bütçeyi yapıp önümüze koydunuz, bunu onaylayın dediniz, bize sadece savunmak düşüyor, bütçeye katkımız sıfır, bu rolü içimize sindiremiyoruz' tepkisi mi?
Zannetmiyorum. AKP milletvekillerinin ilgisizliğini Saray'a tepki olarak algılarsak olan bitene 'toplu isyan' dememiz gerekir ki, olacak iş değil!.. Vekiller bu yolla mesaj vermeyi akıllarından bile geçirmez.
Peki, muhalefetin ağır eleştirileri karşısında süt dökmüş kedi gibi oturmamak için olabilir mi?
O da olamaz. Saray tam kadro orada olun, muhalefetin her sözüne çatır çatır cevap verin talimatı verseydi grup başkanvekilleri yoklama yapardı. Vekilleri toplardı.
Eee, o zaman!.. Geriye tek seçenek kalıyor. İlgisizliğin nedeni, AKP yönetimin vekillere 'gelmeyin, ilgili olmayın, bütçeyi önemli tartışma alanı haline getirmeyin' talimatının tezahürü.
Başka bir şey olamaz.
Bütçe görüşmelerinde bir de şu dikkatimi çekti.
CHP lideri, bütçenin gerçek sahibinin Meclis'e gelmemesini eleştirdi. Bütçeyi sunmamasını, savunmamasını, işi bürokratlara bırakmasını.
Haklı diyeceğim ama!..
Bu ucube rejim, bu derme çatma sistem, bu dünyada eşi benzeri olmayan düzenleme, yürütmeyi (Cumhurbaşkanı) yasama organıyla muhatap etmiyor.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Meclis'e geldi, bütçeyi sundu. Maliye ve Hazine Bakan'ı Meclis'e geldi, bütçeyi savundu. AKP/MHP ortak yapımı rejime göre lütfettiler.
Böyle bir zorunlulukları yok. Çünkü onlar Meclis'e karşı sorumlu değiller. Onlar Cumhurbaşkanı'na karşı sorumlu. Sadece Cumhurbaşkanı'na hesap verirler.
Peki, yürütmenin yegane temsilcisi olan Cumhurbaşkanı Meclis'e karşı sorumlu mu?
Hayır. Meclis'e ister gelir, ister gelmez. Meclis'in yürütmeden hesap sorma yetkisi yok.
Daha vahim örnek vereyim.
Geçen yılın bütçesi yerinde kullanıldı mı, kullanılmadı mı? Hazinenin kasası delik deşik mi oldu, öngörüldüğü gibi denk mi çıktı? Yılı iyi mi kapattık, çuvalladık mı? Hedefler tuttu mu, tutmadı mı?
Bu sorulara kim yanıt verecek? Muhatap kim?
Yeni rejime göre kimse. 2020 bütçesi görüşülüyor, 2019 bütçesinin hesabını verdiler mi?
Yoo. Bu rejimde hesap vermek yok. Beş yılda bir sandığa gidiyorsun beş yıl boyunca ne yaparsan yap; dükkan senin!..
Buna Türk usulü başkanlık modeli diyorlardı, artık Bahçeli usulü başkanlık yönetimi deniliyor.