M. Melih Güneş

16 Haziran 2019

Bir dönüş hikâyesi: “Nâzım Hikmet’in Ellerinin İzinde”

Nâzım Hikmet’in eserleri, Türkiye’de külliyat halinde toplu olarak yayımlanmaya Adam Yayınları tarafından 1988 yılında başlanmıştı. Özellikle son 12 yıl içinde ise Nâzım Hikmet’e dair pek çok yeni bilgi ve belge gün ışığına kavuştu, pek çok eseri bulundu, bunlardan bir kaçı yayımlandı

30 yıl boyunca Nâzım Hikmet’in Moskova’daki evini ziyaretlerimde, “Portatif Karyola” adlı şiirindeki “Açıyorum / birer birer / kitaplarını. / Satırların / üzerinde / ellerinin izi var.” dizelerinde olduğu gibi çalışma odasındaki hemen hemen bütün kitapları birer birer açma, imzalarına, derkenarlarına defalarca kez dokunma şansım oldu. 2018 Martı’nda Moskova’ya gitmeminse tek amacı vardı: Şairin ölümünden sonra 55 yıldır korunan çalışma odasındaki kitap ve objeleri tekrar gözden geçirerek tek tek tespit etmek, belgelemek...

Aynı yılın Haziran ayında bu kez, Moskova’daki Nâzım Hikmet anmalarının uzun soluklu adamı Ali Galip Savaşır’ın daveti üzerine gittim. Nâzım Hikmet Kültür Mirası’nı memleketine getirme gayretlerimin bir aşaması olarak Vera Tulyakova’nın kızı, Nâzım Hikmet’in Anuşka’sı Anna Stepanova’yla birlikte,  şairin kitaplığındaki sağlığında yayımlanmış, bazısı çok nadir kitaplarını İstanbul’a götürmem kararını aldık. 3 Haziran akşamı, törenlerden sonra eve gittim ve bu yitik mirasın küçücük bir parçasının, her birine Nâzım Hikmet’in elinin değdiği kitaplarıyla dolu memlekete dönüş çantasını hazırladım. Kitap ve sergisi fikrim de uçaktaki bu “dönüş” yolculuğunda gelişti. 

Böylece Moskova ve İstanbul’daki iki evden bir araya getirdiğim, Nâzım Hikmet’in eserlerini içeren 1925-1964 yılları arasında yayımlanmış kitapların öncelikle bibliyografyasını çıkardım.  Sonrasında, imeceme koşturan eski-yeni tanıdığım arkadaşlarımın desteğiyle 40 dilde yayımlanmış, sayısı 180’i aşan bu kitapları sayfa sayfa incelemeye çalıştım. Dil bilgimin yetmediği yerlerde yine birileri Hızır gibi yetişti ve tasarımını Aykut Genç’in yaptığı 680 sayfalık yayımlanmaya hazır bir kitap çıktı.

Nâzım Hikmet’in Ellerinin İzinde adını verdiğim proje sürecinde, elimdeki kitaplar iyice incelenmeksizin kabaca gözden geçirildiği halde dahi şairin mevcut külliyatıyla karşılaştırıldığında, şiirlerindeki aşağıdaki eksiklikler ve bariz farklılıklar göze çarpmaktadır.

Bu eksik şiirlerden dokuzu Türkçedir:

Yedi şiirin Türkçeleri henüz bulunamamıştır:

Üç şiir külliyattaki yayımlanmış hallerinden oldukça farklıdır:

İncelemelerim sırasında bu on dokuz şiirden başka pek çok oyunu ve yazısı da bulunmuş, varlıkları netlik kazanmıştır.

Nâzım Hikmet’in eserleri, Türkiye’de külliyat halinde toplu olarak yayımlanmaya Adam Yayınları tarafından 1988 yılında başlanmıştı. Özellikle son 12 yıl içinde ise Nâzım Hikmet’e dair pek çok yeni bilgi ve belge gün ışığına kavuştu, pek çok eseri bulundu, bunlardan bir kaçı yayımlandı. Bulunan şiirleri, oyunları, senaryoları ve yazılarını kapsayan, bazılarının varlığı el yazılarıyla, görsel kanıtlarıyla da bilinen yapıtlarına; mevcut külliyatının yeni baskılarında on yıldan fazladır hâlâ yer verilmemekte ya da yayımlanmamaktadır.

Nâzım Hikmet’in döneminde yayımlanıp da ulaşılamayan ya da bilinmeyen başka kitapları da muhakkak vardır. Bu eksikler de damla damla bir şekilde şairin memleketine kavuşup hepsi bir merkezde toplanıp, her bir dildeki kitabı elektronik ortama aktarılarak şairin deyişiyle “orta malı” olmalı, çok daha derinlemesine inceleyip çalışacak  Nâzım Hikmet ve edebiyat araştırmacılarına sunulmalıdır.

Aykut Genç’in titiz tasarımıyla Ocak ayında Nilüfer Belediyesi Nâzım Hikmet Kültürevi’nde açılan, 14 Haziran-23 Ağustos 2019 tarihleri arasında Yapı Kredi Bomontiada Alt’da izlenebilecek “Nâzım Hikmet’in Ellerinin İzinde” sergisi, aynı zamanda Nâzım Hikmet’in bilinmeyen onlarca eserinin varlığının da bir belgesi ve görsel şöleni, külliyatının tekrar dikkatlice gözden geçirilerek kültürümüze daha eksiksiz, daha doğru kazandırılması için bir tekrar çağrıdır.