“Onları kalpleri taştan
Benim kaşlarım kuştan
Adım Berkin Elvan…”
Bundan tam 8 ay önce 15 yaşında bir çocuk 16 kilo toprağa gömüldü. Adı Berkin Elvan’dı… Tabutu kendinden ağırdı. Ve hepimiz için büyük kahırdı…
Polis tarafından vurulmadan önce 14 yaşında 45 kilo olan Berkin’i, 269 gün sonra 15 yaşında 16 kilo toprağa bıraktık… Çok ağırdı…
Berkin toprağa verildiği gün bir televizyon kanalına çıkan babası şunları söylemişti: “Eğer biz de bu ülkenin vatandaşıysak, bu bayrak altında yaşıyorsak, ben de bu devlete vergi veriyorsam, O Başbakana sesleniyorum. İstese benim çocuğumun katilimi 1 saat içinde getirir. Emri o verdi. Zaten polisler emir kulu. Benim polisim destan yazdı dedi. Emri verdi. O 7 kişinin de durumu öyle. Mısır’da ölenler için diledi ama bizim için baş sağlığı dilemedi. Demek ki biz bu ülkenin vatandaşı değilmişiz. Bugün başbakanımız ağzını açtığında dinden bahsediyor. Eğer ki vicdanı varsa benim çocuğumu öldüreni ortaya çıkarsın. Ben çıkaracağına inanmak istiyorum.”
Bir babanın Sami Elvan’ın bu isteği, bu dileği sonrasında yaşadıklarımız karşısında çok naif kaldı. O zamanlar Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan bırakın Berkin’in katilini ortaya çıkarmayı mezarına misket atan annesini meydanlarda yuhalattı. “Elinde sapan vardı” dedi. “Yüzünde maske vardı, “ekmek almaya gitmiyordu” dedi… Berkin’in katillerini bulmak bir yana Berkin’in katillerini savundu, vurulduğunda 14 yaşında bir çocuktan bir ‘cani’ yaratmaya çalıştı. Ve elbette olmadı… Bir ‘dünya lideri’ de olsanız, yüzde elli bir oyla Cumhurbaşkanı da seçilseniz 14 yaşında bir çocuğun masum olmadığına kimseyi inandıramazsınız. 14 yaşında bir çocuğu öldüren sistemin haklı olduğuna kimseyi ikna edemezsiniz.
Bir çocuk öldüğünde bir çocuk ölmüştür… Dini, dili, mezhebi, nerede olduğu sorgulanmaz. 14 yaşında bir çocuktan korkup onu öldüren sistem acizdir.
Bir çocuktu Berkin… 14 yaşında bir çocuk. Yüzünde maske elinde, sapan da olsa bir çocuk. Zulme karşı kendince direniyor da olsa bir çocuk. Ve devletin ne bir çocuğu ne de yetişkin bir insanı kendine itiraz ediyor diye öldürme hakkı yoktur. Elinde sapan olsa bile. Sapanlar en fazla kuş öldürür çünkü insan değil. Polis Berkin’i sapanla değil bombayla vurdu… Kalpleri taştandı… Ve kalbi taştan olan başka bir adamdan emir almışlardı… Kaşları kuştan Berkin “anne” diye bağırdı… Ne bu sesi, ne de bu gerçeği hiç kimse değiştiremez.
Erdoğan bu gerçeği bildiği için Berkin toprağa verildiği günden beri onunla kavga ediyor. 60 yaşında bir adam, 60 yaşında bir Cumhurbaşkanı 15 yaşındaki bir çocukla savaşıyor. Aylardır…
Ve en son, “Bir çocuk için ortalığı yıktılar” dedi…
Kendi çocuğu yolsuzluktan yargılanmasın diye tüm emniyet teşkilatını yıkan, hukuk sistemini alt üst eden biri 15 yaşında 16 kilo toprağa verilen bir çocuk için, bu lafı etti, edebildi… Bu insan 780 bin karede herkesin Cumhurbaşkanı olduğunu iddia ediyor…
Bir çocuktu Berkin…
Evet ortalığı yıkmak istedik…
Bir çocuk için ortalık yıkılır, viran edilir hem de. Eğer bir ülke çocukların ölü bedenleri üzerinde yükseliyorsa o ülke darmadağın edilip yeniden kurulur.
Bir çocuktu Berkin…
Benim evladım olsa nasıl yaşardım bilmiyorum. Anne ve babasının direncine, sabrına hayranım. Eski Başbakan, yeni Cumhurbaşkanının durmadan 15 yaşında toprağa verdikleri oğullarına ve kendilerine saldırmasına sabredebiliyorlar. Ama artık ondan adalet beklemedikleri kesin.
Berkin’in annesi Gülsüm Elvan şöyle diyor mesela; “Diyor ki ekmeğe gitmedi diyor yalan söylüyor. Ya gitmedi diyelim. Sokaktaydı diyelim. Taş attı diyelim. Her şey senin dediğin gibi olsun. Vurmayacaktın onu. Çocuğumu öldürtmeyecektin… Ne yaptı benim çocuğum sana. Bunun cevabını versin bana… Yeter artık ya bırak bizim peşimizi”
Berkin bizim çocuğumuz, çocukluğumuzdu. Berkin vurulduğunda bizim de çocuğumuz vuruldu. Çocukluğumuzdan vurulduk…
Berkin bizim çocuğumuzdu. Elinde ekmek ya da sapan olması fark etmez. Berkin bu ülkede vicdan sahibi tüm insanların kalbiydi, sağ duyusuydu, vicdanıydı, kalbiydi… O yüzden kalbimiz 16 kiloya düşmüş çocuğun kalbinde attı. O yüzden o çocuğun kalbi durunca koca bir ülkede vicdan ayaklandı.
15 yaşında bir çocuk okula, denize, maça, misket oynamaya gitmesi gerekirken toprağın altına gitmişti. Ve babası “oğlum orda üşür” diyordu. Biz 15 yaşında bir çocuğun maçına, tiyatro gösterisine, doğum gününe gitmemiz gerekirken cenazesine gittik.
16 kilo gömüldü Berkin… Ve bu bize çok ağır geldi, geliyor… O yüzden ortalığı ayağa kaldırmak istedik… Ama kaldıramadık bunu gerçekten yapabilmiş olsaydık Erdoğan “bir çocuk için ortalığı yıktılar” diyemeyecekti…
Ama unutmayacağız. Berkin bizim kahramanımızdır bunu böyle bileceğiz… Berkin’in ölümünü hep devletten bileceğiz. Ve o hesap soruluncaya kadar orada öyle duracak… Berkin’in kaşları kuştan kalacak, vuranların kalbi taştan… Bunu hiç kimse, hiçbir söz değiştiremeyecek…
Bazı savaşlar vardır. Ne yaparsan yap kazananı baştan bellidir. Erdoğan Berkin’le 8 ay değil 28 ay daha savaşsa da kazanamayacak. 14 yaşındaki çocuğun masumiyeti ile girdiğiniz savaşı asla kazanamazsınız.