Leyla Alp

17 Temmuz 2015

Önce erkekler başlattı

Ölü olmaktansa YAŞAMAK için ‘katil’ olmayı göze alan cesur kadınlar var…

Geçtiğimiz hafta gazeteler “hep kadınlar mı ölecek” diyen Çilem’i yazdı. Çilem üzerinden şiddet tartışması başladı. Hemen her gün üç kadının şiddet görüp öldüğü bir ülkede bir kadın bir adamı öldürdü diye şiddetin ne kadar kötü bir şey olduğu tartışıldı. Garipti… Dün gazetelere düşen başka bir haberle bu tartışma uzayacak gibi görünüyor. Çünkü bu kez de Adana’da bir kadın kendisine eziyet eden kocasını av tüfeğiyle öldürdü…

Herkes şaşkın… Kimse kadınların öldürmesine alışkın değil…

Erkekler Haziran’da 21 kadın öldürdü. Dokuz kadın ve kız çocuğuna tecavüz etti, 18 kadını seks işçiliği yapmaya zorladı, 25 kadını yaraladı, 16 kadın ve kız çocuğunu taciz etti. Ama iki kadının iki erkeği öldürmesi şiddeti tartışılır kılmaya başladı. “Ama onlar da katil”, “şiddetle bir şey çözülmez” , “bunu onaylamak aptallık” gibi başlayıp biten saptama ve değerlendirmelere karşı bir çift lafım var, lafımız var…

Bir; Hiç kimse insanların durup dururken öldürülmesini onaylayıp alkışlamıyor. Farkında mısınız bilmem ama iki kadın da kendilerine şiddet uygulayan erkekleri silahla öldürdü ve bu silahlar erkeklere aitti. Duyarlı ve vicdanlı olmaktan şiddet karşıtlığından bahsedecekseniz ilk sormanız gereken soru “bu erkeklerde bu silahların ne işi vardı?” olmalıydı.

İki; Hemen her gün üç kadın şiddet görürken şiddet sizi rahatsız etmiyordu şimdi iki kadın erkek öldürdü bundan mı rahatsız oldunuz? “Biz kadınların öldürülmesini de onaylamıyorduk ama…” diyecek olanlara cevabım: Yanıtınız aradaki “de” ekinde saklıdır. Onaylamıyordunuz ‘da’ ne yapıyordunuz mesela? “İyi olmuş” dememiş olmanız susmanızdan daha mı değerli? Yan komşunuz dayak yerken, yanı başınızda bir kadın taciz edilirken şiddetin destekçisi ve tüm günahların sebebiydiniz.

Şiddetin olmadığı bir dünya hayali sadece sizin tekelinizde değil. Ama eğer gerçekten böyle bir dünya istiyorsanız bunun için çaba harcamakla başlayabilirsiniz.

Devletin, yasaların, güvenlik güçlerinin, akrabaların, komşuların kadınları korumadığı yerde kadınlar kendilerini korumayı er ya da geç öğreneceklerdi ve öğreniyorlar… Orman kanunlarına geri döndüğümüz gibi bir kaygınız ve korkunuz olabilir ki bence de korkun çünkü biz korkuyoruz… Hem de yıllardır…

Yürümeyi konuşmayı öğrenir öğrenmez bize tanımadığınız insanlarla konuşmamayı, onlardan bir şey almamayı ve özellikle ‘kucaklarına’ oturmamayı tembihledi annelerimiz.

Hava karardığında iki kat yürümek pahasına özellikle aydınlık ve kalabalık yollardan yürümeyi öğrendik biz.

Apartman kapısını açarken sağa sola bakınmayı arkamızda kimse var mı diye kollamayı görev edindik.

Taksiye binerken plakasını en yakın arkadaşımıza mesaj atmayı zorunlu hale getirdik.

Bu ülkede kadınların önemli bir kısmı gece evine sağ salim varıp kapıyı açabildiği için, tacize, tecavüze uğramadığı ve en önemlisi nefes alabildiği için dua ediyor…

Evet artık kadınlar- da erkekleri öldürüyor… Evet kötü… Evet kimse kimseyi öldürmesin. Evet bu bir cinnet hali… Ama bizi siz delirttiniz…

12 yaşında kız çocuğuna mahkeme “rızası var”  kararı verildiğinde umudu kestik biz…

Bir kadın ve bir erkeği öpüşürken gördüğünüzde kopardığınız yaygarayı sokak ortasında bir kadın dayak yediğinde yapmadığınızda çıldırdık…

Eteğimizin boyuna, konuşmamıza, gülmemize karışırken yediğimiz dayaklara, öldürülmemize  sessiz kalmanıza öfkelendik…  “Ama”larınız “çünkü” leriniz ve suskunluğunuz delirtti bizi.

Bir şiddetten bahsediyorsak önce erkekler başlattı, komşular görmezden gelip destekledi, yargı “iyi hal” deyip korudu… Devlet desteğinde tacize, tecavüze uğradık ,öldük biz. Hem de çok öldük. Öyle böyle değil hem de… Küçük bedenlerimizi parçalara ayırıp çöp kutularına attılar, öldürüp tecavüz ettiler, boğdular, yaktılar, otuz yerimizden bıçakladılar…

Şimdi hiç bir şey olmamış ya da bunları ilk kez görüyor, şahit oluyormuş gibi davranmayın.

Önce erkekler başlattı ve biz çok öldük… Hala ölüyoruz.. Ve bir kadın öldürülmeyip öldürebildi diye seviniyoruz… Çünkü biz bunu nefsi müdafaa olarak görüyoruz. Evet bu bir cinnet halidir… Bir ay sadece bir ay içinde işlenen kadın cinayetlerinin ayrıntıları bile kalbi olan bir insanı delirtmeye yeter… Siz katil adayıyla yaşayın bakalım ne oluyor? Yastığının altına tabanca koyan bir adamla yaşamayı tahayyül edin…

Evet buna seviniyoruz sevinebiliyoruz. Çünkü yoksa o kadınlar ölecekti bunu biliyoruz. “Orman kanunu” dediğiniz şey bu ülkede yıllardır yaşanıyor. Buna “aptallık” ama “şiddet” diyebiliyorsanız bu da sizin sorununuz.  Ölü olmaktansa YAŞAMAK için ‘katil’ olmayı göze alan cesur kadınlar var…

Şimdi bu ‘hümanizminizi’ müsait bir yerde bırakın çünkü inecek var!

Evet bir savaşa hazırlanır gibi hazırlanıyoruz hayata ama önce erkekler başlattı… Çünkü hayatımızı korumaya çalışıyoruz. Ayakta ve hayatta kalmaya…

Kısassa kısas mı değil… Tüm kardeşlerimiz için adalet istiyoruz. Ya bizimle yan yana durup hesap sorun ya da Allah aşkına susun. Bi susun!


@leylaalp