Birkaç gün önce bir sosyal medya kullanıcısının "Kocam isterse çalışabilir" tweet'i atmasıyla sosyal medya gündemi birden değişti. "Erkek yerini bilsin" hastag'ı ile binlerce mesaj atıldı. Aslına bakarsanız erkeklerin "kirli" çamaşırları ortaya döküldü. Erkeklerin, kadınlara ilişkin fikir ve zikirlerinin böyle art arda sıralanmış olmasının biraz utanç, biraz mahcubiyet, biraz pişmanlık olarak geri dönmesini umuyorum. İki - üç gün süren bu akıma bazıları "ama bu kadarı da fazla" dedi. Bazıları güldü geçti. Bazıları "gereksiz" yaftasını yapıştırdı. Bazıları da isyan etti! Bunlardan biri "Kadın ve Demokrasi Derneği" (KADEM). Kadem’in sosyal medya hesabı üzerinden yapılan açıklama şöyle: "Adalet ve hakkaniyet ölçüsünde kadın ve erkeğin toplum içindeki varlığı, karşılıklı saygı ve anlayıştan geçer. Bir empati vurgusu olarak ortaya çıkan #erkekleryerinibilsin akımı inandığımız değerleri zedeleyecek boyuta ulaşmıştır. Bu durumu kınıyor ve reddediyoruz."
Adında kadın ve demokrasi olan bir kurumun böyle bir açıklama yapmasına ilişkin pek çok şey yazıp söylenebilir ben sadece" hazin" diyeceğim.
"E erkeğiz... Gözümüz kayıyor." , "Bir kadının ağzına küfür hiç yakışmıyor.", "Kadınlar çiçektir" "Poposu yere yakın olan kadından korkacaksın" gibi bunlardan birini ya da birkaçını "Hayatımda hiç kullanmadım" diyen kaç erkek var bilmiyorum fakat bu cümlelerden kadını çıkarıp erkek koyunca şaşırılması gerçekten şaşırtıcı. "Canım bunda ne var" demeyin işte bu ve bunun gibi sözler sayesinde "erkek yerini" bilmiyor. Sadece 48 saatlik sosyal medya mesajları hatırı sayılır bir kitleyi rahatsız etmeye yetti. Oysa kadınlar bu sözleri yıllardır her gün duyuyor, yaşıyor.
bianet’in 1 Mayıs 2020 – 1 Haziran 2020 döneminde Türkiye'deki yerel, ulusal ve internet basınına yansıyan haberlerden derlediği verilerin yer aldığı çeteleye göre erkekler, en az 19 kadını ve bir çocuğu öldürdü. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu raporuna göre öldürülen kadın sayısı 21. Yine Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu açıklamasına göre 8 günde 8 kadın öldürüldü…
8 günde 8 kadın… Ve elbette bunlar sadece tespit edilebilenler… Koronavirüs salgını nedeniyle evde kalan erkekler eşlerine, çocuklarına şiddet uyguladı. Canı sıkıldıkça çocuklarına ve eşine şiddet uygulayan lakin dışarıda pek de "efendi" ya da "munis" görünen hem de eğitimli olan erkek sayısı tahmin ettiğimizden çok fazla. Başkalarına kadına şiddet konusunda ders verecek kadar "bilgili" olan erkeklerin eşlerine ve sevgililerine uyguladıkları duygusal veya fiziksel şiddet "cahil cühela" dediğiniz kesime taş çıkartır. Sosyal medyada tabii ki "şiddete, tacize karşı" olan erkeklerin önemli bir kısmı şiddet ya da tacizin uygulayıcıları.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü / 2007 - Beyoğlu (Fotoğraf: Hakan Bintepe / Sendika.Org)
Erkek yerini bilmiyor!
Erkek yerini bilmiyor, çünkü biz eşlerimizin, sevgililerimizin, çocuklarımızın bazı esprilerini "masum" bulmakta ısrar ediyoruz. Kıyafetimize, ilişkimize karışmalarını "sevgiden" sayıyoruz.
Erkek yerini bilmiyor çünkü polis erkeklere yerini hatırlatmıyor. Kadına şiddet uygulayan erkek karakoldan sırtı sıvazlanarak gönderiliyor. Kadını "her ailede tatsızlıklar olur" deyip evine gönderiyor.
Erkek yerini bilmiyor çünkü anne babalar, komşular şiddet uygulayan erkeğe sahip çıkıyor. Şiddet gören kadına "olur öyle şeyler kocandır dişini sık" deniyor.
Erkek yerini bilmiyor çünkü mahkemeler erkeğin cezasını vermiyor. 12 yaşındaki çocuk için rızası vardı diyor. Kravatı, takım elbiseyi "iyi hal" görüyor.
Erkek yerini bilmiyor, çünkü arkadaşlar herhangi bir taciz ya da şiddet olayında "suskun" kalmayı tercih ediyor.
Erkek yerini bilmiyor çünkü şortun boyundan, kahkahadan rahatsız olan politikacılar var. "Kadın mıdır kız mıdır" diyebilen diller var.
Erkek yerini bilmiyor çünkü her şiddet olayında, her tacizde erkek değil kadının yaşam tarzı, geçtiği yok, saatin kaç olduğu sorgulanıyor.
Erkek yerini bilmiyor, çünkü tecavüzcüyü aklayan, şiddeti makul gören bir düzen var.
Erkek yerini bilmiyor ve kadınlar ölümün kıyısında yaşıyor…
48 saat değil 480 gün sosyal medya paylaşımları yapsak bile erkek yerini bilmeyecek. Yine cinayetler işlenecek, yine taciz ve tecavüzler olacak. Yine mahkemeler, komşular, arkadaşlar, politikacılar erkeğin tarafında olacak… Bu tür akımlar ya da itirazlara ilişkin en büyük umudum birilerinin rahatsız olması. Çünkü bir insan bir şeyden rahatsız olursa onun üzerine de düşünmeye başlayabiliyor. Küçük ama anlamlı bir adım… Erkek yerini "biraz" bilse, devlet erkeğe yerini biraz bildirse daha az öleceğimiz kesin…