KKTC seçimleri

28 Aralık 2017

Oyum halkım kadınlarına

Seçmenin gözle gördükleri, kulaklarıyla duyduklarına nasıl bir karşılık vereceğiyle ilgili öngörüler, içinde sürpriz barındırıyor

Fatoş Adiloğlu

Yaklaşan KKTC seçimlerinde gözle görünür en büyük farkın yeni oy verme yöntemi, en büyük yeniliğin ise yüzde 30 kadın kotası uygulaması olduğunu söylemek mümkün.  

Kadınlar siyasi partilerin gündemine -erken seçim telaş içinde- hızla girdiler.  Memleketine emek vermiş ve emek vermek isteyenler yürekli ve çalışkan kadınlar ortaya çıktılar, renklerini belli ettiler.

Kadın adaylar çeşitli meslek ve uğraş alanlarından biriktirdikleri tecrübe ve heyecanla siyasi parti programlarına katkı sağlamak için harekete geçtiler. Yüzlerini eskitmek için kolları sıvadılar. Zira kadınları ilgilendiren konularda politika üretmek, geliştirmek ve yerleştirmek en başta kadınların sorumluluk alanı ve bu bilinç adada oldukça yerleşik. Algıyı yönetmek değil beklentiye karşılık vermek öncelik…

Öte yandan halkın geri planda kalmış, eksik olan meselelerde kadınlara tesis ettiği güvenin değerlendirilmesi sandıktan ve araştırmalardan çıkacak. Her koşulda siyasi partilerde farklı meslek guruplarından gelen kadın adayların yaydıkları heyecan hayata geçirilecek olan projeler için güç kaynağı…

Yeni oy verme sistemi ve sosyal medya

İlk kez  uygulanacak olan yeni oy verme sistemi ise oldukça karmaşık görünüyor. Partiler seçim günü halktan mühür vurmalarını talep ediyor. Seçim kampanyalarında geleneksel söylem bozulmuyor. En küçüğünden en büyüğüne, en eskisinden en yenisine hedef tek başına iktidar olmak. Yerel medyanın önemini koruduğu televizyon programları ise konuk çeşitliliğiyle, geçmiş ve geleceğin muhasebesini gözler önüne sermek için hummalı bir yarış içindeler.   

Adayları tanıma fırsatı yakalayan seçmen yüreğine ve aklına aday isimleri not ediyor. Memleketi düşünen kadar, çekirdek aile koşullarını düşünenler de var. Geleceğe dair düşler kuranların umudu ve yılların kemikleştirdiği umutsuzluk ile hayal kırıklıkları birlikte barınıyor bu adada.

Sınırları geçerek aşan taraflardan biri siyasi ve ekonomik ambargo ile uğraşırken sosyal medyadan dünyaya açılıyor ancak bir türlü açılım sağlayamıyor. Sosyal medyaya siyasi partilerin ilgisi büyük.

Partilerin söylem benzerliği

Uluslararası öğrenci kalabalığı ile belirgin KKTC iletişim fakülteleri siyasi partilerin söylem ve pratiklerini gözlemlemekten memnun.

Ancak sorun, partilerin birbirleriyle son derece uyumlu söylemleri arasındaki fark nasıl anlaşılacak? Posterler, billboard reklamları, broşürler, kitapçıklar, balonlar, bayraklar, ürün kaplama ve giydirmeler, kimi parti için maliyet–fayda; örgütlü ve donanımlı parti için ise itibar yönetimi meselesi. 

Partilerin siyasal iletişim ve sosyal medya eğitimlerine verdikleri önem az da olsa hissediliyor. Seçim meydanları Facebook ve Instagram’a taşınmış durumda. Video ve fotoğraflar sosyal medyada dolaşımda. Partilerin verdikleri görüntülerde heyecan dorukta. Bu arada adanın öteki tarafı ise ‘Christmas’ı yaşıyor.

7 Ocak ne getirecek? 

KKTC yeni yıla uzun bir şölen havası ile giriyor. Siyasi partiler sloganlı ya da slogansız ama şarkılarla ve türkülerle geleceğe dair umut vadediyor. İcraat ve çok çalışma sözü veriyor. Seçmenin gözle gördükleri, kulaklarıyla duyduklarına nasıl bir karşılık vereceğiyle ilgili öngörüler, içinde sürpriz barındırıyor. Adanın kaderi sözlü kültür, ada kültürü ve sosyal medya üçgeninde kime teslim edilecek?  

7 Ocak tarihi yeni yüzlerle yeni bir döneme damgasını mı vuracak yoksa halk eski hamam eski tası mı tercih edecek?

Bu sıcak Aralık ayında acaba Beşparmak dağlarına kar yağar mı? Havayı koklayan varsa söylesin…