2024 yazının son pazarında sizlerle açıldığı günden bugüne 23. sezonunu tamamlayan Gümüşlük Limon'un ilham dolu hikâyesini paylaşmak isterim.
Yine bir yaz geçiyor ömrümüzden.
Bu yaz sezonuna da yine bolca Bodrum'daki restoranların fiyatlarını ve Bodrum'a yeni açılan dünya markalarını konuştuk.
Maxx Royal Otel'in içinde açılan Mikonos merkezli Scorpios, 10. yılını kutlayan Mandarin Oriental ve dünya markası restoranları, Yalıkavak Marina'nın lüks restoranları, İstanbul'dan Bodrum'a yeni transfer olan markalar, davetler, partiler…
Bunlar ve benzeri mekanlar bolca konuşulurken ve yazılıp çizilirken bir yandan da yıllardır çizgisini koruyan, yıldan yıla gelişen ve yalnız Türkiye'de değil dünyada da popülaritesini arttıran özgün Bodrum markalarını da gündeme getirmek ve alkışlamak gerektiğini düşünüyorum.
Her ne kadar yıldan yıla Bodrum'a yatırım yapan dünyalı markalar artsa da Gümüşlük Limon, Mimoza, Orfoz, Maça Kızı gibi yerli ve özgün markaların yeri ve önemi bambaşka. Örneğini Türkiye'nin başka köşelerinden arttırabileceğimiz bu markalar ülke tanıtımına çok değerli bir katkı sunuyor.
Sahillerimiz doğal güzellikleri açısından çok değerli. Buralarda bulunan özgün ve yerli markalarımız da sahip olduğumuz zenginliği daha da değerli hale getiriyor. Dünyalı markalara ev sahipliği yapmak gurur verici fakat dünyada adımızdan daha çok söz ettirebilmemiz için yerli markalarımıza sahip çıkmamızın ve desteklememizin de çok önemli olduğuna inanıyorum.
Unutmamak lazım ki; özgün olan her zaman daha değerlidir ve asıl gücümüzü özgünlüğümüzden almamız bizi dünyada daha değerli kılacaktır.
Gümüşlük Limon
Gümüşlük Limon da 23 yıldır ağırladığı yerli ve yabancı misafirleriyle Bodrum'un adını hem ülke sınırları içinde hem de dünyada ülkemize katkı sunacak şeklide tanıtan yerli bir marka.
Her şey Candan Aslanbay'ın Gümüşlük'e yerleşmesiyle başlıyor.
Candan, manzarasına vurulduğu eski bir köy evini önce evi yapıyor. Bir süre sonra kurduğu dünyayı yalnızca arkadaşlarıyla değil daha çok insanla paylaşmak istiyor. 2001 yılında da eğlenerek çalışmak hayalini gerçekleştirmek üzere evini ve bahçesini küçük bir bara dönüştürüyor.
Benim 2003 yılında bohem, kendine has, yazar çizerlerin, sanatçıların takıldığı küçük bir bar olarak tanıştığım ve ruhuna hayran kaldığım Limon Gümüşlük bugün artık dünyada tanınan, rezervasyonsuz yer bulunamayan bir alt ve bir de üst bahçede olmak üzere iki tane barı bulunan, kocaman cennet bir bahçe üzerinde kurulu bir restoran/bar.
Bahçesi ne kadar genişlemiş, ağırladığı misafir sayısı günden güne ne kadar artmış olsa da sıcacık ekibi, favorim olan üst barı, barın önünde bulunan gün batımı manzarasına varlığıyla zenginlik katan incir ağacı, Candan'ın masası, masanın tepesinde bulunan badem ağacı ve Canbay'ın müzik listeleriyle Limon bana hâlâ ilk tanıştığımız günkü samimi ruhunu hissettiriyor.
Her şeyin büyük bir hızla tüketildiği bir zamanda, 23 yıldır aynı yerde belli bir kaliteyi ve ruhu koruyarak var olmak, her sene var olan değerin üzerine ekleyerek hayata değer katmaya devam etmek alkışlanacak ve örnek gösterilecek bir durum.
Tabii ki bu başarı bir tesadüf değil.
Gümüşlük Limon'un bir yanıyla da tamamen kendine has bir başarı formülü var.
Öncelikle hayata ve yaptığı işe karşı heyecan duyan bir ekip lideri var. O da yolun başından beri Candan Aslanbay. Candan dışardan çok sakin görünen, içten yanmalı bir kadın. İçindeki heyecanla yoktan Limon isimli bir marka, çalılıktan cennet bir bahçe yaratmış bir kişi.
Son yıllarda artık Canbay Kılıç operasyonun başında ve ekibin lideri. Canbay da Limon geleneğini, annesinden devraldığından beri içinde yoğrulduğu kültürü hem koruyarak hem de geliştirerek en iyi şekilde devam ettiriyor.
Limon'un yıllar süren başarısındaki bir diğer etken de yolun başından beri markaya katkı sunan ekibin her bir üyesi. Hâlâ yolun başından beri beraber oldukları ekip üyeleri bulunuyor.
Yıllardır nice güzel insan hem mutfakta hem de serviste emek verdi Limon'a. Hem Gümüşlük köyünden hem de ülkenin birçok köşesinden gençler hem çalıştı ve deneyim kazandı bu bahçede.
Tüm bu insanlar servis, mutfak, bar hizmeti sunmalarının yanında varsa farklı alanda yaratıcı yetenekleri onları da sunabildiler Limon dünyasına. Mesela sevgili Gezin Kurtaran seramik masalar yaptı. Kafasına taktığı patlıcandan, limondan, çiçekten, böcekten yaptığı taç tasarımlarıyla ve lezzetli kokteylleriyle ünlü Ekin Taylor lambalar yaptı, barlar boyadı.
Bir parçası olan herkesin katkılarıyla yıllar içinde yerleşmiş ve klasikleşmiş bir Limon kültürü oluştu.
Bu başarıda yıllardır ödün verilmeyen ve korunan Limon lezzetinden de bahsetmeden olmaz. Candan kendi de sağlıklı beslenmeye özen gösteren biri ve yiyeceklerin kalitesi onun için çok önemli. Limon'un kendi sebze ve meyvesini yetiştirdiği bir bostanı da bulunuyor.
Mekanın sahip olduğu gün batımı manzarası bir harika ama 23 yıla yayılan bu başarıyı yalnız başına açıklamaya yetmez. Misafirlerin hem ruhunun hem de midesinin doyduğu Limon deneyiminin her mutlu anının arkasında koca bir ekibin büyük emeği var.
Limon'da yaşanan her gün batımı büyüleyici bir ritüel tadında.
Gün batımına yakın herkesi tatlı bir telaş sarıyor. Kimi en iyi fotoğraf karesini yakalamaya çalışıyor, kimi günün bu mucizelerle dolu anında içinden dualarını, dileklerini sıralıyor, kimi ateşten bir topa benzeyen güneşe büyülenmiş bir şekilde dalıp gidiyor.
Ege'nin en güzel zamanlarının başladığını düşündüğüm önümüzdeki günlerde yolunuz Bodrum'a düşerse, mutlaka rezervasyon yaptırarak Limon'a uğramanızı öneririm. Şimdi tam da yeşil Bodrum Mandalin'i zamanı. Gümüşlük Limon'a yıllardır emek veren renkli bar tenderı Ekin'in elinden yeşil mandalin kullanarak hazırladığı "Silencio" adlı kokteyli tatmanızı ve sonbaharda daha da güzelleşen gün batımının tadını çıkarmanızı dilerim.
Ne mutlu ki; benim yirmilerimin başında tanıştığım bu güzel bahçeyi ve insanları bugün genç bir kız olan kızım da yaşayabiliyor. Bu durumu mümkün kılan başta Candan Aslanbay ve Canbay Kılıç olmak üzere bunca yıldır Limon'a emek vermiş, değer katmış herkese çok teşekkür ederim.
Böylesi, hayata değer katan ve uzun yıllar var olan mekanların çoğalmasını dilerim.
Limon, gün batımı
Olağanın içindeki mucizeleri fark etmek
Büyüleyici gün batımlarından bahsetmişken şunu eklemek isterim; sıradan gibi görünen fakat olağanın içindeki mucizelerle dolu bir günbatımını eğer görecek gözlerimiz, açık bir kalbimiz ve huzurlu bir ruh halimiz varsa bu özel anı kilometrelerce uzağa yapılmış bir seyahatte de yaşadığımız yerin yakınındaki bir köşede de benzer coşkuyla karşılayabiliriz.
Güneş dünyanın her yerinde batıyor ve tekrar doğuyor.
O anı genel olarak anlamlı hale getiren başka bir coğrafyanın veya ülkenin güneşi değil de bizim ruh halimiz ve algımız oluyor. Bu da bir yanıyla deneyimimizi sınırlandırabiliyor.
Belki de hayat deneyimimizi tüm kısıtlamalardan kurtarıp asıl ferahlatacak olan bir gün batımına veya doğumuna, kendimize, insanlara, durumlara bütün yargılarımızdan, tutumlarımızdan, inançlarımızdan bağımsız bir yerden yaklaşabilmek ve yalnızca var oldukları halleriyle bakabilmek, kabul edebilmek.
İnsanların geçmiş zamanlara göre daha büyük bir hız içinde bir deneyimden yeni bir başka deneyime geçmesini mümkün kılan bu devrin içindeyiz.
Fakat tüm yeni deneyimlerin yanı sıra, insanların belli zamanlarda da farkındalıklı bir şekilde yavaşlaması, yaşadığı deneyimleri hazmedip, dikkatini yeniliklerle harmanlanmış olan öz kaynaklarına çevirmesi ve tanıdık olan deneyimlerin içindeki zenginliği keşfe çıkması da çok değerli. Çünkü hazmı gerçekleşmemiş bir deneyim ne insanı geliştiriyor ne de hayata değer katıyor.
Yeni deneyimlerin insan yaşamını renklendirdiği bir gerçek. Bu renklerin ancak olağanın ve sıradanın içindeki, hayata anlam katan temel renklerin yanında hayatımızı zenginleştireceğini de unutmamak lazım.
|
İlksen Utlu kimdir? Çukurova'da doğdu ve büyüdü. Orta ve lise eğitimini Tarsus Amerikan Koleji'nde tamamladı. Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. 10 yıl İngilizce öğretmenliği yaptı. Eğitim yolculuğu son yıllarda farkındalık çalışmaları alanında devam ediyor. Bir eğitimci ve hayat öğrencisi olarak hayatın içinde yaptığı gözlemleri ve farkındalık üzerine yaptığı çalışmaları harmanlayarak, insan gelişimine ve iyi oluş hallerine katkıda bulunmak üzere kitaplar yazıyor. Yazarın "Üzüntü ile Neşe, Gezerler Hep El Ele' ve "Ahenk İçinde' adlı kitapları bulunuyor. |