Bugün sizlere, eğitim sisteminde gerekli alt yapı tam olarak oluşturulmadan, deneme tahtası misali ortaya atılmış bir sınav uygulamasından ve uygulama sırasında sınav güvenliği gerektiği şekilde sağlanmadığı için öğrencilerin karşı karşıya kaldığı bir adaletsizlikten bahsetmek istiyorum.
Konumuz Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2023-2024 eğitim öğretim yılı itibariyle öğrencilerin gelişimini süreç odaklı takip etmek, müfredatın işlenmesinde okullar arasında bütünlük sağlamak ve uygulama birliği oluşturmak amacıyla başlattığı "ülke genelinde ortak sınav" uygulaması.
Bu uygulamanın teoride ve kâğıt üzerinde pek çok faydası ve öğrenci gelişimine katkı sunması beklenen tarafı var.
Mesela; merkezi sınav örneklerinde karşımıza çıkan çoktan seçmeli soruların aksine, ortak sınavlarda, öğrencilerin konuyu anlama düzeyini ölçme ve öğrenme sürecinin nasıl şekillendiğinin değerlendirilmesi açısından önem taşıyan açık uçlu sorular kullanılıyor.
İlk defa 2023-2024 eğitim öğretim yılında 6. ve 9.sınıf kademelerinde uygulanan ortak sınavlar, 2024-2025 eğitim öğretim yılı itibariyle 6,7,9 ve 10. Sınıf düzeylerinde toplamda 12 ortak yazılı sınav olarak uygulanıyor.
Gelin görün ki teoride süreç odaklı ve ezberden uzak bir eğitim modeline hizmet etmesi hedeflenen ‘ortak sınav’ sistemi uygulamada aynı performansı gösteremiyor. Çünkü gündelik eğitim maalesef hala ezbere dayalı.
Geçtiğimiz hafta kızımın ve pek çok 10. sınıf öğrencisinin, Coğrafya dersi ortak yazılı sınavına hazırlanırken yaşadıkları üzerine bir eğitimci ve veli olarak yaptığım gözlem beni sistemle ilgili bir kere daha hayal kırıklığına uğrattı.
Coğrafya gibi öğrencilere dünyayı ve çevreyi anlamaları için gerekli olan temel bilgi ve becerileri kazandırmayı amaçlayan bir dersin, öğrencilerin gözünde stres içinde, kısa süreli hafızada yer etmesi üzere ezberlenmesi gereken bir bilgiye dönüşmesi ve gençlerin bu zorlama öğrenme deneyimi sonucunda coğrafya bilgisinden nefret etme hali bir hayli düşündürücü.
Halbuki; coğrafya, dünyanın fiziksel özelliklerini, insan faaliyetlerini, doğal olayları ve bunların birbiriyle ilişkisini inceleyen, bu dünya üzerinde yaşayan tüm insanlar için yaşamsal bilgiler içeren değerli bir bilim dalı.
Ortak sınavda yeryüzü şekillerine, ülkemizde ve dünyadaki örneklerine dair sorulması beklenen sorulara ilişkin bilginin hala 20-30 yıl öncesindeki gibi ezbere dayalı, yaşamdan ve deneyimden uzak, yavan bir şekilde sunulması içinde bulunduğumuz gelişmiş bilim ve teknoloji devrinde artık kabul edilemez.
Bu yetersizlikten hareketle kızım ve çoğu arkadaşının ellerinde bulunan siyah beyaz, teorik çizimlerle dolu bilgi kaynağının yanında Youtube’ da konuları neşeli bir şekilde anlatan, coğrafi terimleri kodlama yoluyla aktaran, anlatımını konuyla ilgili Türkiye ve dünyada gezip gördüğü fotoğraf ve videolarla destekleyen bir eğitimciden destek aldıklarını gördüm.
Yaşadığımız dünyaya dair bilginin gözlem yapmadan, yaşamadan, dokunmadan, ezbere öğrenilmeye çalışılması bizi belki puan bazında, göstermelik bir şekilde başarılı gösterir fakat dünya standardında maalesef başarılı kılamaz.
Dünyanın dört bir yanında alarm zillerinin çaldığı, yeryüzünün yaşanan iklim ve doğa krizleriyle çığlık attığı bir zamandan geçiyoruz. Üzerinde yaşadığı, ona yuva olmuş dünyayı ve özelliklerini tanımayan, anlamayan gençlerden dünyaya karşı ne kadar duyarlı ve farkındalıklı olmalarını bekleyebiliriz ki!
Doğayla iç içe büyümüş gözlemci biri olarak, benim okulda öğrendiklerimi yaşayarak ve deneyimleyerek içselleştirme şansım oldu. Benim için yolculuklarda; yollardaki tabelaları okumak, dağları, ovaları, doğanın mevsimlerle birlikte değişen renklerini gözlemlemek en eğlenceli yol aktivitesiydi.
Günümüzde, özellikle büyük şehirlerde, doğadan kopuk bir şekilde yaşayan çocukların ve gençlerin büyük bir kısmı maalesef böyle bir imkândan mahrum. Zaten pek çoğu dikkatlerini sağa sola çekiştiren sosyal mecralar dolayısıyla gözlem yapmaya ilgi de duymuyor.
Sınav güvenliği
‘Ortak Sınavlar’ ile ilgili bir diğer mesele de sınav güvenliği.
Geçen hafta fark ettim ki aynı KPSS, Üniversite sınavı ve LGS gibi diğer merkezi sınavlar da olduğu gibi Ortak Sınavlarda da sınav güvenliği zafiyeti yaşanıyor.
Geçtiğimiz hafta, 10. Sınıf öğrencilerinden birilerine Coğrafya sınavına girmeden önce soruların bir şekilde sızdığı anlaşıldı ve sızan sınav soruları büyük bir hızla okullar arasında elden ele dolaştı. Benim denk geldiğim örnek ortak Coğrafya sınavı. Kim bilir daha başka hangi derslerin sorularına kaç öğrenci ulaştı ve haksız rekabet oluştu.
Şimdi gelin, öğrencilerde ilk aşamada heyecan yaratan ama alt metninde pek çok kafa karışıklığına sebebiyet veren ve güven duygusunda tahribat yaratan bu adaletsizliği gencecik insanlara açıklayın!
Bu örnekte, çoğu genç doğru bir davranış olmadığını bildikleri halde kolektif bir şekilde karşı koyamadıkları ve bir parçası olmaya sürüklendikleri bu düzenin kendilerini bir yere götürmeyeceğinin farkında.
Ne yazık ki, eğitim hayatları boyunca tanık oldukları tüm bu adaletsizlikler ve fırsat eşitsizlikleri pek çok genci bu ülkede bir gelecek kurma hayalinden günden güne uzaklaştırıyor.
Tam da yukarıda paylaştığım hisler üzerine karşılaştığım, Bekir Ağırdır’ın Veri Enstitüsü’nün ‘Türkiye’nin Değişen Yüzü’ araştırması bulgularından hareketle kaleme aldığı yazısı ve yazısında paylaştığı rakamlar bu hissimi üzülerek somutlaştırdı.
Araştırmaya göre;
- ‘’Türkiye’de genel hayat şartlarının 5 yıl sonra daha iyi olacak’’ fikrine onay verenler 18-24 yaş grubunda yalnızca yüzde 24, 25-29 yaş grubunda yüzde 25, 30-39 yaş grubunda yüzde 26.
- ‘’Bu ülkede çocuk yetiştirilmez’’ fikrinde olanlar 18-24 yaş grubunda yüzde 47, 25-29 yaş grubunda yüzde 39, 30-39 yaş grubunda yüzde 39.
- ‘’Gelecekte Türkiye dışında yaşamak isterim’’ fikrine onay verenler 18-24 yaş grubunda yüzde 56, 25-29 yaş grubunda yüzde 49, 30-39 yaş grubunda yüzde 43.
Gençlerin umuda her zamankinden daha çok ihtiyacı var gibi görünüyor.
Onun için tam da şu anda umudu canlı tutabilmek için yetkinliğimizce onlara destek olup rehber olma, ışık olma zamanı.
İlksen Utlu kimdir? Çukurova'da doğdu ve büyüdü. Orta ve lise eğitimini Tarsus Amerikan Koleji'nde tamamladı. Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. 10 yıl İngilizce öğretmenliği yaptı. Eğitim yolculuğu son yıllarda farkındalık çalışmaları alanında devam ediyor. Bir eğitimci ve hayat öğrencisi olarak hayatın içinde yaptığı gözlemleri ve farkındalık üzerine yaptığı çalışmaları harmanlayarak, insan gelişimine ve iyi oluş hallerine katkıda bulunmak üzere kitaplar yazıyor. Yazarın "Üzüntü ile Neşe, Gezerler Hep El Ele' ve "Ahenk İçinde' adlı kitapları bulunuyor. |