Ilgın Yorulmaz

02 Şubat 2025

"Black Box Diaries": Japonya'nın cinsel taciz ve tecavüz karşısında kahreden sessizliği

Japonya’da cinsel saldırıya uğrayan kadınların yüzde 96’sı polise suç duyurusunda bulunamıyor. Bunun bir nedeni utanç olsa da diğeri de yargıya olan güvensizlik. Japonya’da bir kadın ile bir adam arasında geçenler her ne olursa olsun “özel yaşam” olarak değerlendiriliyor ve “kara kutu” adıyla anılıyor

2 Mart gecesi açıklanacak olan Oscar Ödülleri adayları arasında En İyi Belgesel dalında yarışan “Black Box Diaries” (Kara Kutu Günlükleri) de var. Ancak belgesel Japonya’da neredeyse yasaklı durumda.   

Shiori Ito adlı genç bir Japon gazetecinin 2015 yılında Tokyo’da kendi başından geçen tecavüzü ve sonrasında ülkenin arkaik yargı sistemine karşı verdiği sekiz yıllık hukuki mücadeleyi tüm açıklığıyla anlatan otobiyografik yapım Japonya’da  #MeToo hareketinin de sembolü oldu. 

Belgesel ülkede cinsel saldırı gibi bir tabuyu yıkan konusu gereği milliyetçi ve muhafazakar Japonlar tarafından eleştiri yağmuruna tutulsa da Ito’nun yıllarca süren hukuk mücadelesi sonucunda açtığı kamu davasını kazanması ve bu mücadelenin sonuçlarından biri olarak Japonya’da 2023 yılında yani tam 110 yıl sonra rıza yaşının 13’ten 16’ya yükseltilmesi bile ibretlik bir başarı. 

Ito, hala derin kodların ve hiyerarşinin egemen olduğu, sosyal uyumu sürdürmek adına rahatsız edici gerçeklerin bastırıldığı ve bireyselliğin susturulduğu Japon kültüründe konuşmayı seçiyor. Bir kadının güç ve mevki sahibi bir erkeğe karşı hukuk mücadelesinde sistemik olarak susan Japonların aslında bu tavırlarıyla istismarın sürdürmesine olanak sağladığına dikkat çekiyor.

* * *

Her şey 4 Nisan 2015 tarihinde o sırada 25 yaşında genç bir gazeteci olan ve Reuters’in Tokyo bürosunda staj yapan Shiori Ito’nun dış haberler muhabirliği konusunu danışmak için Japon TBS televizyon kanalının o zamanki Washington temsilcisi olarak görev yapan Noriyuki Yamaguchi’den randevu almasıyla başlıyor.  Yamaguchi Ito’ya Tokyo’da bir restoranda buluşup konuşmayı teklif ediyor. Ito TBS ofisi yerine böyle bir yerde buluşmayı başta yadırgasa da nezaketsizlik etmemek için çaresiz kabul ediyor. 

Ancak gece Ito için tam bir kabusa evriliyor. İlerleyen saatlerde Ito’nun başı dönmeye ve kendisini kötü hissetmeye başlıyor. Eve gitmek için tren istasyonuna bırakılma isteği Yamaguchi tarafından reddedilen Ito’yu Yamaguchi taksiye bindirip bir otele götürüyor. (Taksi şöförü de sonradan tanık olarak ifade verdi ve olayı doğruladı.)

Ito ile beraber Eric Nyari ve Ema Yamazaki’nin yapımcılığını üstlendiği toplam 100 dakikalık belgeselin belki de en can alıcı sahnesi, olayın yaşandığı 4 Nisan gecesi 11 sularında çekilen üç dakikalık sessiz bir otel güvenlik kamerası kaydı. Kayıtta Yamaguchi’nin, ayakta duramayacak kadar sarhoş ve rıza göstermek ne kelime bariz şekilde baygın olan Ito’yu taksiden sürükleyerek çıkarıp otele soktuğu an açık şekilde görünüyor. (Otelin o akşam kapı nöbetindeki görevlisi de Ito lehine tanıklık etti.) 

Ito’nun dava süresince önüne çıkarılan engellerden en büyüğü de kendi lehine delil olan bu önemli görüntüyü alabilmek için otele yalvarmak ve hatta bir miktar para ödemek zorunda bırakılması. Buna karşılık Ito’nun sabaha karşı 5 civarında kendine gelip otelden apar topar ayrıldığı ve kendinde olduğu görüntüler ise tecavüz zanlısı Yamaguchi’yi aklamaya çalışanlar tarafından medyaya servis ediliyor. Uğradığı bu ayrımcı muamele bile Japonya’da erkek egemen iş ve medya dünyasının tecavüze uğradığını iddia eden bir mağduru nasıl acımasızca ezmeye çalıştığının göstergesi.    

Ito’nun derdini tek dinleyen yargı mensubu "A" rumuzlu bir savcı. Filmde Ito’ya inandığını söylese de yalnızca üstlerinin ona yapmasını söylediği şeyleri yapabileceğini itiraf ediyor. “Aksi takdirde hain gibi görünürüm” diyor.

Ito, Japon kamuoyunda özellikle bazı kadınlardan linç yiyor ve "terbiyeli bir kadın" gibi davranması yönünde baskı görüyor. Duruşma sabahı çekilen bir sahnede, "hafifmeşrep kadın" izlenimini vermemek için bluzunun üst düğmelerini bile ilikliyor.

Belgeselin sonunda herhangi bir cezai hükümle sonuçlanmasa da, 2019'da Ito, bir mahkemenin Yamaguchi'ye bir hukuk davasında kendisine 3,3 milyon Yen (23.000 £) tazminat ödemesine karar vermesi ve Yamaguchi’nin 130 milyon Yen tutarındaki karşı davasını reddetmesiyle izleyicide bir nebze de olsa adalet yerini buluyor hissi doğuyor.

Shiori Ito, 2017’de Japonya Yabancı Muhabirler Kulübü'ndeki basın toplantısında konuşuyor

Japonya’da cinsel saldırıya uğrayan kadınların yüzde 96’sı polise suç duyurusunda bulunamıyor. Bunun bir nedeni utanç olsa da diğeri de yargıya olan güvensizlik. Japonya’da bir kadın ile bir adam arasında geçenler her ne olursa olsun “özel yaşam” olarak değerlendiriliyor ve “kara kutu” adıyla anılıyor, özellikle de suçlanan erkek güç ve mevki sahibi ise.    

Ito, tecavüz sonrası polise gitse de özel hayat denilerek ifadesinin alınması önce öteleniyor. Dahası ifade aşamasında polis ikna olmak için Ito’ya tam olarak nasıl tecavüze uğradığını cansız bir manken kullanarak onca polisin önünde tekrar göstermesini talep ediyorlar ve travma üstüne travma yaşatıyorlar. 

Ito kendisine tecavüz etmekle itham ettiği ve zamanın başbakanı Shinzo Abe ile onun hayat öyküsünü yazacak kadar sıkı arkadaş olan Noriyuki Yamaguchi hakkındaki suçlamaların savcılık tarafından son dakikada esrarengiz biçimde düşürülmesi karşısında şok oluyor. Ancak görünmez olup bir köşeye çekilmek yerine kimsenin yapmaya cesaret edemeyeceği şeyi yapıp uğradığı haksızlığı kamuoyu ile paylaşmaya karar veriyor. Bir yandan da her şeyi kayıt altına almaya başlıyor. Bir yerde erkek egemen Japon adalet anlayışına da ışık tutan “Black Box Diaries” işte sekiz yıllık kayıtların ve o sürede Ito’ya internette uygulanan taciz ve psikolojik baskının öyküsü. 

Ito, dünyada önemli festivallerde de gösterilen belgeselini Japonya’da gösterecek salon bile bulamıyor. Nedeni ise polis ve savcılarla iletişiminde gizli olarak aldığı ses ve görüntü kayıtları ve tecavüzün yaşandığı otelden güç bela elde edebildiği otele giriş görüntülerinin olduğu güvenlik kamerası kayıtları.  Ancak Ito, kayıtları, kendisini savunmak adına ve başına bir şey gelirse arkasında delil bırakmak için yaptığını söylüyor.  

“Black Box Diairies” 2 Mart’ta Oscar Gecesi'nde ödül alırsa mizojen, ayrımcı ve hukukun üstünlüğü yerine üstünlerin hukukunu uygulamakla suçladığı Japon adalet sisteminin başını daha çok ağrıtabilir.   

Ilgın Yorulmaz kimdir?

Ilgın Yorulmaz, Japonya ve Amerika arasında serbest gazeteci olarak çalışıyor ve bu ülkelerde dış politika, toplum, teknoloji, kültür ve sanat alanındaki gelişmeleri haberleştiriyor. Toplumun her kesiminden insanlarla konuşmaya ve genel okuyucunun farkında olmadığı kesimlerin seslerinin de duyulmasına yardımcı olmaya çalışıyor. Türkçe yazıları BBC Türkçe'de, İngilizce yazıları ise Nikkei Asia ve diğer dijital mecralarda yayımlanıyor.

6 Şubat Kahramanmaraş depreminden sonra Tokyo Valisi Yuriko Koike ve Japon deprem uzmanlarıyla yaptığı röportajlardan oluşan video-haberde Türkiye'nin Japonya'dan öğreneceği dersleri sorguladı.

Tokyo'dan önce yaşadığı Londra, New York ve İstanbul'da serbest muhabirlik yaptı. İnsan hakları, din, etnik azınlıklar konularında Amerika, Türkiye, Hindistan, Nepal ve Filipinler'den yaptığı haberler HuffPost ve VICE'da yayınlandı. Basın etiği çalışmaları nedeniyle 2016'da Polonya'daki Auschwitz-Birkenau Toplama Kampı'nda yabancı basınla beraber Türk basınını temsilen incelemelerde bulundu.

Columbia Üniversitesi'nden gazetecilik ve International University of Japan'den uluslararası ilişkiler alanında Master dereceleri var. 2016 yılında bağımsız basın kuruluşu White House Correspondents' Association'ın burs vermek üzere seçtiği 12 gazeteciden biri oldu. 2017'de East-West Center'ın kıdemli gazeteci seminerlerine katıldı.

2018'den beri dünyanın ikinci en eski basın kulüplerinden The Foreign Correspondents’ Club of Japan üyesi. 2020'den beri kulübün ikinci Başkanlığı'nı, Basın Özgürlüğü Komitesi'nin de Eş Başkanlığını yürütüyor. 2020-22 yılları arasında Temple University Japan'de gazetecilik ve etik dersi verdi. Çok iyi derece İngilizce ve Japonca biliyor.

Kuruluşundan itibaren uzun süre düzenli olarak Vogue Türkiye'de aylık köşe yazarlığı yaptı. Şehrin şahsına münhasır mekanlarının görülebildiği Müstesna İstanbul: Küçük Dükkanlar Kitabı 1-2 adlı kitap serisinin yaratıcısı.

Gazetecilik dışında her gittiği ülkenin kahvehanelerini ve kahve kavurucularını geziyor. 2022'te Specialty Coffee Association of Japan'in verdiği barista ve kahve kavuruculuğu eğitimlerine katıldı.