Hasan Servet Öktem

27 Haziran 2023

Wagner'in Moskova'ya başkaldıracağı tahmin edilebilir miydi?

Hiç unutmayalım, paramiliter güçler önce işe yararlar, amaca hizmet ederler, amaç ortadan kalktıktan sonra ise başa bela olurlar. Afganistan, Sudan ve son defa Rusya'da örnekleri yaşadık

Putin'in Sudan nezdindeki büyükelçisi, son 3 aydır başkent Hartum'da üzüntü ve çaresizlik içinde takip ettiğimiz ordular arası çekişme ve savaşı, öncesinden ve en başından itibaren dikkat ve itinayla izleyebilse ve iyi değerlendirebilse idi, Wagner'in Rus ordusuna rakip ve hasım bir silahlı gruba dönüşeceğini tahmin edebilir miydi? Ocak ayında Moskova'ya kripto göndererek Bakanı Sergey Lavrov ile Başkanı Putin'i, "Sudan'da meydana gelenlerden Rusya da ders almalı" diyerek zamanında uyarabilir miydi? "Rusya nire? Sudan nire?" diye itiraz edebilirsiniz. Benim kanaatim her iki ülkede de aynı temel hatanın tekrarlandığı yönünde. Bir meslek büyüğüm ile, nisan sonlarında, Sudan'da olanları dikkate alarak, bu Wagner acaba ne zaman Putin'in başına dert açacak diye sohbet ettiğimizi hatırlıyorum.

Bir ülkede iki ordu var ise, gerginlik ve çatışma kaçınılmazdır 

Son birkaç gündür, tabiatıyla televizyon başında idim; Wagner'in ihtirası aklının önünde giden, medyatik şefi Prigojine'in nereye kadar ilerleyeceğini görmek üzere ekranın önünden ayrılamadım. Yaşananlar çok açık bir ayaklanma/kalkışma girişimi idi. Ukrayna savaşı ile sarsılan Putin rejiminin ciddi bir darbe daha aldığına kuşku yok. Rus ordusunun, bundan böyle, ülkelerini savunan Ukrayna askerleri karşısında daha da zorlanacaklarını tahmin etmek güç değil. Wagner liderinin Moskova yürüyüşü, Sudan'ın başkenti Hartum ve komşu şehirler Bahri ve Omdurman'da, halen, düzenli ordu birlikleriyle 70 gündür savaşı sürdüren paramiliter ordunun lideri Hemeti'yi (Muhammet Hamdan Dagalo) aklımıza getirdi. Bir ülkenin sadece bir ordusu olur, herhangi bir isim altında, başka bir amaç uğruna oluşturulmuş bağımsız bir başka silahlı grup mevcut ise, muhakkak gerginlik yaşanır, çatışmalar meydana gelir, iş ordular arasında savaşa kadar gidebilir. Hiç unutmayalım, paramiliter güçler önce işe yararlar, amaca hizmet ederler, amaç ortadan kalktıktan sonra ise başa bela olurlar. Afganistan, Sudan ve son defa Rusya'da örnekleri yaşadık.

Wagner 5 yıldır Afrika'da cirit atıyor

Wagner'i dünyada bilmeyen tanımayan kalmadı. Ancak, özel sektör (kamu olmayan) olduğu iddia edilen bu paramiliter grup artık Afrika'nın bir gerçeği. 5 yıldır Libya'da hazır bekliyorlar. 2023 yılı yazı itibariyle, özellikle Merkezi Afrika Cumhuriyetinde ve kısmen Mali'de, Wagner'i hesaba katmayan siyasi-askeri-iktisadi projeksiyonların gerçekleşme olasılıkları neredeyse sıfıra yakın. Burkina Faso Wagner'in bir sonraki hedef ülkesi.

Wagner'in Afrika'daki geleceği tehlikede mi? 

Wagner'in bundan sonra ne olacağını herhalde herkes merak ediyor. Belarus'ta uslu uslu oturmalarını ve zaman içinde gündemden düşmelerini beklememek gerek. Zira, Wagner, Ukrayna'da mücadele eden paralı askerlerin ötesinde bir uluslararası varlık. Benim açımdan önem arz eden husus Wagner'in 5 yıldır yerleştiği ve siyasi/iktisadi mekanizmaları kontrol eder hale geldiği Merkezi Afrika Cumhuriyeti'ndeki geleceği. Başkent Bangui'deki Rus paralı askerlerin varlığı ve kapasitesi Rusya'daki ana unsurun tökezlemesinden ne ölçüde etkilenecek? Gelişmelerden etkilenmemesi makul seçenek değil. Öte yandan, Wagner'in son bir-iki yıl içinde Mali'ye de iyice yerleştiği herkesin malumu. Terörle mücadelede Wagner'i tercih eden Mali'deki askeri yönetim (cunta) geçen sene Fransız ve AB askerlerini (Barkhane ve Takuba) ülkeden kovdu. Geçtiğimiz günlerde ise, 10 yıldır Mali'de görev yapan Birleşmiş Milletler Barış Gücü'nün (MİNUSMA) ülkeden ayrılmasını talep etti. Wagner unsurlarının güç kazanmasına paralel biçimde uluslararası toplumun Mali'deki varlığının eriyişine şahit oluyoruz. Asımi Goita önderliğindeki askeri yönetimin, ülkenin güvenliği açısından büyük ümitler besledikleri Wagner'in, lideri Prigogine üzerinden, Putin'e ve Rus ordusuna yönelik başkaldırısını izledikten sonra, geceleri yataklarında rahatça uyuyup uyuyamayacaklarını çok merak ediyorum.

Wagner'in metodu güce ve hukuk tanımazlığa dayanır

Wagner'in, batı basınında, Merkezi Afrika Cumhuriyeti'ndeki (MAC) icraatı üzerinden, insan hakları merceğinden, ağır bir eleştiri altında olduğunu izliyoruz. Bunlar doğru eleştiriler. Ancak Wagner öncesinde ülkeye hakim olan eski sömürgeci Fransa'nın da bir başarı elde edemediğini aklımızdan çıkarmayalım. Öte yandan Rusya'nın 2017 sonunda, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin onayıyla, MAC ordusunu eğitmek üzere ülkeye yasal yollardan adımını attığını da bir kenara yazalım. Wagner, halen, cumhurbaşkanı Touadéra'nın bugünü ve yarınının garantisi haline dönüşmüş durumda. Söz konusu konumundan yararlanmak suretiyle kurduğu şirketler üzerinden, altın, elmas, kahve, şeker, tomruk ve diğer zenginlikleri ülke dışına (Dubai üzerinden) ihraç ederek para kazandığını okuyoruz. Wagner'in siyasi askeri kalkanı arkasında, fakir ve karmaşaya mütemayil ülkede, yeni bir tür sömürü düzeni yaratıldığı açık net görülüyor. Peki bundan sonra ne olur? Putin'e başkaldıran Prigojine'in yerleştirdiği bu düzen, 2023 temmuz ayından öteye devam eder mi? Doğrusu bilemiyorum, herhalde aniden toparlanıp ülkeden ayrılmazlar. 2018 yılında Wagner'in MAC sathında görülmeye başlanmasının ardından, muhalif bir Rus gazeteci ekibin 2019 temmuz ayında başkent Bangui'ye geldiğini, Rus paralı askerlerin ne haltlar karıştırdıklarını araştırmak üzere temaslara başladıklarını ve bir kaç gün sonra, Bangui uzaklarında bir yol üzerinde esrarengiz biçimde ölü bulunduklarını hiç unutmuyorum. Wagner'in bu tarzını hep aklınızda tutun. 

Sudan'da yaşanan mezalimde Wagner'in payı var mı?

Sudan'da Wagner mevcut mu, değil mi, teyid edilmiş bir bilgiye rastlamadım. Ancak Sudan'da düzenli ordu ile savaşa tutuşan, binlerce masum Sudanlının ölmesi ve yaralanmasında günahı bulunan, bir milyon civarında insanın evlerini terk etmesinde sorumluluk taşıyan, Hızlı Destek Kuvvetleri'nin lideri Hemeti'nin yıllardır ülke dışına altın sattığı, bugünkü gücünün önemli bir kısmının altın ihracatından kaynaklandığı biliniyor; bu karanlık ticarette Wagner'in de parmağı bulunduğu iddia ediliyor. 70 gündür başkent Hartum sokaklarında savaşan iki ordunun silahları ise, bir çok Afrika ülkesi örneğinde görüldüğü üzere, Rusya menşeli. Sudan'da yaşanan büyük insani dramın faturası tabiatıyla Wagner'e ve Rusya'ya kesilemez (suçluların Al-Burhan ve Hemeti olduğunu biliyor, görüyor ve yaşıyoruz). Ancak Merkezi Afrika Cumhuriyeti ve Mali'de, yakın ve orta vadede, barış, refah ve istikrar yönünde olumlu gelişmeler vuku bulmadığı takdirde, Wagner balonunun nasıl söneceğini birlikte izleriz. Amacımız paramiliter güçlerin bir süre sonra kontrolden çıktığını hatırlatmak ve bu güçlerin silahlarını eski patronlarına çevirdiklerini bir kez daha vurgulamak.

Hasan Servet Öktem kimdir?

Hasan Servet Öktem 1953 yılında Düzce’de doğdu. Galatasaray Lisesi’ni bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni (Mülkiye) bitirdi. 1977 yılında “meslek memuru” olarak Dışişleri Bakanlığı’na girdi. Stuttgart, Tahran, Cenevre (BM) ve Ottawa'da görev yaptı. Belgrad (2003-2008) ve Havana’da (2012-2016) büyükelçi olarak Türkiye’yi temsil etti. Merkezde, Dışişleri Bakanlığı Personel Dairesi Başkanlığı, Uzakdoğu-Afrika Genel Müdürlüğü, İkili Siyasi İlişkiler Genel Müdürlüğü, görevlerinde bulundu.

Yaklaşık 41 yıl çalıştığı Dışişleri Bakanlığı’ndan 2018 yılında emekliye ayrıldı. T24’te 2018 yılından itibaren, ağırlıklı olarak Afrika ve Latin Amerika'daki gelişmeleri yorumlayan yazılar yazıyor.