Moldova Rusya'ya rağmen Avrupa Birliği’ne doğru yürüyor
Doğu Avrupa'nın küçük ülkelerinden Moldova'da geçtiğimiz hafta sonu düzenlenen cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci tura kaldı. Görevdeki Batı yanlısı Cumhurbaşkanı Maia Sandu oyların yüzde 42,5'unu toplayabildi. Rusçu rakibi yüzde 26 civarında kaldı. Diğer sandıkta, Avrupa Birliği üyeliği hedefinin anayasaya konulmasına evet diyen seçmenlerin oranı ise yüzde 50’yi azıcık geçti. Maia Sandu daha iyi sonuçlar alınmamasını Rusya'nın seçimlere müdahalesine bağladı.
Maia Sandu
Avrupa Birliği Gürcistan'dan memnun değil
Kuzey komşumuz Gürcistan’da bu hafta sonu parlamento seçimleri düzenlenecek. Avrupa Birliği ve NATO üyeliği yolunda emin adımlarla ilerleyen Gürcistan son aylarda hem Brüksel’i hem Washington’u kızdırmış durumda. Dışarıdan fon alan STK ve diğer kuruluşların kayıt altına alınması yönündeki yasa Avrupa Birliği’ne hayli rahatsızlık vermiş olmalı ki üyelik müzakerelerini askıya aldılar, bazı yardımları dondurdular. Yaklaşan seçimlere rağmen, söz konusu yasanın Rusya tarzı bir yasaklama olduğunu ve ülkeyi Rusya'ya yaklaştırdığını ileri sürerek Gürcistan yönetimini bir anlamda tehdit ettiler, seçmene mevcut hükümeti desteklemiyorum mesajı verdiler.
Bulgaristan'ın seçim maratonu ne kadar sürecek?
Balkanlar'dan komşumuz Bulgaristan'da da seçim furyası devam ediyor, bu hafta sonu yine parlamento seçimleri var. Son 3 yıl içinde Bulgar seçmen yedinci kez sandık başına gidecek. Bu sene haziranda düzenlenen seçimlerde her üç seçmenden ikisinin oy kullanma zahmetine girmediğini hatırlıyoruz. Ülkenin Avrupa Birliği yanlısı siyasi partileri, aralarında mutabakata varıp koalisyon hükümeti kurmaya muvaffak olamıyorlar, kursalar da sürdüremiyorlar. Bu arada komşuda Rusya yanlısı partiler giderek güçleniyorlar, son defa bu istikametteki 3 partinin oylarının toplamı yüzde 25’i geçmişti. Bu defa Rusçu Rönesans partisi 2. sıraya bile yükselebilir.
Ukrayna savaşı olmasaydı AB adayı olabilirler miydi?
Avrupa Birliği, Rusya'nın Ukrayna’ya saldırısı sonrasında, üzerindeki genişleme yorgunluğunu atmak zorunda kaldı. Bosna-Hersek, Moldova ve Gürcistan'a “aday ülke” statüsü vererek, bu ülkelerde Rusya'nın gücü ve etkisine karşı adımlar atmayı kararlaştırdı. Yıllarca oyaladığı Balkan devletleriyle üyelik müzakerelerini hızlandırdı. Bu gelişmelerin etkisiyle bazı liderler 2030 yılında ülkelerinin AB üyesi olacağına dair iyimser beyanatlar vermeye başladılar. Moldova Cumhurbaşkanı Maia Sandu'da fiilen ikiye bölünmüş durumdaki ülkesinin 2030 yılında AB üyesi olacağına inananlardan. Ancak seçim sonuçları içeride ve dışarıda AB taraftarlarını bir miktar hüsrana uğrattı. Beklenti Sandu'nun ilk turda cumhurbaşkanı seçilmesi, Avrupa Birliği hedefinin en az yüzde 60 civarında bir oyla anayasaya derç edilmesi yönünde idi. Moldova seçimleri Rusya'nın hafife alınmaması gerçeğini bir kez daha hepimize hatırlattı.
Moldova'da Brüksel ile Moskova ringe çıktılar
Moldova'nın ayrılıkçı bölgesi Transdinyester'de duruma hâkim olan ve burada bin civarında askeri bulunan Moskova tabiatıyla seçimleri Sandu'nun kazanmaması amacıyla elinden geleni yaptı. Hükümet halen Rusya'da yaşayan ve ülkesinde kaçak konumunda bulunan oligark İlan Shor üzerinden Moldova'lı seçmene rüşvet dağıtılmak suretiyle 300 bin oyun satın alındığını ileri sürüyor. ABD seçimlerine bile bir şekilde karıştığı kabul edilen Rusya’nın seçim sürecinde Moldova'da bir kenarda uslu uslu oturduğunu savunmak hayli zor. Harvard mezunu, Dünya Bankası eski çalışanı, 52 yaşındaki Maia Sandu, 2016 seçimlerini kaybetti, 2020 seçimlerini kazandı, 2024 seçimlerini ikinci turda kazanması muhtemel. Ancak seçim zaferinin çantada keklik olmadığını hatırlatalım kendilerine, karşısında batının bir türlü bileğini bükemediği Vladimir Putin var.
Gürcistan’da Rusya'nın ağırlığını hafife alanlar kaybederler
Rusya'nın hayli etkili olduğu diğer ülke Gürcistan'da bu hafta sonu parlamento seçimleri düzenlenecek. Pek ilginçtir, kuzey komşumuz da tüm partiler hızlı Avrupa Birliği yanlısıdır. 12 yıldır iktidarda bulunan Gürcistan Rüyası adlı parti hem AB hem de NATO üyeliğini anayasaya koyduran partidir. Rusya, SSCB dönemi ve sonrası gelişmelerin tesiriyle, Gürcistan'da sevilmeyen, korkulan ve uzak durulmasında yarar görülen büyük komşudur. Bununla birlikte Gürcü siyasetçiler, Moskova ile ilişkileri, Rusya'yı karşılarına almadan, Rusya'ya meydan okumadan yürütmenin zaruri olduğunu iyi bilirler. Bu gerçeğin dışına çıkıldığında başınıza büyük dertler açılır. Nitekim 2004-2013 yılları arasında Gürcistan'ı yöneten Miheil Sakaşvili bu jeopolitik gerçeği kâle almadan hareket edince, Güney Osetya Tiflis’in kontrolü dışında kaldı, Abhazya ile birlikte ayrılıkçı “bağımsız ülke”lere dönüştüler.
Batı Gürcistan’a niye sinirlendi?
Gürcistan Rüyası hükümeti Ukrayna savaşı çıkınca tabiatıyla Ukrayna'yı destekledi, ancak ekonomik koşullar öne sürerek Rusya'ya karşı yaptırımlara katılmadı. Savaş nedeniyle ülkelerinden kaçan binlerce Rus vatandaşı Gürcistan’a yerleştiler. Savaş koşullarında, Rus turistler ve Rus sermayesi Gürcistan ekonomisine katkı yaptılar. AB, Gürcistan’ın Rusya karşıtı yaptırımlara katılmamasını hoş karşılarken, siyasi ve sivil haklar itibariyle AB mevzuatına aykırı düşen “yabancı gücün menfaatleri doğrultusunda hareket edenlerle” ilgili yasaya büyük tepki gösterdi. Ülkenin geleneksel ahlaki standartlarını korumak üzere LGBT haklarını kısıtlayan bir başka yasa da onaylanınca hem Avrupa Parlamentosu hem AB komisyonu Gürcistan'ın Brüksel'den uzaklaştığı kanaatine vardılar. Neticede ilişkiler buzdolabına konuldu.
Gürcistan seçimleri korkutuyor
Gürcistan Rüyası adlı parti Rusya sayesinde dolar milyarderi olmuş Bidzina İvanişvili tarafından 2012 yılında kuruldu ve 12 yıldır iktidarda. Bir yıl başbakanlık yaptıktan sonra aktif siyasetten çekilen İvanişvili geçtiğimiz yıl yine partinin başına geçti. Partinin onun önderliğinde 26 Ekim 2024 seçimlerini önde bitirmesi bekleniyor. Alacakları oylar muhalefete bir koalisyon hükümeti kurma imkânı verdiği takdirde, bölünmüş durumdaki muhalif partiler bir araya gelebilirler mi? Gelseler bile kuracakları hükümet kavga etmeden ne kadar iktidarda kalır? Mevcut hükümetin seçimleri kaybetmesi halinde, sonuçları kabul etmeyeceğini, bu durumda ülkenin karmaşa ve kaosa sürükleneceğini iddia edenler bile var. Bu kritik suallerin cevabını zaman verecek. Velhasıl kuzey komşumuz istikrarsız bir döneme girebilir endişesini taşıyorum. Bu olumsuz senaryo gerçekleşir ise, meydana gelecek karmaşada, az da olsa, Batı'nın sorumluluğu ve vebali olacağına inanıyorum.
Bidzina İvanişvili
Allah Bulgar seçmene sabır versin
Bulgaristan'da 27 Ekim günü düzenlenecek seçimlerin 3 yıldır yaşanagelen siyasi istikrarsızlık sarmalının aşılmasına imkan vermeyeceği görülüyor. Bulgar komşumuza buradan sesleneyim, moraliniz bozulmasın, siyasetten soğumayın, güçlü bir demokrasi geleneği 30 yılda ortaya çıkmıyor. Bizde 1946 yılından bu yana çok partili seçimler düzenleniyor, ancak demokrasi geleneğimizin ne kadar güçlü olduğu meydanda. Velhasıl yolunuz uzundur, sabır gerektirir.
Genç nesil Batı diyor başka bir şey demiyor
Aday ülkelere, geleneklerinizi bir kenara bırakın, benim değerlerimi ve anlayışımı kabul edin, bana (adeta) teslim olun yönünde baskı yapan Avrupa Birliği’nin, Moldova ve Gürcistan’da, genç nüfus nezdindeki yumuşak gücü yükselmeye devam ediyor. Avrupa ülkelerindeki iş imkanlarının, refahın, serbestinin ve renkli yaşamın, genç nesil açısından her şeyin önüne geçerek cazibe merkezi oluşturduğu görülüyor. 1972 yılında liseden mezun olduğum ve Mektebi Mülkiye'ye kaydolduğum dönemlerde ben de Avrupa hayaliyle onlar gibi düşündüğümü bu vesileyle itiraf edeyim.
Hasan Servet Öktem kimdir? Hasan Servet Öktem 1953 yılında Düzce'de doğdu. Galatasaray Lisesi'ni bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni (Mülkiye) bitirdi. 1977 yılında "meslek memuru" olarak Dışişleri Bakanlığı'na girdi. Stuttgart, Tahran, Cenevre (BM) ve Ottawa'da görev yaptı. Belgrad (2003-2008) ve Havana'da (2012-2016) büyükelçi olarak Türkiye'yi temsil etti. Merkezde, Dışişleri Bakanlığı Personel Dairesi Başkanlığı, Uzakdoğu-Afrika Genel Müdürlüğü, İkili Siyasi İlişkiler Genel Müdürlüğü, görevlerinde bulundu. Yaklaşık 41 yıl çalıştığı Dışişleri Bakanlığı'ndan 2018 yılında emekliye ayrıldı. T24'te 2018 yılından itibaren, ağırlıklı olarak Afrika, Latin Amerika ve Balkanlar'daki gelişmeleri yorumlayan yazılar yazıyor. |