Victor Orban...
Macaristan Başbakanı.
11 yıldır tek adam.

Dünyadaki "zamane diktatörleri"nden biri...
AB üyesi ama AB değerlerini takmıyor.
Liberal demokrasi düşmanı.
Macaristan kısmen özgür ülke ilan edildi.
Orban, devlette demokrasiye karşı, 
"illiberal devlet"ten yana.
Yargı bağımsızlığının canına okudu.
Üniversitenin özü olan
akademik özgürlükleri yerle bir etti.
Özgür medyayı cendereye aldı,
neredeyse canını çıkarttı.
Orban bir zamane diktatörü!
Macaristan'da mülteci istemiyor.
Sloganı: Macaristan Macarlar'ındır!
LGBTİ+ haklarını kabul etmiyor, 
hareketi yasa dışı sayıyor.
Çok kültürlülük, ilericilik denince
tüyleri diken diken oluyor.
Onun için siyasal tartışma
tam bir zaman israfı...
Hristiyan değerlerini, Hristiyan
demokratlığını savunuyor.
Viktor Orban, gazetecileri hapse atmıyor,
muhaliflere işkence yapmıyor.
Ama onların geçim kanallarını tıkayarak, 
onları işsiz bırakarak 
onları sessizliğe mahkûm ediyor,
özgürlüklerinden yoksun kılıyor.
Bu arada ilginç bir not:
Eski ABD Başkanı Donald Trump
3 Ocak'ta yayımladığı bir mesajla
Orban'ı ne kadar sevdiğini açıkladı.
Ama gel gör ki, Victor Orban'ın demokrasi
ve hukuk düşmanlığı
yıllar ve yıllar sonra  tüm muhalefeti
"demokrasi cephesi"nde birleştirdi.
Ortak aday Marki-Zay.
Kilise müdavimi bir muhafazakâr
ve yedi çocuk babası.
Marki-Zay'ı destekleyen liberal aktivist
Zoltán Kész şöyle diyor: 

O bir muhafazakâr,
bense liberalim.
O dindar, ben değilim.
Ama ikimizin de inandığı şu:
Macaristan artık demokrasi değil.
Durum vahim, bunun farkındayız.
Altı parti bir arada durmak zorunda.

Bu yılın ilk yarısında, en geç Haziran'da
seçim sandıkları meydanlara konulacak.
Daha önce başkent Budapeşte'de
belediye başkanlığını iktidardan alan
muhalefetin, bu kez Victor Orban'ın
altından başbakanlık koltuğunu
çekmesi yakın ihtimal...
Peki ya bizde ne olacak?
Bizde de muhalefet bir demokrasi ittifakı
yaparak ortak bir başkan adayında
uzlaşabilecek mi?
Erdoğan'a seçim sandığında
hadi artık sana güle güle diyebilecek mi?
Bu bakımdan Kılıçdaroğlu'yla Akşener'in
geçen günkü ortak Mersin mitingleri
umut vericiydi.
Akşener, Erdoğan'a "Türkiye ağlıyor,
sandığa teslim ol!" diye seslendi.
Kılıçdaroğlu ilk defa oy kullanacak
gençlere çağrı yaptı: 

Sizler ilk kez otoriter bir yönetimi
demokratik yollarla değiştireceksiniz,
dünya siyaset tarihine çok önemli bir mirası
sizler bırakacaksınız. 

İnşallah!