Hasan Cemal

19 Haziran 2020

Terör örgütü mü, değil mi?

Yıllar geçip gidiyor ama "PKK terör örgütüdür!" demekle iş bitmiyor.

Filistin, İrgun...
1946 yılı Haziran ayı.
Kudüs'te İngiliz karargâhı olan King David Oteli havaya uçurulur.
Terör eyleminde İngiliz, Arap ve Yahudilerden oluşan 90 kişi ölür.
King David katliamını, hedefi Filistinli Arapları kaçırtıp Filistin topraklarında İsrail devleti kurmak olan İrgun ve Stern isimli Yahudi örgütleri yapar.
Şiddet ve terör eylemlerini politika aracı olarak seçmiş olan İrgun ve Stern'in liderleri arasında daha sonra İsrail'de başbakan olacak İzak Şamir ve Menahim Begin de vardır.
Kudüs yakınlarındaki Deyr Yasin köyü 1948'in Nisan ayında basılır ve çoğunluğu kadın ve çocuk olan 200 sivil ölür.
Katliam, daha sonra İsrail ordusunu oluşturacak Haganah ile Stern ve İrgun isimli iki Yahudi örgütünün işidir.

Filistin, El Fetih, FKÖ...
Yaser Arafat'ın liderliğini yaptığı El Fetih, İsrail işgali altındaki topraklarda Filistin devleti kurmak için silahlı mücadele yapar.
Bu çerçevede bazen şiddet ve terörü politika aracı olarak kullanır.
1964'de Filistin Kurtuluş Örgütü FKÖ kurulur, 1969'da Arafat FKÖ'nün lideri seçilir.
Ve Filistin halkının tek meşru temsilcisi olarak Birleşmiş Milletler üyesi olur, Ankara'da da temsilciliğini açar.
Yaser Arafat 1988'de terör ve şiddeti kınadığını ilan eder.

Güney Afrika, ANC...
Nelson Mandela'nın örgütü Afrika Ulusal Kongresi (ANC) Güney Afrika'da beyaz ırkçı rejime karşı silahlı mücadele verir. Uzun mücadele yıllarında ANC'nin şiddet ve terör eylemlerine başvurduğu da olmuştur.
Bu konuda Mandela'nın bir sözü vardır:
"Ben de bir aziz değildim."
Mandela 27 yıl hapis yatar.
Hapisten çıkar, Güney Afrika Cumhurbaşkanı seçilir.
1993'de Nobel Barış Ödülü'nü kazanır.
ABD'den Özgürlük Ödülü, Sovyetler'den Lenin Nişanı alır.
Mandela 2008'de Amerika'nın "terör listesi"nden çıkarılır.
2013'de 96 yaşında hayata veda eder.

Gelelim Türkiye'ye, Soğuk Savaş'tan günümüze...
Soğuk Savaş dönemi Türkiye'sinde Komünistlik, Kürtçülük, Şeriatçılık yasak...
Ceza Kanunu'nun 141, 142 ve 163. maddeleri demokrasi ve hukuk devletinin tozunu atar bu dönemde...
Komünizm propagandası yaparsan...
Komünist partisi kurmaya kalkarsan...
Ya da:
Uluorta Kürdüm dersen...
Kamuya açık yerlerde Kürtçe konuşursan...
"Kürt kimliği"ni savunan parti kurmaya kalkışırsan...
Veyahut:
Şeriatçılık yaparsan...
"Benim referansım İslam'dır, Kuran'dır; kamusal hayatta da, özel hayatta da herşey Kuran'a uygun olmalıdır" dersen...
Eğer bütün bunları yaparsan, partin de kapatılırdı, sen de hapsi boylardın Soğuk Savaş yıllarında...
Eskileri karıştırırken o yılları anımsatan bir yazıma rastladım. 6 Eylül 2007 tarihli Milliyet'te çıkan yazımın bir bölümü aşağıda:

Soğuk Savaş yılları Türkiye siyasetinde.
1960'ların sonları.
Turhan Feyzioğlu, Güven Partisi lideri, Meclis kürsüsünden kısa adı TİP olan Türkiye İşçi Partisi lideri Behice Boran'a bağırıyor:

"Konuş! Komünist misin, değil misin?
Komünizm'e karşı mısın, değil misin?
Önce bunu söyle!"

1970'lerin sonu.
Yine Feyzioğlu Meclis kürsüsünde.
Bu kez Ecevit hükümetinde bağımsız milletvekili olarak bakanlık sandalyesinde oturan Şerafettin Elçi'ye yükleniyor:

"Kürt müsün, Türk müsün?"

Geçen hafta sonu.
TBMM'de program tartışması.
Kürsüde Başbakan Erdoğan, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk'ü yüksek sesle eleştiriyor:

"Sen önce, PKK terör örgütü mü?
Bu soruya cevap ver."

6 Eylül 2007 tarihli Milliyet'teki Savaşın Değil, Barışın Dili başlıklı bu yazım şöyle devam eder:

Benim için de PKK öteden beri şiddet ve terörü siyaset aracı olarak benimsemiş bir örgüttür.
PKK'nın şiddetten vazgeçmesi ve silahı ebediyen toprağa gömmesi, barışa açılan yoldaki başlıca koşullardan biridir.
Fakat unutmayalım.
Siyaset siyah beyaz bir oyun değildir.
Siyasette bazı şeyleri kesip atarak sonuç alınamaz.
Bir başka deyişle:
"PKK terör örgütüdür!" demekle iş bitmez.
Biteceğe de hiç benzemiyor.


Desen: Selçuk Demirel | 'İnsanlar Ölmesin'

Aradan 13 yıl geçti.
Hâlâ bitmiş değil.
Dediğim gibi, biteceğe de benzemiyor.
Bizim memlekette hâlâ, "Söyle bakalım PKK terör örgütü mü, değil mi?" soruları havalarda uçuşuyor.
Hâlâ bu ülkede, 6 milyon oyun sahibi, Mecliste 60 milletvekili olan bir parti, HDP şeytanlaştırılıyor.
Söz hakkı tanınmadan medyada kriminalize ediliyor.
Ne kadar hazin, ne kadar utanç verici.
Ve hâlâ, Kuzey Irak'ta PKK'ya karşı askeri operasyonlar bilmem kaçıncı defadır devam ediyor.
Uzun lafın kısası:
Yıllar geçip gidiyor ama "PKK terör örgütüdür!" demekle iş bitmiyor.
Çünkü sorun çözülmüyor.
Çünkü sorun varlığını koruyor.
Duyuyor musunuz?..