Hasan Cemal

20 Aralık 2024

Nimet'e özgürlük!

İnsan Hakları Derneği’nin kurucularından Nimet Tanrıkulu, 29 Ekim 2024 tarihinde, hukuk dışı bir kararla tutuklanıp Ankara Sincan Kapalı Cezaevi'ne kondu

Evet, Nimet'e özgürlük! İnsan Hakları Derneği’nin kurucularından Nimet Tanrıkulu, 29 Ekim 2024 tarihinde, hukuk dışı bir kararla tutuklanıp Ankara Sincan Kapalı cezaevine kondu. Hayat ve dava arkadaşı Celalettin Can'dan gelen mektubu bugün köşeme alıyorum.

                                    * * *

12 Eylül darbe sürecinden sözde demokrasiye geçilmesinden sonra kurulan İnsan Hakları Derneği’nin önde gelen kurucularından olan Nimet Tanrıkulu, 29 Ekim 2024 tarihinde Ankara'da 7. Sulh Ceza Mahkemesi'nin verdiği hukuk-dışı bir kararla tutuklanıp Sincan Kapalı Kadın cezaevine kondu.

Nimet Tanrıkulu, darbe karşıtı bir sivil demokratik hareket olan 78'liler Hareketi'nin kurucularından olduğu gibi Barış İçin Kadın Girişimi'nde de yer alan feminist kimliğiyle uluslararası düzeyde tanınan bilinen bir kadın aktivisttir.

Nimet Tanrıkulu emniyete çağrıldığında gitmekten imtina etmeyeceği daha önceki yaşananlardan bilindiği halde, 26 Kasım 2024 günü sabahın erken saatlerinde evine düzenlenen bir polis operasyonuyla gözaltına alındı. Yapılan aramalarda Nimet Tanrıkulu’ya ait olmayan, bana ait olduklarını söylediğim halde cep telefonlarına ve bilgisayara el konuldu ki, "bilgisayarın bana ait olduğunu" kayda geçirdikleri halde el konuldu.  

Nimet Tanrıkulu, Ataköy Polis Merkezi'nde 8-9 saat tutulduktan sonra TEM polis ekipleri tarafından alınarak Ankara'ya götürüldü, Ankara'da TEM polis şubesinde 29 Kasım'a kadar 4 gün gözaltında tutuldu. Nimet Tanrıkulu’nun gözaltına alındığı operasyonla hiç ilgisi olmayan DİSK, KESK gibi sendika kuruluşları üyesi 14 kişi gözaltına alınan ve tutuklanan 9 kişi ile beraber Nimet Tanrıkulu da tutuklandı.

Nimet Tanrıkulu’nun tutuklanmasına neden olan Kerim kod adlı bir gizli tanık itirafçının mesnetsiz iddiaları oldu.

Nimet Tanrıkulu'nun 2013-2014 yıllarında İnsan Hakları Derneği üyesi ve İnsan Hakları savunucusu olması sıfatıyla davet edildiği Londra, Paris, Berlin'e yaptığı birçok uluslararası seyahatler olduğu gibi, Erbil ve Süleymaniye'ye de birkaç kez gittiği, bu seyahatlerin hepsinin pasaportlu ve yasal giriş-çıkışlı olduğu belirli durumda.

Nimet Tanrıkulu, ifadesinde, Erbil ve Süleymaniye'ye gittiğini, Erbil'e tanınmış kadın iş insanı Ferda Cemiloğlu'nun daveti üzerine gittiğini, Süleymaniye'ye de bir iki kez gazeteci Celal Başlangıç ile birlikte gittiklerini, gitme nedenlerinin orada bir yayınevi kurma amacı olduğunu, ancak ekonomik nedenlerle bunun yapılamadığını söyledi.

Ancak dosyada asılsız ifadeler veren Kerim kod adlı itirafçının Nimet Tanrıkulu'yu bir kez de Nurettin Demirtaş ile görüşürken gördüğünü söylediğini ama bunun mümkün olmadığını, ne Kerim kod adlı itirafçıyı ne adı geçen diğer şahsı bilmediğini, görmediğini mahkemede defalarca açıklamasına rağmen mahkeme yan delillerle Kerim Kod adlı itirafçının iddiasını doğrulatamadığı halde ciddiye almadı.

Ki bir insanı sadece görmek, hatta bir insanla sadece görüşmek neden suç oluyor ve bu iddia mahkeme tarafından sorgulanmadan, araştırılmadan ciddiye alınabiliyor, manidar...

Çözüm süreci vesilesiyle 2013 yazında kalabalık bir Kürt ve Türk kadınları topluluğunun düzenlediği toplantıya "Nimet Tanrıkulu'nun bu katıldığı" biçimindeki İtirafçı Kerim'in İddiası başka bir “suç” gerekçesi yapılabildi. 

Yine akıl dışı biçimde Nimet Tanrıkulu'nun haklarında soruşturma olan bazı kişilerin kaldığı otelde kaldığı iddiasına yer verildi.

Nimet Tanrıkulu’nun kaldığı otelde kimlerin kaldığını bilmesi mümkün mü? Soruşturulan kişilerin soruşturulduğunu bilse bile onlarla aynı otelde kalması suçlama konusu yapılamaz. Ki Anayasa'nın 38. maddesi son derece açıktır "Suçluluğu sabit oluncaya kadar hiç kimse suçlu sayılamaz." Ama ne yazık ki sulh ceza hâkimi hukukun bu prensibini hiçe saymıştır.

Buna benzer suçlamalar zamanında Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nde yapılmış, yine Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nde kullanılan itirafçı iddiaları nedeniyle binlerce insan haksız ve hukuksuz biçimde cezalandırılmıştır. Ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nde yapılan bu usulsüz yargılamalar nedeniyle Türkiye'yi defalarca mahkûm etmiştir.

Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki Nimet Tanrıkulu hakkında benzer bir iddia ile Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı 2012'de 2199 dosya numarasıyla bir soruşturma yürütmüş ve soruşturmalarla ilgili  kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiştir.

Yine 2018 yılında Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi'nde benzer bir konuyla ilgili açılan 470 esas sayılı dosya ile görülen davada mahkeme söz konusu soruşturmaya gerek olmadığı kararı vermiştir.

Bütün bu kararlar mahkemeye tevdi edildiği halde Sulh Ceza Mahkemesi Nimet Tanrıkulu hakkında haksız hukuksuz bir tutumla tutuklama kararı vermekten sakınmamıştır. 

Sözün özü

Nimet Tanrıkulu bir İnsan Hakları savunucusudur!

Nimet Tanrıkulu “Barış İçin Kadın Girişimi”nde yer alan barış kadınıdır!

Nimet Tanrıkulu’nun mesnetsiz gerekçelerle gözaltına alınması, tutuklanması kabul edilemez!

Nimet Tanrıkulu yalnız değildir!

Nimet Tanrıkulu’na Özgürlük!