Yıllar yılı Irak'ın toprak bütünlüğü dedik.
Yıllar yılı Irak'ta federasyona hayır dedik.
Yıllar yılı Irak'lı Kürt liderler Barzani ve Talabani'yi tanımadık, muhatap almadık.
Yıllar yılı Irak'ta Kürtlerin değil federasyon, bir özerklik, otonomi içinde bile kendi kendilerini yönetmelerine karşı çıktık.
Sonra ne oldu?
Irak'ın toprak bütünlüğü yerle bir oldu.
Irak anayasası federasyona göre yapıldı.
Talabani Irak Cumhurbaşkanı oldu.
Barzani, Irak Bölgesel Kürdistan Yönetimi'nin başkanı oldu.
Yıllar yılı Kürdistan sözcüğünü ağzımıza almadık ama bu sözcük Irak anayasasına girdi.
Yıllar yılı Kuzey Irak demekte inat ettiğimiz Irak Kürdistan Yönetimi'yle ilişkilerimizi en yüksek düzeye çıkardık.
İlk defa 1993'te kendisiyle yaptığım röportajda, bağımsız Kürt devleti idealini belirten Mesut Barzani, bugün artık bu ideallerine çok yakın olduklarını her fırsatta açıklıyor.
Irak'ta durum bu.
Eski Irak'ın geri gelmesi mümkün değil.
Irak parçalandı, bölündü!
Gerçek bu.
Türkiye Kürtlerine, HDP'lilere hapishane kapılarını kapatıp diyalog kapılarını açması gerekir Ankara'nın
Peki ya Suriye?..
Suriye yeniden tek devlet olabilir mi? Ya da eskisi gibi üniter devlet olabilir mi?
Böyle bir Suriye'yi Amerika ister mi?
Rusya ister mi?
İran ister mi?
İsrail ister mi?
Tek kelimeyle hayır.
Tıpkı Irak'ta olduğu gibi Suriye'de de parçalanmış bir devleti tercih ederler.
'Bölünmüş bir Suriye'nin kendi çıkarlarına daha uygun düştüğünü çok iyi bilirler.
Irak'ta bir federasyon var, bir federal devlet var. Ama kağıt üstünde, işlemiyor.
Erdoğan kaç yıldır "Kuzey Suriye'de yeni bir Kuzey Irak'a izin vermem" deyip duruyor.
Ama hayatın gerçekleri, dünkü yazımda da belirttiğim gibi, Erdoğan'ın bu bakış açısını yalanlıyor.
Kuzey Suriye'de de bal gibi yeni bir Kuzey Irak suyun üstüne çıkıyor. Bunun önemli işaretlerinden biri Rojava (Suriye Kürdistanı) ise, diğeri Rus tarafının dağıttığı Suriye için yeni anayasa taslağıdır. Bu taslakta Suriye Kürtleri için özerklik öngörülüyor.
Bu konuda Amerikan tarafının da farklı düşündüğü söylenemez.
Ruslar, Kürtlere özerklik derken, Amerikalıların, "Aman Erdoğan istemiyor, Kürtlere özerklik yarın Türkiye'ye de emsal olur, aman ha..." demesini herhalde kimse beklemiyor.
Ne olacak bu durumda?
Türkiye, Rusya ve Amerika'ya rağmen yalınkılıç Kuzey Suriye'ye girip kendi başına buyruk işler mi yapacak?..
Geçiniz.
'Saray medyası'nın köşelerinde güncel olan bir başka konu var:
PKK ile PYD'yi, PYD ile YPG'yi birbirinden ayırıp, PYD'yi 'ehlileştirmek'...
Sahadaki gerçeklerden fazlasıyla kopuk olan böyle bir senaryo yazılıyor Saray çevrelerinde.
Kuzey Suriye'de de bal gibi yeni bir Kuzey Irak suyun üstüne çıkıyor
Kuzey Suriye ya da Suriye Kürdistanı ya da Rojava (Batı Kürdistan) denilen topraklarda Kürtler yaşıyor.
Bu Kürtler, yani Suriye Kürtleri ile Türkiye Kürtleri birbirleriyle çok yakındır, akrabadırlar. Bu bakımdan Irak Kürtlerinden daha farklıdırlar.
Öcalan, 1970'lerin sonunda Suriye'ye sığındığı vakit, Kobani'de oturup PKK'yı örgütlemeye başlamıştır.
Suriye Kürtleri baştan itibaren PKK'nın içinde olmuştur. 5 bin Suriye'li Kürdün PKK saflarında öldüğünü de not etmekte yarar var.
2014 yılı nisan ayında Rojava'da, her yanda Öcalan posterlerinin göze çarptığı Cezire kantonunda dolaştığım sekiz gün içinde şu gerçeği çıplak gözle gördüm:
PKK'yı, PYD'yi, YPG'yi birbirinden koparmak gerçekten uzak ihtimaldir.
Suriye Kürtleri dediğinizde, bu üçlü yapıyı görmezlikten gelerek bir yere gidilemez.
Geçmişte olduğu gibi yine diyalog kapısı açılmalıdır. PYD lideri ve İstanbul Teknik Üniversitesi mezunu Salih Müslim yakın geçmişte olduğu gibi yine Ankara ziyaretlerine başlamalıdır.
Ama bu da yetmez.
Türkiye Kürtlerine, HDP'lilere hapishane kapılarını kapatıp diyalog kapılarını açması gerekir Ankara'nın.
Türkiye ve Suriye Kürtleriyle diyalog ve barış, Türkiye'yi bölgede güçlü, istikrarlı bir oyuncu haline getirir, tecrit olmaktan kurtarır.
Tarihin akışına karşı kürek çekerek barış ve demokrasi kapımızı çalmaz.
Tarihin Türkiye'yi sollayıp geçmesine izin vermeyelim.
'Oyun planı'mızı, içine 'nihai oyun planı'nı da koyarak kuralım.
Çok zaman kaybettik.
Çok fena gözyaşı ve kan akıttık, acı çektik.
Artık yeter deme zamanıdır.