Türkiye eğer hukuk devleti olacaksa, Erdoğan’ın başbakanlığı meşru yollardan bir an önce sona ermeli ve kendisinden, bağımsız yargı önünde hesap sorulmalıdır. Erdoğan’ın iktidar dönemi ne kadar uzarsa, siyaset meydanındaki belirsizlik o kadar koyulaşacaktır.
Bir yandan ses kaydı konuşulurken, diğer yandan da 'yandaş medya’nın manşetlerinde telefon dinleme skandalı patlıyor. Toplam 7 bin kişinin dinlenmiş olmasından söz ediliyor. Eğer gerçekse, bundan sorumlu olanlardan da, en başta da savcılardan yargı önünde hesap sorulmalıdır.
Aşağıda, ‘Tayyip Erdoğan - Bilal Erdoğan hattı’ndan bir alıntı var.
Bu bir belgedir, çok çarpıcı bir belge.
Lütfen, önce bu belgeyi dikkatle okuyun.
1. Konuşma
17 Aralık 2013, saat 08.02
Tayyip Erdoğan: Evde misin oğlum?
Bilal Erdoğan: Evet babacığım.
Tayyip Erdoğan: Sabah şeyler operasyon yaptılar, bu Ali Ağaoğlu, Reza Zerrab, işte bizim Erdoğan’ın oğlu, Zafer’in oğlu, Muammer’in oğlu filan. Bunların şu anda evlerinde arama yapıyorlar.
Bilal Erdoğan: Bir daha söylesene babacığım.
Tayyip Erdoğan: Diyorum ki Muammer beyin oğlu, Zafer’in oğlu Erdoğan’ın oğlu, Ali Ağaoğlu, Reza Zerrab filan 18 kişiyi şu anda büyük yolsuzluk operasyonu şeyiyle evlerinde arama yapıyorlar filan falan.
Bilal Erdoğan: Evet.
Bilal Erdoğan: Ben de ne olabilir baba, senin para var kasada.
Tayyip Erdoğan: Onu diyorum işte. Ondan sonra ben şimdi gönderiyorum kardeşini. (Sümeyye Erdoğan) Tamam mı?
Bilal Erdoğan: Kimi gönderiyorsun?
Tayyip Erdoğan: Kardeşini gönderiyorum diyorum.
Bilal Erdoğan: Hı tamam.
Tayyip Erdoğan: Ondan sonra aynı şekilde o bilgiler onda var, tamam mı, abinle konuş.
Bilal Erdoğan: Evet.
Tayyip Erdoğan: Onda, onu şey yapalım, amcanla filan konuş. O da aynı şekilde çıkarsın, eniştenle konuş, o da.
Bilal Erdoğan: Ne yapalım bunları baba nereye koyalım?
Tayyip Erdoğan: Belirli yerlere oralara şey yap işte. (Alttan Emine Erdoğan’ın Berat diye sesi geliyor)
Bilal Erdoğan: Berat’ta da var.
Bilal Erdoğan: Tamam baba, Sümeyye yani çıkarıp, Sümeyye bana nereye götüreceğimi söyleyecek.
Tayyip Erdoğan: Ya tamam, hadi şey yap, sizinkileri düşünün aranızda eniştenle filan.
Bilal Erdoğan: Ne yapalım diye.
Tayyip Erdoğan: Evet evet, hemen irtibat kuralım saat 10’a kadar, çünkü Konya'ya gideceğim.
Bilal Erdoğan: Tamam baba.
Tayyip Erdoğan: Tamam mı, irtibatta kalın.
Bilal Erdoğan: Tamam babacım.
2. Konuşma
17 Aralık 2013, saat 11.17
Bilal Erdoğan: Baba Hasan Abi ile filan bir araya geldik, abim Berat, amcam beraber, bir şeyler düşünüyoruz. Bu arada bir fikir daha geldi Berat’a, bir kısmını diyor, Faruk’a diğer işler ilgili hemen vereyim diyor, öbür paraları işlediği gibi işlesin. Zaten konuşmuşsunuz önceden, onu yapalım mı, ciddi bir miktarı o şekilde halledebiliriz.
Tayyip Erdoğan: Olabilir.
Bilal Erdoğan: Tamam, öbür bir kısmını da Mehmet Gür ile ortak işe başladığımız için, bir kısmını al sende dursun, projeler geldikçe oradan kullanırsın diye verelim mi diyoruz. Böylelikle azaltıp geri kalanı da başka bir yere taşıyacağız.
Tayyip Erdoğan: Tamam işte onları şey yapın da.
Bilal Erdoğan: Tamam.
Bilal Erdoğan: Sümeyye eve gelmiş, şimdi buraya gelecek, yanımıza gelecek, tamam babacım, hallediyoruz bugün inşallah, başka bir şey var mı?
Tayyip Erdoğan: Şey yapmanızda fayda var, (parayı) tamamiyle sıfırlamanızda fayda var.
Bilal Erdoğan: Evet, tamamiyle sıfırlayacağız inşallah.
3. Konuşma
17 Aralık 2013, saat 15.39
Tayyip Erdoğan: Sana diğer verdiğim görevler tamam mı?
Bilal Erdoğan: İşte akşam bitirmiş oluyoruz. Bir kısmını hallettik. Berat ile ilgili olan kısmını hallettik. Şimdi Mehmet Gür ile ilgili olan kısmı herhalde önce halledeceğiz. Geri kalan kısmını da artık karanlık olunca halledeceğiz.
Tayyip Erdoğan: …
Bilal Erdoğan: İnşallah.
Tayyip Erdoğan: Sümeyye ne yaptı?
Bilal Erdoğan: Sümeyye de işte onları çıkardı getirdi filan, konuştuk filan.
Tayyip Erdoğan: Her iki tarafı halletti mi?
Bilal Erdoğan: Verdi herhalde babacığım. İkisini de boşalttım dedi.
Tayyip Erdoğan: Her iki tarafı.
Bilal Erdoğan: Evet. İkisini de boşalttım dedi ama iki taraf derken onu diyorsun değil mi?
Tayyip Erdoğan: Neyse tamam.
Bilal Erdoğan: Siz kaçta geliyorsunuz?
Tayyip Erdoğan: On ikiyi filan bulur.
Bilal Erdoğan: Yolunuz açık olsun.
Tayyip Erdoğan: Telefonlarla konuşmayın.
4. Konuşma
17 Aralık 2013, saat 23.15
Bilal Erdoğan: Şimdi babacığım, şey için aradım. Büyük ölçüde şey yaptık. Siz mi aradınız babacığım şimdi beni?
Tayyip Erdoğan: Yoo ben aramadım. Sen arıyorsun.
Bilal Erdoğan: Gizli numaradan arandım da. Şey şimdi,
Tayyip Erdoğan: Büyük ölçüde derken sıfırladınız mı yoksa...
(Alttan Ayy sesi geliyor)
Bilal Erdoğan: Hı, babacım.
Tayyip Erdoğan: Sümeyye yanında mı senin?
Bilal Erdoğan: Yanımda çağırayım mı?
Tayyip Erdoğan: Yok bir ses karıştı da onun için dedim.
Bilal Erdoğan: Hıı, yani 25 milyon dolar Çalık’a aktarıp, geri kalan kısımla da Şehrizar’dan daire alabilir.
Tayyip Erdoğan: Neyse nasıl şey yapıyorsanız yapın, halledin.
Bilal Erdoğan: Öyle mi yapalım?
Tayyip Erdoğan: Tamam yapın, yapın.
Bilal Erdoğan: Tamamen sıfır mı kalsın baba, yoksa senin elinde biraz para kalsın mı?
Tayyip Erdoğan: Kalsın olmaz zaten oğlum, şeye öbür tarafa, Mehmet’le şey yapsaydınız onu da oraya aktarsaydınız.
Bilal Erdoğan: He onlara verdik tamam, 20 (milyon) dolar verdik.
Tayyip Erdoğan: Allah allah, ya aktarsaydınız, sonra şey yapardınız.
Bilal Erdoğan: Ya ne bileyim, şimdilik bu kadar verebildik. O da zaten zor yer kaplıyor falan. Başka bir kısmını başka bir yere koyuyoruz, bir kısmını bizim şeye verdik, işte ıı Tunç Abi’ye verdik, ondan sonra...
Tayyip Erdoğan: Tunç’a tamamını aktardın mı?
Bilal Erdoğan: (Sümeyye bakar mısın) Nereye baba?
Tayyip Erdoğan: Tunç’a.
Bilal Erdoğan: Hı?
Tayyip Erdoğan: Tunç’a diyorum, tamamını aktardın mı?
Bilal Erdoğan: Ya sormuşlar, 10 milyon Avro alabiliriz demişler herhalde.
Tayyip Erdoğan: Neyse, bu kadar şeyleri konuşma şeyde, böyle de olsa konuşma.
Bilal Erdoğan: Tamam biz hallediyoruz o zaman.
Tayyip Erdoğan: Halledin şimdi, tabi ben bu akşam ben gelemiyorum, biz Ankara’da kalacağız.
Bilal Erdoğan: Tamam baba, biz hallediyoruz sen merak etme.
5. Konuşma
18 Aralık 2013, saat 10.58
Tayyip Erdoğan: Bir arayayım dedim, bir şey var mı yok mu diye.
Bilal Erdoğan: Yani herhangi bir şey yok, şeyleri, o verdiğin işleri bitirdik Allah’ın izniyle.
Tayyip Erdoğan: Tamamen sıfırlandı mı?
Bilal Erdoğan: Tamamen, yani sıfırlandı derken, nasıl diyeyim, işte bende bir, bu ıı Samandıra’nın ve Maltepe’nin paraları vardı, 730 bin dolar ve 300 bin lira, onları da şey yapacağım bizim Faik Işık’a borcumuz vardı 1 milyon lira, ona vereceğim, üstünü de akademiye aktar diyeceğim.
Tayyip Erdoğan: Şey konuşma, açık konuşma.
Bilal Erdoğan: Konuşmayayım mı?
Tayyip Erdoğan: Konuşma, tamam mı?
Bilal Erdoğan: Tamam babacığım.
Tayyip Erdoğan: Yani, şeyi Samandıra vs. nerenin olursa olsun üzerinde tutma, yerine gönder niye üzerinde tutuyorsun.
Bilal Erdoğan: Tamam babacığım ama güncel olarak herhalde takip altındayız, güncel olarak takip edildiğimi düşünüyorum.
Tayyip Erdoğan: Biz sana ne diyoruz, ta baştan beri sana.
Bilal Erdoğan: Ama işte koruma ekibi mi yapıyor, kim takip ediyor baba bizi.
Tayyip Erdoğan: Oğlum dinleniyorsunuz.
Bilal Erdoğan: Ama görüntülü de takip ediyorlarmış.
Tayyip Erdoğan: Doğrudur, şimdi işte İstanbul’da, Emniyet’te bazı şeyler şu anda yaptık.
Okudunuz mu?..
Sözü uzatmak istemiyorum.
İnternet ortamına pazartesi akşamı düşen ses kaydı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun deyişiyle, “Ağrı Dağı ne kadar gerçekse, bu da o kadar gerçek.”
Yine Kılıçdaroğlu’nun deyişiyle:
“Bu hükümetin meşruiyeti bitmiştir, hırsızdan Başbakan olmaz!”
Türkiye'de eğer demokrasi olacaksa, Türkiye eğer bir hukuk devleti olacaksa, Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı elbette meşru yollardan bir an önce sona ermeli ve kendisinden bağımsız ve tarafsız yargı önünde mutlaka hesap sorulmalıdır.
Bu ne kadar gecikirse, Türkiye’de istikrarsızlık o kadar derinleşecek, siyaset meydanındaki belirsizlik o kadar koyulaşacak ve demokratik hukuk devleti çok daha uzak bir hayal haline gelecektir.
DİPNOT
‘Yandaş medya’nın manşetlerinde pazartesi günü patlayan telefon dinleme skandalı konusunda gerçek nedir, elbette tüm boyutlarıyla bir an önce ortaya çıkarılmalıdır.
Toplam 7 bin kişinin dinlenmiş olmasından söz ediliyor. Eğer gerçekse, bundan sorumlu olanlardan, en başta da savcılardan yargı önünde hesap sorulmalıdır.
Gerçeğin bir an önce ortaya çıkması için de, devletin tüm ilgili kuruluşları hiç zaman kaybedilmeksizin harekete geçirilmelidir.
Twitter: @HSNCML