Hasan Cemal

16 Ekim 2020

İstanbul’da Kürtçe oyun yasaklamak…

Yazık değil mi bu memleketin güzel insanlarına?..

Yıl 1925.
Şark İslahat Planı:
Kürtçe konuşmak yasaktır!
Vilayet ve kaza merkezlerinde,
hükümet ve belediye dairelerinde
ve diğer kuruluşlarda,
okullarda, çarşı ve pazarda
Türkçe'den başka dil kullananlar
cezalandırılacaktır.

Yıl 1930.
"Öz Türk olmayan
hizmetçi olur!"
Adalet Bakanı
Mahmut Esat Bozkurt:
"Benim fikrim ve kanaatim
şudur ki, memleketin kendisi Türk’tür.
Öz Türk olmayanların
Türk vatanında bir hakkı vardır, o da hizmetçi olmaktır,
köle olmaktır." 

Yıl 1930.
Başvekil İsmet Paşa:
"Bu ülkede sadece Türk ulusu
ırksal haklar talep etme hakkına sahiptir.
Başka hiç kimsenin
böyle bir hakkı yoktur."
(Milliyet gazetesi)

Yıl 1931.
Fevzi Çakmak Raporu:
"Türk toplumu içinde
Kürtlük eritilmelidir."
Genelkurmay Başkanı Çakmak’ın raporundan:
"Dersim cahildir. Zorunlu iskân uygulanmalıdır.
Yüksek memurlara koloni (sömürge)
yönetimlerindeki yetkiler verilmeli.
Türklük telkini yapılmalıdır.
Kürt kökenli yerli memurlar
tümüyle bölgeden çıkarılmalı.
Dersimli okşanmakla kazanılmaz.
Silahlı kuvvetlerin müdahalesi,
Dersimliye daha çok tesir yapar
ve iyileştirmenin esasını oluşturur.
Türk toplumu içinde
Kürtlük eritilmelidir.

Yıl 1932,
Şükrü Kaya Raporu:
Yerli memur
(Yani Kürtler, HC) casustur!
İçişleri Bakanı Şükrü Kaya’nın raporundan:
Kuzey Dersim halkı
batıya göç ettirilmelidir.
Askerî harekât başlamadan önce
tüm silahlar toplanmalıdır.
Yerli memurlar (yani Kürtler) casustur.
Dersimlilere kendilerinin aslen
Türk olduklarını öğretmek lazımdır.
Uçakların talim uçuşları
Dersim üzerinden yapılmalıdır.

Yıl 1935.
İsmet İnönü Raporu:
Büyük merkezlerin
Türkleştirilmesi...
Sınıra yakın yerlerin ve Elazığ,
Erzincan, Erzurum gibi
büyük merkezlerin
Türkleştirilmesi
önem arz etmektedir. Bitlis’i bir Türk yuvası
ve kalesi halinde tutmalıyız. Erzincan Kürtleşirse,
Kürdistan kurulabilir.

Yıl 1940.
CHP Raporu:
Kürtler Türkleştirilmelidir!
Kürt meselesi Türkiye’nin
en mühim meselesidir.
Asimilasyonun ilk şartı
dil öğretmektir. 

Yıl 1961.
27 Mayıs Darbesi’nin raporu:
Kendilerini Kürt sananların
Türk olduklarını ispatlamak...
Bölgede asimilasyon politikalarına hız verilmelidir.
Kendini Kürt sanan nüfusun
Irak Kürtleriyle bağları kesilmelidir.
Dünya entelektüel muhitine
Türkiye’de bir Kürt meselesi
olmadığı anlatılmalıdır.
Bir üniversiteye bağlı
Türkoloji Enstitüsü kurularak
kendini Kürt sananların
menşelerinin Türk olduğu
ispatlanarak yayımlanmalıdır. 

Vatandaş Türkçe konuş kampanyasını gösteren bir gazete küpürü

Yıl 1961.
27 Mayıs Darbesi’nin lideri ve Cumhurbaşkanı
Orgeneral Gürsel'in Diyarbakır konuşmasından: 
"Bu memlekette
Kürt yoktur,
Kürdüm diyenin
yüzüne tükürürüm." 

Yıl 1983.
12 Eylül askeri yönetimi
Kürtçe konuşulmasını,
Kürtçe yazılması
ve yayın yapılmasını
yasaklar. (*)

Ve tarih 13 Ekim 2020.
İstanbul'da Kürtçe oyunun
sahnelenmesi yasaklanır.
İBB Şehir Tiyatroları'nın programındaki
Bêrû adlı Kürtçe oyun
Gaziosmanpaşa Kaymakamlığı tarafından
"genel kamu düzenini bozabileceği" gerekçesiyle yasaklandı.

Bêrû oyunundan...

Ve sorular:
Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana ne değişti ki?
Bütün bu yasaklar değil mi, Kürt
sorununu yaratan, derinleştiren?
Bütün bu yasaklar değil mi, PKK'yı
sahneye çıkaran?
Bütün bu yasaklar değil mi,
dağın yolunu açan?
Bütün bu yasaklar değil mi, Türkiye'yi
maddi ve manevi bakımdan kanatan,
kanatmaya devam eden?
Bu yasaklar değil mi, Türkiye'yi huzur
ve barışa hasret bir ülke haline getiren?
Yazık değil mi bu memlekete, bu
memleketin güzel insanlarına?



* Alıntılar: Hasan Cemal, Barışa Emanet Olun,
Everest, 2011, sayfa 33 - 36.