Hasan Cemal

28 Eylül 2021

Erdoğan'dan kurtulmak, demokrasinin yolunu açmak istiyorsanız, HDP'nin siyasal ve sayısal desteği şarttır

Barış, demokrasi, adalet istiyorsak, cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırmaktan yanaysak, HDP'nin çizmiş olduğu çerçeve iyi bir başlangıçtır.

Kim bilir kaçıncı kez yazıyorum.

             Erdoğan'dan kurtulmak
            ve demokrasinin yolunu açmak
            istiyorsanız, HDP'nin
            siyasal ve sayısal desteği şarttır,
            bu gerçeği görmezlikten gelmek
            çıkmaz sokaktır. 

HDP, yüzde 10'un üstündeki
6 milyon oyuyla
Türkiye siyasetinin "realitesi"dir.
Bu "realite"yi hesaba katmadan,
Türkiye'de barış ve demokrasinin yolu açılamaz.
Açılır diyenler hayal görüyor,
kendi kendilerini aldatıyorlar.
Bu memlekette adaletten,
demokrasiden, barıştan yana olanların
HDP ile kol kola girmekten
çekinecekleri bir şey yoktur.
HDP ile siyasal işbirliği, siyasal güç birliği
daha güzel bir geleceğe, aydınlığa yatırımdır. 
HDP'yi dışlamak ise karanlığı koyulaştırır,
o kadar...
HDP dün yayınladığı bir bildiriyle adalete,
demokrasiye, barışa çok güzel bir çağrı yaptı.
Güçlü demokrasi dedi.
Kuvvetler ayrılığı talep etti.
Türkiye'de yeni bir başlangıç için
demokratik bir anayasayla
cumhurbaşkanlığı sistemine son dedi.
"Anayasanın hazırlanma süreci,
her kesimi kapsayan, demokratik katılım
ve toplumsal müzakereye dayalı
bir yöntemle yürütülsün" dedi.
Güçlü yerel ve yerinden yönetim istedi.
Tarafsız ve bağımsız yargı dedi.
Yargı "yürütmenin vesayeti"nden
kurtulsun dedi.
Kayyım değil halk iradesi istedi.
Barışçı dış politika talep etti.
Kadına eşitlik ve özgürlük istedi.
İstanbul Sözleşmesi yeniden geçerli olsun dedi.
Gençler için özgür yaşam,
kamu yönetiminde liyakat istedi.
Doğaya saygı, ekonomide adalet dedi.
Kürt sorununda demokratik çözüm
çağrısı yaparken şunların altını çizdi:

                Cumhuriyetin demokratikleşmesi ile
               doğrudan bağlantılı bu sorunun çözümü için
               muhataplarla diyalog kurulması,
               inkâr ve bastırma siyaseti yerine
               demokratik ve barışçı bir çözüm için adım atılması gereklidir.
               Meclis, diyalog ve çözüm zeminini kurarak, demokratik müzakere
               yöntemleriyle tüm toplum için geleceğin kazanılmasına önayak ve odak olmalıdır.
               Bu çerçevede, başta anadili hakkı olmak üzere tüm evrensel kimlik haklarının
               tanınması için gerekli düzenlemelerin yapılması
               büyük önem taşımaktadır.
               Savaş politikaları,
               silah ve çatışma yöntemleri yerine,
              diyalog ve müzakere seçeneklerinin
              kendini tarihsel olarak dayattığı
              ve güncel olduğu aşikârdır.
              Bunun için Türkiye halklarının tümünün yararını ve geleceğini düşünerek
              herkes özveride ve fedakârlıkta bulunarak
              adım atmalıdır.
             Sorunlarımızı şiddet aracılığıyla değil; konuşarak, müzakere ederek,
             diyalog yoluyla çözmek
             emel düsturumuzdur.

Türkiye'de gerçek barış, demokrasi,
adalet istiyorsak, cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırmaktan yanaysak,
HDP'nin çizmiş olduğu bu çerçeve
iyi bir başlangıçtır, olumlu bir adımdır.
Türkiye'yi Erdoğan'dan,
"tek adam rejimi"nden
kurtarmak isteyenlerin,
muhalefet partilerinin dikkatine...