Hasan Cemal

20 Ağustos 2019

Bu kafa bunca yıldır barış getirmedi Türkiye'ye, bundan sonra da getirmez!

Hep aynı şeyi yapıp farklı sonuçlar beklemek ahmaklıktır, ahmaklık!

Ahmet Türk'ün sesi hüzünlüydü.
Bakışları da öyledir.
Bir ömür boyu hiç yalnız bırakmadığı Kürtlerin acıları Ahmet Türk'ün yüz hatlarında da kendini belli eder.
Bu acılar bir türlü bitmek bilmiyor.
Yoksa acı, Kürtlerin alın yazısı mı?
Acı çekmek Kürtler için kader mi?
1990'lı yıllardan beri kim bilir bu konuyu kaç kez konuştuk sevgili Ahmet Türk'le, özellikle de Kasrı Kanco'nun terasında...

Ahmet Türk, Kasrı Kanco'nun önünde


Kasrı Kanco, Ahmet Türk ailesinin ovaya nazır taştan konağıdır. Terastan Mezopotamya Ovası’nı seyre dalmak bana her seferinde sonsuzluk duygusu verir.
Hele güneşin son ışıkları, Mardin’den Suriye’ye doğru açılan bu uçsuz bucaksızlığın üzerine vurmaya başlamışsa, harikulade bir manzara insanı büyülemeye başlar.
Mehtabı da ayrı bir güzelliktir. Mezopotamya’da ay ateşten bir portakal gibi doğar.
Böyle bir mehtaplı gecede, baş başa rakılarımızı yudumlarken 12 Eylül’de, Diyarbakır Askerî Cezaevi’nde gördüğü işkenceleri dinlemiştim kendisinden...

Demişti ki:

Bak Hasan Cemal acıların, o geçmişin esiri olursak, barışı kuramayız.

Ama acılar bitmek bilmiyor.
Ne yazık ki öyle.

Ahmet Türk
Mardin'de
yüzde 56
oy aldı;
Adnan Selçuk Mızraklı
Diyarbakır'da
yüzde 63
oy aldı;
Bedia Özgökçe Ertan
Van'da
yüzde 54    
oy aldı.

HDP'nin belediye başkanları olarak seçim sandığından bu kadar yüksek oy oranıyla çıktılar, devlet hayır dedi.
'Millet iradesi'ni tanımadı.
Saray darbesi yapıldı.
Saray, öyle anlaşılıyor ki, 31 Mart'la 23 Haziran'ın intikamını almaya yöneldi.
Sesi hüzünlüydü Ahmet Türk'ün:

Kanunsuzluk, hukuksuzluk!
Başka ne diyeyim?
Mardin'de belediyenin etrafını sarmışlar, ne var ne yok götürüyorlar.
Bunca yıl, bunca acı...
Ama hâlâ ders almadık.
Hâlâ halkın iradesini tanımıyorlar.
Ne kadar hazin Hasan Cemal...

Ahmet Türk, Kasrı Kanco'daki o teras sohbetlerimizden birinde bana demişti ki:

Geceyi dışarıda, bu terasta geçirdin mi, yıldızlar üstüne  dökülüyormuş gibi olur.

Diyarbakır'da yüzde 63 oyla başkan seçilen Adnan Selçuk Mızraklı'yla dün öğleden sonra konuşuyorum, diyor ki:

Hukuku, demokrasiyi, halkın iradesini hiçe sayan bu operasyon büyüyebilir.
Demokrasi, hukuk, özgürlük konularında kaygısı olan herkesin karanlığa karşı ayağa kalkması lazım.
Hukuksuzluk git gide büyüyor.
Şimdilik Diyarbakır'da 150 gözaltı var, bölgede 400'ü geçti derler.
Kabaran bu dalgada her şey mümkün...

Yüzde 63 oy alıyorsun.
Yüzde 56 oy alıyorsun.
Yüzde 54 oy alıyorsun.
Hukuk tanımayan devlet gücü tüm oyları çöpe atıyor.
Bu yalnız hukuksuzluk, bu yalnız adaletsizlik değil, aynı zamanda vicdanlıksızdır.
Elbette farkındayım.
Bu kafa bunca yıldır değişmedi.
Ama bu kafa bunca yıldır barış ve huzur da getirmedi Türkiye'ye.
Bundan sonra da getirmez.
Hep aynı şeyi yapıp farklı bir sonuç beklemek ahmaklıktır, ahmaklık!