Başörtülü milletvekili konusunda CHP sözcüleri seçim meydanlarını düşünerek "hayır" da diyemiyor, ulusalcı kanadın ayaklanmasından tedirginlik duyarak "evet" de. Bazı CHP sözcüleri de orta yolcu bir tutumla “Aman AKP’nin seçim tuzağına düşmeyelim" diyor.
Oysa CHP'nin önce "ilke" kararı alarak cevap vermesi gereken sorular var. Bazı temel konularda genellikle ortadan bir tavır alan, söylediği tam anlaşılmayan, sürekli geciken ve inandırıcı olamayan Kılıçdaroğlu CHP’sinin kafasını netleştirecek bazı sorular aşağıda.
AK Parti’li üç kadın milletvekili başörtüleri ile TBMM Genel Kurulu’na girmeye hazırlanıyor.
Dikkatler kaç gündür CHP’nin üzerinde.
Hani derler ya:
Tarzan zor durumda!
CHP de öyle.
Bakıyorum, parti sözcüleri hayır da diyemiyor, evet de.
Kemküm vaziyeti daha ağır basıyor.
“Başörtülü milletvekiline hayır!” deseler, seçim meydanlarında başlarına nelerin yağacağını görebilecek kadar siyasal deneyime sahipler.
Fazla uzatmadan, açık bir dille evet diye tavır alsalar, bu sefer de ulusalcı kanadın parti içinde ayaklanmasından tedirginlik duyuluyor.
Bazı CHP sözcüleri de orta yolcu bir tutumla vaziyeti idare etmeye çalışıyor.
Diyorlar ki:
“Aman AKP’nin seçim tuzağına düşmeyelim!”
Bu tutuma da akıl erdirmek zor.
Başörtülü milletvekili neden ‘seçim tuzağı’ olsun ki?
Önce ‘ilke’yle ilgili bir karara varman gerekmez mi?
Doğru mu, değil mi?
Demokratik bir hak mı, değil mi?
Türkiye gibi kadınlarının yarısından çoğu başörtülü olan bir ülkede bugün hâlâ başörtülü milletvekili olmaması savunulabilir mi?
Türkiye’nin siyasal ve toplumsal olgunlaşması, normalleşmesi yolunda gecikmiş bir adım mı, değil mi?
İki arada bir derede kalıp inandırıcı olamamak
CHP olarak önce bu bakımlardan kafanın net olması gerekir.
Önce bu konularda ne düşünüyorsun, bunda karar kılman lazım.
Demokratik hak mı, değil mi?
Doğru mu, yanlış mı?
Demokratik bir haksa, demokrasi adına doğru buluyorsan, seçim öncesi daha AK Parti davranmadan parti olarak sen de açıklayabilirdin bu tutumunu...
“Aman Ak Parti’nin tuzağına düşmeyelim!” diyerek ‘başörtülü milletvekili’ konusunu bir seçim tuzağına indirgemek ya da iki arada bir derede kalmak belki de klasik Halk Partisi’ni anlatan bir duruş...
Ne İsa’ya, ne Musa’ya yaranabilen bir duruş!
İnandırıcı değil, olamıyor.
Kılıçdaroğlu CHP'sinin ne söylediği anlaşılmıyor
Türkiye’nin bazı temel konularında Kılıçdaroğlu CHP’si genellikle ortadan bir tavır alıyor.
Bazen ne söylediği tam anlaşılmıyor.
Bazen de bir söylediğinin tam tersini ertesi gün söyleyebiliyor.
Bunun örnekleri o kadar çok ki.
“CHP’nin de dindarlardan oy alması için ‘Mümkün değil’ diyenler var, ne diyorsunuz?”
Kılıçdaroğlu yanıtlıyor:
“Laikliğin dinsizlik olarak algılanmasını değiştirmemiz gerekiyor. Bunu CHP yıllardır anlatamadı, çünkü CHP’nin rakibi olan partiler karşı propaganda yaptılar. ‘CHP yolu, Moskova yolu’ sloganından başlayın, ‘CHP camileri yıktı’ya kadar halkın beynine işlenmiş bir imaj var.”
Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri geçen pazartesi günü çıktı gazetede.
CHP’nin hiç kusuru yokmuş; bütün kabahat rakip partilerinmiş; onların ‘karşı propagandaları’ nedeniyle Halk Partisi’nin alnına hiç de hak etmediği bir damga vurulmuş…
Ne yazık!
Başörtülü milletvekili siyasal normalleşme yolunda bir viraj
Soruyor Ezgi Başaran:
“CHP’nin başörtülü kadınlarla ilgili negatif tavrı sadece rakip parti propagandasından ileri geliyorsa, 28 Şubat’taki ikna odaları nedir?”
Kılıçdaroğlu’nun bu soruya yanıtı da fazlasıyla enteresan:
“Etki-tepki meselesi… Sağ partilerin başörtüsünü siyasi malzeme yapmasına karşı da böyle bir tepki oluşmuştur. Ama zamanla aşılacağını düşünüyorum. Tekrar ediyorum, başörtülü kızların üniversiteye girmesini destekliyorum. Bir kadının ne giyeceğine, kendini nasıl ifade edeceğine, nasıl güzel hissedeceğine erkeklerin ve siyasetin karışmasına da karşıyım.”
Kılıçdaroğlu’nun ‘ikna odaları’nı savunma tarzı da hiç ikna edici değil. 28 Şubat döneminin bu baskıcı uygulamasını sosyal demokrat olduğunu iddia eden bir siyaset adamının kafadan reddetmesi gerekir.
Ama Kılıçdaroğlu bunu da yapamıyor.
‘Başörtülü üniversite öğrencisi’ni artık savunabiliyor.
Ama konu, şu günlerde olduğu gibi, ‘başörtülü milletvekili’ne gelince fren yapıyor.
Lafı uzatmak gereksiz.
Belirtmekte yine yarar var.
Kılıçdaroğlu CHP’sinin, iki cami arasında beynamaz politikalarla AK Parti’ye iktidar alternatifi olabilmesi uzak ihtimal!
İnşallah, başörtülü milletvekilleri nedeniyle TBMM’de fazla gürültü patırtı çıkmaz ve Türkiye siyasal normalleşme yolunda bir viraj daha almış olur.
Twitter: @HSNCML