Hasan Cemal

17 Ocak 2018

Afrin'e de girin, Kandil'i de dağıtın, darağaçları da kurun, değişen bir şey olmaz!

Türkiye'nin makus talihi ancak barış ve demokrasiyle yenilir

Amerika Kürtleri bırakmaz.
Amerika 'Kürt kartı'nı elinden hiç eksik etmez. 
Benzer durum Rusya için de geçerlidir.
İran için de geçerlidir.
İsrail için de geçerlidir.
Hepsi Kürtlerle oynar!
Türkiye dostmuş, müttefikmiş, bölünürmüş kulak asmaz.
Hatta Türkiye'nin Kürt sorunu ile güçsüz kılınması ya da istikrarsızlaştırılması, bütün bu devletlerin işine gelir, bölgesel çıkarlarına denk düşer.
Kürtler de bu oyunu bilir.
Kürt tarafı da, kökleri yüz yıl öncesine uzanan bu oyunu bazen iyi bazen kötü oynar ama oynar, bu oyundan vazgeçmez.
Orta Doğu'da oyun içinde oyunlar oynanırken, devletleşme yolunda Kürtlere bir fırsat çıkar mı diye bakar.
Nitekim Irak Savaşı ile bu fırsat çıkmıştır.
Amerikan işgaliyle Saddam Hüseyin devrilip Irak bölünürken, Irak Kürtleri de devletleşme yolunda büyük bir hamle yapmıştır.
Irak'ın parçalanmasından dolayı Amerika'sı da, Rusya'sı da, İran'ı da, İsrail'i de göz yaşı dökmemiştir.
Bugün aynı oyun 2011'den beri Suriye'de oynanıyor.
Irak'taki gibi Suriye'de de eli kanlı bir Baas diktası, Esad rejimi ülkeyi iç savaşa götürdü, Suriye'nin bölünmesine yol açtı.
Tıpkı Irak'ın kuzeyinde olduğu gibi, şimdi de Suriye'nin kuzeyinde bir Kürt devletinin temelleri atılıyor.
Suriye'nin parçalanmasından dolayı Amerika'sı da, Rusya'sı da, İran'ı da, İsrail'i de gözyaşı dökmüyor.
Evet, dünyanın bu bölgesinde oyun son derece acımasız oynanır.
Eğer derine giden bir sorunun varsa... Ve sen bu oyunu çözümsüz bırakıyorsan... Ya da soruna hatalı yaklaşıyorsan...
Bu durumda başkaları seni rahat bırakmaz, o soruna parmağını sokar, karıştırır, seni sıkıştırır, seni güçsüzleştirmeye çalışır.
Sen istediğin kadar bağır.
Böyle dostluk olur mu, diye bağır.
Müttefikliğe sığar mı bu, diye bağır.
Değişen bir şey olmaz.

Türk devletine demokrasiyi getirmedikçe, hukuku getirmedikçe, Türkiye'nin makus talihi 
yenilemez

Eğer sen oyunu baştan hatalı kurmuşsan, başın beladan kurtulmaz.
Eğer baştan beri elinde sadece bir çekiç varsa, karşındaki her şeyi çivi gibi görüyorsan, işin işinden çıkamazsın.
Eğer baştan beri, senden farklı düşünen kim varsa, onu hain, düşman, terörist diye yaftalıyorsan sorun büyür.
Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan beri bu çıkmazı yaşıyor.
Üstelik bu çıkmaz yıllar geçtikçe daha da kanlı bir hal alıyor.
Realite budur.
Afrin'i de darmaduman etsen...
Bütün Rojova'yı da işgal etsen...
Kandil'i de dağıtsan...
Darağaçları da kursan...
Bu realite değişmeyecektir.
Cumhuriyet tarihimiz kanlı Kürt isyanları ile geçmiştir.
Dersim gibi kıyımlarla geçmiştir.
İdam sehpaları ile geçmiştir.
Diyarbakır askeri cezaevi gibi işkencehaneler ile geçmiştir.
Faili meçhul cinayetlerle geçmiştir.
Ama sorun çözülmemiştir.
Realite durduğu yerde durmaktadır.
Çünkü devlet aynı devlettir.
Elde sopa, sorunu çözeceğini sanmaktadır.
Kürt siyasal hareketini, HDP'yi ezerek, neredeyse HDP'li herkesi hapse atarak, siyasal kırım yaparak sorunu çözeceğini sanıyor.
Ne yazık!
Oysa çözüm barıştan geçiyor.
Demokrasiden geçiyor.
Kürtlere eşit vatandaşlık haklarından geçiyor.
Yoksa ne yaparsanız yapın, Afrin'e de girin, Kandil'e de çıkın, darağaçları da kurun değişen bir şey olmaz.
Türk devletine demokrasiyi getirmedikçe, hukuku getirmedikçe, Türkiye'nin makus talihi yenilemez.