Birlikte üretmek güzel şey.
Selin Sağıroğlu ve Emre Demir, FilmX app’ini yapmışlar.
Selin editör, Emre yazılımcı olmuş.
Ortak payda sinema.
Uygulamada ‘Matrix' de bulunabilir ‘La Planète Sauvage’ da.
Biz de günde üç film tavsiyesinde bulunan FilmX hakkında konuştuk.
Neden FilmX diye bir app yaptınız?
Emre: Kısa zamanda edindiğim yazılım üzerine olan birikimi kullanmak istiyordum. Sinema benim hem kendi kişiselimde hem de çevremdeki insanlarla ve özellikle Selin ile buluşabildiğim ortak paydalardan biriydi. Yani, sinema ikili tarafından deneyimlenmiş ve ortaktı. ‘Biz bunun üzerine nasıl gidebiliriz’ diye düşündük. Artık sinemaya, filmlere ulaşım kolaylaşmış olsa da iyi filmi bulmaktaki süreç zorlaştı. Biz bu noktada, içerisinde her filmi bulamayacağınız, seçici ve kendi arşivine sahip, kısaca kullanıcısını iyi filmlere ulaştırmayı amaçlayan FilmX uygulamasını geliştirmeye karar verdik.
Selin: İnternette sinema konusunda çok fazla sayfaya ve oluşuma denk geliyoruz fakat aynı nicelik oranı uygulamalarda yakalansa da nitelik olarak sınıfta kalıyor maalesef. Bu sadece Türkiye'ye özel bir durum da değil yurt dışı menşeli sinema uygulamaları da buradakilerden hallice. Hem app yapımının sinemada bakir bir kullanım aracı olmasından dolayı hem de kullanıcı kolaylığını ön plana alarak FilmX'i kurduk.
İlk fikir aklınıza nasıl düştü?
Selin: Sinema üzerine uzun zamandır bir uygulama yapmak istiyorduk ama konsept konusunda kafamız karışıktı. Birkaç fikir oluşmuştu fakat bunlar iki kişinin altından kalkacağı şeyler değildi. İlk aklımıza gelenlerden biri kullanıcın uzun metraj, kısa ya da belgesel ayırt etmeden dünyadaki tüm filmleri bulabileceği ‘Film Sözlüğü’ olmuştu. Fakat bunu iki kişi olarak yapmamız için yüzyıllara ihtiyacımız olduğundan vazgeçtik. Birçok fikirden de ha keza. Vaktimiz ve elimizdekilerle neler yapabiliriz diye düşünürken günlük film tavsiyeleri vererek kendi kendini büyüten bir uygulama yapmaya karar verdik. FilmX fikirlerden yalnızca biriydi.
Ekipte kimler var?
Emre: İki kişiyiz.
App yapmak zor mu? Süreç nasıl ilerliyor?
Selin: Ben editör olarak bulunuyorum. Yapmam gereken kısım, filmleri seçmek ve kendi yarattığımız film havuzuna bunları yüklemek. O nedenle işim Emre'ye kıyasla oldukça basit bir mantıkta ilerliyor. Sanırım sürecin en meşakkatli kısmı programın sınırlarını belirleme safhasında yaşandı. FilmX günlük üç film tavsiyesi veren bir sinema uygulaması olacaktı. Fakat ‘Filmler ertesi gün kaybolacak mıydı’, ‘Kullanıcının sosyallik imkânı program içinde hangi raddede olmalıydı’ ya da ‘Popüler filmlere yer verecek miydik’ gibi cevap verilmesi gereken sorular süreci oldukça yavaşlattı diyebilirim.
Emre: Uygulamanın programlama kısmıyla ben ilgileniyorum. Hali hazırda yazılım dünyasının içerisinden birisi değilim. Yazılıma giriş yaptım ve öğrenim sürecim devam ediyor. Uygulamayı da bu sürecimin bir parçası olarak geliştiriyorum. 'App yapmak zor mu' sorusunun, sorulan kişide bir karşılığı olmuyor. Genellikle gözlemcinin aklını kurcalayan bu soru, sürecin içinde yer almıyor. App yapmak üzerine, öngörünün işleri kolaylaştırdığını söyleyebilirim; fakat iyi öngörüler için de bilgi birikimi şart.
Eğitimimiz?
Emre: İkinci senesinde bıraktığım bir üniversitem var. Şimdi Bilgi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği ikinci sınıf öğrencisiyim.
Selin: Bilgi Üniversitesi’nde Sinema okuyorum.
Neden günde üç film tavsiyesi?
Selin: Sinema izleyicisi olan kullanıcıya film seçerken yardımcı olacak ama kafa karıştırmayacak bir sayıda sunmamız gerekiyordu filmleri. Tek film fazla, alternatifsiz ve iddialıydı bizim için. Beş sayısı ise fazla kafa karıştırıcı. İki rakam arasında gittik geldik ve üç tavsiyede karar kıldık. Hem kullanıcıya bir seçim alanı yaratabilmek için hem de incelerken diğer filmlerden de haberdar olması için.
Tavsiyeler sonraki günlerde kayboluyor mu peki?
Selin: Hayır. Tüm Film listesinde ve genre kümelerinde filmler bulunmaya devam ediyor.
Emre: Kaybolmuyorlar. Zaten uygulama kendi arşivini tavsiye ettiği filmlerle oluşturuyor ve büyütüyor. Yani, eğer film çok popüler değilse, uygulama içerisinde her film önceki günlerin tavsiyeleri.
Neden kıyıdaki filmleri seçtiniz?
Selin: Aslında sadece kıyıdaki filmlerden oluşmuyor. Uygulamada ‘Matrix' de bulunabilir ‘La Planète Sauvage’ da. Popüler filmlerin kalitesini göz ardı ederek sadece kıyıda kalan iyileri bulup entelektüel bir haz alınsın diye bunu sunmuyoruz. Tek fark, bilindiğini düşündüğümüz filmler günün film listesinde tavsiye olarak karşınıza çıkmıyor; ama program içerisinde bahsi geçen yapımları bulmak mümkün.
Hedef kitleniz kim?
Selin: Tür, ülke, yıl ayırmadan sadece iyi ve kaliteli filmler peşinde olan her izleyici.
Sıradaki projeler?
Emre: Henüz bir plan yok. İlla bir şeyler üreteyim diye zorlamak yerine, şu an bilgi birikimimi FilmX'i de büyüterek geliştirme peşindeyim; ama bir sonraki proje de yine sinema alanıyla alakalı olur.
Selin: Şu an FilmX programını belirli bir kalite seviyesine taşımak için uğraşıyoruz. Sarf ettiğimiz efor uzun süre app üstünde olacak.
Kişisel sinema notlarını tutan kullanıcılardan nasıl geri dönüşler aldınız?
Selin: Geneli olumlu dönüşler oluyor. Arşivin büyümesi için sabırsızlanan bir kitle de var. ‘Az film var, daha fazla yüklemelisiniz’ gibi. Her günle beraber artmakta zaten. Bir diğeriyse popüler filmlere yer verme konusundaki kafa karışıklığıydı. Bunlar programı takip ettikçe kendi içinde cevaplandı.
Emre: Kimi kullanıcılar filmle tanışmaktan ve keşfetmekten öte filmleri izlemek de istiyorlar. Legal süreç bizi bu noktada frenliyor. Fakat, artık filmlere ulaşım kolay ve bir çok şekilde sağlanabiliyor. Bu yüzden izleme seçeneğinin olmaması kullancı tarafından büyük bir eksilik olarak görülmüyor.
Ölçümlemeyi nasıl yapıyorsunuz?
Selin: İlk kıstasımız hikâye oluyor. Hikâye iyiyse onu destekleyen ve ayakta tutan, diğer filmlerden ayıracak anlatı özelliklerine bakıyoruz. Bu iki konuda filmin, seyircisine iyi bir vaat verdiğini düşünüyorsak o yapıma uygulamada yer veriyoruz; ama tabii ki sanat söz konusu olunca durum nereden bakarsanız bakın kişisel kalıyor. Bu nedenle ‘Biz izlerken beğendik, siz de bir göz atın’ demenin üstünde söz söyleyebileceğimiz bir mevzu olamıyor film tavsiye konusu.
App tasarlamak isteyen girişimcilere önerileriniz?
Emre: Bilgiyi ilk elden almanın önemi vurgulamak gerektiğini düşünüyorum. Bu yüzden yabancı kaynaklara yönelmelerini ve güncel kalmalarını öneririm.
Dünyadaki film app’leri ne durumda? Araştırmalarınız süresince karşınıza nasıl hikâyeler çıktı?
Selin: Daha önce de belirttiğim gibi yurt dışında da farklı bir durum yok film app konusunda. Vizyon filmleri, gelecek filmler, rating ve hasılat gözlem programları dışında çok parlak fikirlere denk gelmedik. Sevdiğimiz, saygı duyduğumuz ve kullandığımız MUBI uygulaması gösterilebilir. O da internet sitesinin bir uzantısı olarak app dünyasına adımını attı.
Hayalleriniz?
Selin: Kendimi tatmin etmediği için birçok fikrin üstüne gitmedim hatta hayata geçirme aşamasında yok ettim. Bu konuda kendine karşı daha toleranslı biri olmak tek hayalim sanırım. Gerisi o halledilince gelecektir.
Emre: Öğrenmek konusunda sorun yaşamıyorum; ama her konudan biraz bilen biri olmak kabusum olabilirdi. Bu yüzden yazılım alanında olabildiğince çok şey bilmek isterdim.
Başka Sinema’yı nasıl buluyorsunuz?
Selin: Bir izleyici olarak tatmin etse de Türk sinemasında ne tür etkilere sahip olduğu konusunda kafam karışık. Artık ana akım olmayan filmleri Başka Sinema seçkisi adı altında görmemeye başladık. Zaten ülkede filmi çekmekten çok filmin gösterimi ve dağıtımı konusunda sorun yaşandığı için bu durumun iyice fitillendiğini düşünüyorum bu süreçte. Kendi filmini çekmek isteyen biri olarak beni korkutuyor açıkçası. Kaçırdığım festival filmlerinin stresini üzerimden alsa da Türk sineması konusunda tam tersi bir etki yaratıyor.
Türkiye sinemasını nasıl buluyorsunuz?
Selin: FilmX'de en büyük gayretlerimizden biri de Türkiye Sineması örneklerini çoğaltmak adınaydı. Bu sayede ortak genrelar ve kurulan dil üzerine bir fikir sahibi olmaya başladık. Sanırım en büyük sıkıntısı başarılı, kaliteli ama samimiyetsiz bir dilin kullanılması. Oyuncuları ve mizanseni değiştirilse Türkiye sineması olarak değil de Fin sineması diye izlettirilebilir dünya seyircisine. Konu olarak bana tanıdıkken kullanılan anlatı ile benden uzaklaşıyor. Tabii buna pek çok istisna gösterilebilir son yıllarda. O yüzden beni heyecanlandırmakta.
Emre: Sinemayla ilgili birisi olarak Türk sinemasına fazla uzaktım. Geçmişim ve bilgim yoktu. Aslında Türk sinemasıyla tanışmam Selin sayesinde oldu ve izledikçe ‘Böyle şeyler de yapılmış mı' şaşkınlığını yaşadım. Lütfi Akad’ın ‘Gelin’ filmi, Ümit Ünal’ın ‘Dokuz’ filmi, Ramin Matin’in ‘Canavarlar Sofrası’ bunlara bir kaç örnek.
Sizin favori filmleriniz?
Selin: Zor bir soru. Tüm favorilerim Japon sinemasından olabilir. ‘Woman in the Dunes', ‘Kwaidan' gibi filmleri uygulamaya yüklerken dahi zorlanmıştım. Başka birinin izlemesi bile kıskandırıyor öyle bir fanatiklikti.
Emre: Herkes için zor bir soru. Şu an aklıma gelenler… ‘Onibaba’, ‘Una Pura Formalita', ‘Blue’.
Yönetmenler?
Selin: Hiroshi Teshigahara, Mike Leigh, Jörg Buttgereit, Kaneto Shindo, Roman Polanski, Ümit Ünal. Yönetmen sineması olarak izleme listemi oluşturduğum için çok fazla isim sıralayabilirim. Son zamanlarda Lynne Ramsay, Hong-jin Na, Yorgos Lanthimos gibi isimler beni fazlasıyla heyecanlandırıyor. Türk sinemasındaysa Can Evrenol. Çok yeni bir soluk olduğunu düşünüyorum.
Emre: Tarkovsky, Hiroshi Teshigahara, Kieslowski, Roman Polanski.
Sizce filmler bize nasıl bir dünya sunuyor?
Selin: Bir söz var hayat olsa olsa sinemanın kötü bir taklitidir diye. Bazen geren bazen yatıştıran bazen dert ortağı olan bazen de kafa karıştıran dünyalar arasında astral bir seyahat sunuyor. Fazla adapte olduğumuz elimizdeki dünyaya kısa süre de olsa yabancılaştırması en büyük başarısı bence. Kutsal bir şey bu.
Bundan sonra?
Selin: Sinema uygulamaları artmalı. Daha yapılması gereken çok fazla konsept ve içerik var. Bu sayede bilinçli bir seyirci adına fazlaca yol kat edilebilir ve de sinemaya ilgi artabilir. Biz bunun adına daha fazla projede yer almak isteriz. Fikirleri hayata geçirme konusunda tekliflere ve yardıma açığız.