Yerkürenin kilometre kareye düşen insan bakımından en yoğun olduğu, Doğu Çin denizinde bir ada ülkesi olan Tayvan, Koronavirüs'e (Covid-19) karsın etkili mücadele yöntemleri ile şu sıralar dünya basınının ve ülkelerinin dikkatini çekmekte. Tayvan'ın virüsün ilk çıkıp yayıldığı Çin Halk Cumhuriyeti'ne olan yakın mesafesine bakılıp, yaklaşık 850 bin Tayvan vatandaşının Çin'de yaşayıp çalıştığı ve bu kişilerin düzenli olarak her iki ülke arasında seyahat ettiği düşünülünce, hasta sayısı ve ölüm vakaları açısından en az etkilenen ülkelerden biri olmasının sebepleri, Tayvan hükümetinin ve halkının neleri nasıl doğru yaptığı sorusunu akla getirmektedir.
Ülkede ilk vaka 21 Ocak 2020 tarihinde tespit edildi. Hükümetin, 2003 yılında SARS endemisini takiben kurulan Central Command Centre for Endemics tarafından en son açıklanan verilerine göre, 31 Mart 2020 itibariyle Korona testine tâbi tutulan kişi sayısı 32 bin 726, test sonuçlarına göre pozitif hasta sayısı 322, virüse bağlı komplikasyonlar nedenleri ile gerçeklesen olum vakası ise 5'dir (Taiwan Centers for Disease Control). Tayvan nerede ise 24 milyon nüfuslu olup, Belçika'dan biraz daha büyük bir yüzölçümüne sahip. Ekonomisi ihracat odaklı ve dünyada büyüklükçe 21. sırada. Ülkede kişi başına düşen milli gelir 50 bin 500 USD seviyelerinde olup, ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 78,2'si kentlerde ikamet ediyor. 2014 verilerine göre okur-yazar oranı erkeklerde yüzde 99,7 iken, kadınlarda yüzde 97,3'tür (Index Mundi). Ülkenin cumhurbaşkanı bir kadın ve yardımcısının asıl uzmanlık alanı epidemiyoloji.
Tayvan virüse karşı tedbirleri en hızlı alan ülkelerin başında geliyor. 2003 SARS pandemisinden ağır etkilenen ülke, o tecrübeden gerekli dersleri çıkartmış görünüyor. 2019 Aralık ayı sonlarına doğru ortaya çıkan Covid-19 virüsüne karşı, diğer ülkeler ve hatta Dünya Sağlık Örgütü "bekleyip görelim" tutumunu benimserken, Tayvan, daha Ocak ayının ilk günlerinde, bu virüsün insandan insana bulaşabileceği ihtimali üzerinde durup, hemen akabinde de öncelikle virüsün Çin dışında yayıldığı Güney Doğu Asya ülke ve bölgelerinden gelenlere 14 gün ev karantinası uygulamaya başlamış ve bu ülkelere de acil durumlar dışında seyahat edilmemesi yönünde vatandaşlarına tavsiye kararları çıkartmıştır. Coğrafi olarak bir ada devleti olmanın getirdiği avantaj sayesinde havalimanlarına yerleştirilen termal kameralar ile ülkeye giriş yapan tüm insanların vücut ısıları tespit edilip, gerekli görülenler zorunlu ev karantinasına yönlendirilmiştir. Zorunlu ev karantinasında bulunan kişilerin günlük ihtiyaçları devlet tarafından karşılanmakta olup, GPS ya da cep telefon sinyali ile takip edilmek suretiyle karantina kurallarına uyup uymadıkları kontrol edilmektedir. Ülkeye giriş yapan yabancılar ise otellerde kalırken, karantina çerçevesinde, otel ücret ve yiyecekleri devlet tarafından karşılanmaktadır. Ev karantinasına uymayan kişiler yaklaşık 33 bin USD kadar maddi cezaya çarptırılabilmekte, bu rakam kişinin toplu ulaşım araçlarını kullanması halinde iki katına çıkarılmaktadır.
Bir ay öncesine kadar tespit edilen hasta sayısı 50 civarında iken, yurtdışından dönen Tayvanlılar ve yabancı turistlerde (maalesef 3 tur grubu Türkiye'den) virüs tespit edilince, hasta sayısındaki artış üzerine, ek tedbirler alınmıştır. Tayvan vatandaşları hariç tüm yabancıların ülkeye girmesi yasaklanmış, transit yolculara havalimanları kapatılmıştır. Yurtiçi hava ulaşımında da bazı ilave tedbirler gecen hafta itibari ile devreye sokulmuştur. Yeni tedbirler kapsamında havalimanlarına girişten, uçakta, ve varılan havalimanından çıkışa kadar maske takma zorunluluğu getirilmiş, uçuş esnasında da içecek ve yiyecek servisleri kaldırılmıştır. Adadaki, en uzun hava yolculuğunun bir saat altında olması sayesinde, uçak tuvaletlerinin kullanılması da yasaklanmıştır.
İlköğretim okulları, virüsün Doğu Asya'da ilk yayılmaya başladığı günlerde iki haftalığına tatil edilmişti, an itibarıyla ise okullarda eğitim-öğretim devam etmekle beraber, tanı konulmuş bir öğrenci durumumda, sınıfın, iki öğrenciye tanı konulması durumunda ise okulun tamamen öğretime kapatılması alınan başka bir önlem olarak karsımıza çıkmaktadır. Şu an itibari ile ülkede herhangi bir şehir, kasaba ya da köyde, sokağa çıkma yasağı bulunmamakla birlikte, tüm metro, tren, hastane, alışveriş merkezleri, ve bankalar gibi halka açık yerlere girişte vücut ısısı kontrol edilip kişilerin elleri dezenfekte edilmektedir. Hükümet ayrıca, konu ile ilgili olarak şeffaf davranmanın halk arasındaki korkuyu azaltacağı düşüncesi ile, televizyon ve radyo kurumlarından virüsle ilgili olarak düzenli istatistiki bilgiler vermektedir. Medyayı, virüs almaktan nasıl korunmak gerektiği vücut temizliğinin ve maske kullanımının önemi üzerine yayınlar yapmasını teşvik de etmektedir.
Tayvan dünyanın en iyi ve amiyane tabir ile tıkır tıkır işleyen bir sağlık sistemine sahip ülkelerinden biridir. Tüm ülke insanlarının yanısıra oturma iznine sahip olan tüm yabancıların da (yabancı öğrenciler de dahil) sağlık sigortası bulunmaktadır. Koronavirüs'ün tespiti için yapılan test, sağlık sigortası tarafından karşılanmakta olup, ücretsizdir. Tayvan Sağlık Bakanı'nın açıkladığı verilere göre Tayvan'da 100 bin kişiye 61 solunum cihazı düşüyor. Bakana göre bu oran Almanya'da 24, İngiltere'de 12 ve İtalya'da 5. Korona salgınına karşı önlemlerden biri olarak, Hükümet bazı kişilerin maske stoklayarak fahiş fiyat ile satışını engelleme amacı ile, tıbbi maske üreten tüm firmaların özel kişi ve kuruluşlara maske satışını durdurmuştur. Hükümet üretilen maskeleri düzenli olarak önceden belirlenen eczanelere dağıtmakta, herkesin ulusal sağlık kartı ile başvurup tek seferde her gün için 1 adet olmak üzere haftalık olarak ihtiyaçlarını karşılamasını sağlamaktadır. Tayvan, ülke olarak çöplerin ayrıştırılıp geri dönüşüm ile tekrardan kullanılmasına oldukça dikkat etmektedir. Günlük olarak kullanılan her maskenin doğru şekilde ayrıştırılması gerekliliği için de, maskesini çevreye atan kişilere yönelik 40 ile 200 USD arası para cezası uygulamasına da 29 Mart itibari ile geçilmiştir.
Diğer bazı ülkelerde olduğu gibi, Hükümet virüs dolayısı ile ekonomik anlamda olumsuz etkilenen birçok sektöre ek yardım paketlerini devreye sokmuştur. Bu paketler çerçevesinde ilk etapta yaklaşık 2 milyar USD gerekli sektörlere enjekte edilmiş, ayrıca gereklilik arzetmesi durumunda ek olarak 1,3 milyar USD daha devreye sokulacağı açıklanmıştır. Ayrıca hükümetin desteği ile birçok firma, çalışanlarını evlerinden çalışmaya yönlendirmektedir.
Tayvan Koronavirüs'e karşı yapılan etkili mücadele sonucunda diğer ülkelere kıyasla çok iyi bir başarı grafiği yakalamış olmasına rağmen, Hükümet ve halk mücadelenin sürmesi gereği konusunda kararlı ve hemfikir görünüyorlar. Tedbirlerin gevşetildiği Hong Kong'da son iki haftada hızla artan hasta ve buna bağlı ölüm vakaları bunu gösterdi. Ayrıca Tayvan'ın rahat nefes alması için küresel ölçekte de, virüsle mücadelede olumlu gelişmelerin yaşanması gerektiğinin farkındalar. Bilgi paylaşımının çok önemli olduğu şu sırada, Tayvan hem Sağlık hem de Dışişleri bakanlıkları üzerinden tüm dünya ülkeleri ile iletişim kanallarını açık tutmakta ve virüs ile ilgili tüm gelişmeleri paylaşmaktadır. ABD ve Japonya, Tayvan ile beraber hareket etme kararı aldılar. Avustralya tıbbi malzeme konusunda Tayvan ile işbirliği yapmaktadır. Ama belki de en önemlisi, küresel sağlığın küresel siyasete galebe çalması yönünde beklenebilecek gelişmelerdir. Uluslararası hukukta Çin'in vetosu sebebiyle Tayvan bağımsız bir devlet sayılmıyor ve bu yüzden Dünya Sağlık Örgütü üyesi olamıyor. Ama, daha şimdiden, ABD ve Japonya Tayvan'ın Dünya Sağlık Örgütü'ne "gözlemci" statüsünde katılımı için desteklerini dile getirdiler bile.