Hakan Aksay

05 Mayıs 2015

Erdoğan’dan sonra ne yapacaksınız beyler?

Bu soruyu çok erken bulabilirsiniz. Bu işler belli olmaz. Değişim, 2071'den, 2023'ten çok önce, belki sandığımızdan da kısa sürede gerçekleşebilir

Basit bir soruyla başlayalım.

Siz Tayyip Erdoğan’ın siyasi olarak ölümsüz olduğunu mu düşünüyorsunuz?

Türkçe anlamakta zorlananlar - Erdoğan ile ölüm(süzlük) kelimelerini birbirine yakın görünce heyecanlanıp arada kalanları algılayamayanlar - için başka türlü sorayım:

Siz Tayyip Erdoğan’ın ilelebet iktidarı elinde tutacağı, koltuktan asla inmeyeceği kanısında mısınız?

49 yaşında bizi yönetmeye başlayan Erdoğan, bugün 61 yaşında hâlâ aynı işi (daha) büyük bir şevkle yapmaya devam ediyor.

Parti liderliğinin yanı sıra üç kez başbakan oldu, geçen yaz da cumhurbaşkanı seçildi.

Şu sıralarda gözünü devlet başkanlığına dikti.

Daha sonra aklına neler gelecek, kim bilir...

*   *   *

AKP ve hükümet belgelerinden anladığımız kadarıyla sırada 2023 ve 2071 hedefleri var.

2023’te Erdoğan alt tarafı 69 yaşında olacak.

2071’de de sadece 117 yaşında...

Bir de çocukları ve torunları var tabii.

Mesela, hepimizin yakından tanıyıp gizli bir sempati beslediği Necmettin Bilal Erdoğan 2023’te 43, 2071’de ise 91 yaşında olacak...

Diyeceğim o ki, aranızdan birileri “Erdoğan düzeni”nin sonsuza kadar sürüp gideceğini sanıyor olabilir.

Bence onlar bu yazının geri kalan bölümüyle vakit kaybetmeden, Erdoğan’ın son konuşmalarını okuyarak pembe hayallerde gezmeyi sürdürsünler.

Benim sözüm kalanlara.

Hiçbir iktidarın - en azılı diktatörler de dâhil - sonsuza kadar başta kalamayacağını bilenlere.

*   *   *

Biliyoruz ki, bazen insan, yaşadığı dönemin hep süreceğini sanma gibi bir yanılgıya kapılabiliyor.

Hele bir de o dönemin nimetlerinden yararlanıyorsa...

Karnı doyuyor ve cebi doluyorsa...

Önünde binlerce insan iki büklüm eğiliyorsa...

Her istediğini yapıp kimseye hesap vermiyorsa...

Ne toplumdan, ne yasalardan, ne de ahlaki ilke veya dinî kurallardan korkuyorsa...

Gün bugünse...

Baskın basanın, vurgun vuranınsa...

Elbette bu mutluluğun bitmesini istemez ve tersini isteyenlere karşı da tepki duyar...

Hatta onlardan nefret eder...

Onları susturmak için elinden geleni yapmaya çalışır.

Ama doğa yasalarının (isterseniz kader deyin) önüne hiç kimse geçemez.

Her şeyin bir sonu vardır.

Erdoğan’ın iktidar süresi (cumhurbaşkanlığı, başkanlığı, sultanlığı, reisliği vs.) de bir gün bi-te-cek...

Son aylarda çatırdamaya başladı bile...

*   *   *

Bitince sizin haliniz ne olacak?

Yani “Reis” iktidardan inince?

Öyle veya böyle Erdoğan dönemi noktalanınca?

Ne yapacaksınız?..

Durun, sakin olun.

Alnınızda biriken terleri silin.

Kalp atışlarınız normale dönene, yüzünüzdeki kızarıklık geçene kadar bekleyin (oysa “yüz kızartıcı” ne kadar çok şeyi soğukkanlılıkla atlatmıştınız).

Ve söyleyin:

Erdoğan’sız siz ne yaparsınız?

Evet, aklınıza ilk gelen doğru:

Çok riskli oynadınız, kaybedebileceğinizi hiç düşünmediniz, hukuku da vicdanı da tümüyle hiçe saydınız.

Perde kapanınca nerelere kaçışacaksınız?

*   *   *

Onca yolsuzluk, belgelerle tape’lerle herkesin önüne serildiğinde olan bitenin üzerini örtmeye çalışanlar...

Ahlaktan geçtik, yasal olarak hırsızlığın hesabını sorması gerekenler...

Ne yapacak?..

Şu giden dört bakan ne olacak, mesela?

Dün Siirt’te yeniden ortaya çıkan “Reisi’nin maskotu”, hani “her cuma bir ayet sallayan”?

Ya da saat meraklısı olan, rüşvet uçaklarıyla umreye gittiği söylenen?

Oğlu danışman olup kendisi de birilerinin "önüne yatan"?

Dürüstlükle yolsuzluk arasında gidip geldikten sonra “yola gelip” uslanan?

Ve onlara karşı hep cömert davranan, ayrıca bütçe açığımızın yüzde 15’ini tek başına kapatan?

Bu rezaletlerle ilgili yasal zorunlulukları yerine getirmeyenler, alınan yargı kararlarını bozanlar, bütün bunlara çanak tutanlar?

Polis ve yargı sistemini delik deşik edenler, her şeyi tek merkezden yönetmek için yasaların üzerinde tepinenler, “kırın kapısını alın, suçsa biz sizi kurtarırız” diyenler?

Merak ediyorum, Erdoğan’dan sonra ne yapacaksınız?

*   *   *

Roboski’de (Uludere) Kürtleri katleden emri verenler, dökülen kanın sivil ve silahlı sorumluları?

IŞİD’i destekleyerek dünkü ve yarınki felaketlere ortak olanlar?

Suriye ile savaş senaryosu hazırlarken “gerekirse dört adam gönderirim, sekiz füze fırlatırım” diyenler?

Ortadoğu yangınına körükle gidenler? Kürtlerle barışa içerde ve dışarda kapıları kapatanlar?

Ağrı’da, Mazıdağı’nda, Roboski’de tekrar tekrar karanlık tezgâhlar kuranlar? Zavallı katırları vuranlar? HDP binalarına durmadan saldırı düzenletenler? 1 Mayıs'ı zehir edenler?

Gezi Parkı sürecinde kan dökenler? Berkin’i, İsmail’i, Ethem’i ve öteki gençleri öldürenler? Katilleri koruyanlar?

Torba yasalarla kendine yol açanlar, iç güvenlik yasalarıyla polis devleti kurmaya çalışanlar? Hak ve özgürlükleri her fırsatta tırpanlayanlar?

Son yıllarda hukuk devleti adına ne varsa tersine çevrilmişken ve her türlü suç alenen işlenirken iktidarın kilit noktalarında oturanlar? Haksızlıkları açıkça savunanlar veya suskunlukla geçiştirerek “ben kendi işime bakarım” havasında sinsice suç ortaklığı yapanlar?

“Harama bulaşan kardeşimiz olsa bile kolunu keseriz” gibi boyundan büyük laflar ettikten sonra, bir parçacık iktidar uğruna her şeye göz yuman, alet olan, yardım eden üst düzey yöneticiler?

Size soruyorum:

Erdoğan dönemi bitince ne yapacaksınız?

*   *   *                                        

“Çeşme akarken testisini doldurmak isteyen” yerel yöneticiler, parti yetkilileri, milletvekilleri ve bu tür makamlara koşarken ağırlık yapmasın diye insanlığından da arınan uyanıklık erbabı?

Her zaman şeflerinin duymak istediğini söyleyen, onları daha da acımasız adımlara iten “fırıldak danışmanlar”?

“Havuzcu” işadamları, bu dönemde köşeyi dönmek için her şeye amenna diyenler, milletin “a.... koyanlar”?

İş cinayetlerinin failleri, suça ortak olanlar? Doğayı yağmalayanlar?

Kadınları ve gençleri baskı altına alanlar, toplumu ortaçağ karanlığına gömmeye çalışanlar?

Dini siyasete alet edenler, din adına çıkar sağlayıp iktidara koltuk değneği olanlar?

Devletle iyi geçinmeyi işinin önüne koyan sözüm ona aydınlar, bilim insanları, sanatçılar, yazarlar? Liderle yan yana fotoğraf çektirip ufak da olsa bir proje kapmak için yalanlara ortak olup saf değiştirenler?

Ya siz, yandaş gazeteciler?

Sansüre, işten atmalara, “Alo Fatih”lere laf etmeyen, basın özgürlüğünü korumak, internet yasaklarına dur demek için kılını kıpırdatmayan, yolsuzluklara, hukuk ihlallerine ses çıkarmayanlar?

Uludere’ye, Reyhanlı’ya, Ağrı’ya tek kelime etmeyen, ama “camide bira” ve “Kabataş’ta bebekli kadına saldırı” gibi artık ayyuka çıkan yalanlara ölümüne sarılanlar?

1100 küsur odalı AK Saray’a ve şaibeli örtülü ödeneklere bile tek bir eleştiri getirme cesaretini kendinde bulamayan yüreksizler?

Tetikçiler?

“Çaktırmadan yandaşlar”?

Bol maaşlı “medya PR’cıları”?

Erdoğan sonrasında neyle uğraşacaksınız? “Nasıl olsa manevra yaparım, her şey unutulur” diye mi düşünüyorsunuz? Emin misiniz?..

*   *   *

Erdoğan gidince ne yapacaksınız?

Bazılarınız bu soruyu çok erken buluyor olabilir.

Bence değil.

Bu işler pek belli olmaz.

Bu dönem fazla uzamayabilir.

Bir kere 2071’den önce olacağı kesin...

Hatta 2023’ten de önce...

Belki de sandığınızdan da hızlı ve yakında...

Bu arada yazının başında “Siz Tayyip Erdoğan’ın siyasi olarak ölümsüz olduğunu mu düşünüyorsunuz?” diye sorarken Cumhurbaşkanı’nın ölümlülüğüne vurgu yaptığımı düşünenler için samimiyetle şunu belirtmek isterim:

Ben tüm içtenliğimle Erdoğan’a uzun ömür diliyorum.

O’nun iktidarı kaybettiği günleri görmesini, bu kadar ihtişamlı hayattan sonra koltuksuz günleri yaşamasını isterim.

Böylesine tecrübeli bir liderin birikiminin o bölümünün eksik kalmasını asla arzu etmem.

 

@AksayHakan