Seks dâhil (belki de en başta o), hayatın siyasetle karşılaştığı tüm alanlarda gizli ya da açık bir kavga çıkıyor. Kavgayı genellikle siyaset kaybediyor. Tabii dürüst bir kapışma olduğu sürece. Ama siyaset sık sık sertlikle, yasaklarla, kurallarla baskı yapıyor ve hayatı sindiriyor.
Bu sadece bizim ülkemize özgü değil (Gerçi, bizde hayatın; "oranı buranı gösterme", "aynı bankta/evde oturma", "öpüşme", "gülüp de erkeği tahrik etme" gibi sopa, hatta odun ilkelliğinde korkutularak köşeye sıkıştırılması, daha bir "kör kör parmağım" tadında gerçekleştirildiği için fazlasıyla göze batıyor). Bütün dünyada şu ya da bu biçimde bu kavganın örnekleri yaşanıyor.
Geçen hafta İngiltere Savunma Bakanlığı’nın bir "uyarısı" önce Sunday Times'a, sonra da dünya medyasına yansıdı. Bakanlık çalışanlarına, pek de iyi gizleyemedikleri bir "gizli döküman" göndermişler. Bir tür "Güvenlik Kılavuzu". İçeriğin burada bizi ilgilendiren kısmı kısaca şöyle:
"Rusya ve Çin gibi ülkelerde size yaklaşacak olan güzel kadınlarla sakın seks yapmayın. Casus olabilirler. Yemek ve içkinin 'gevşetici etkisini' iyi biliyor olabilirler. Sonuçta sizden bilgi sızdırabilirler. Kullanılabilirsiniz!" (Doğrusu ben bu "kılavuz"u görmedim, birkaç haber kaynağından keyfime göre "derledim". İngiltere Savunma Bakanlığı'nın anlayışına sığınıyorum. :) )
Olayı haberleştiren yüzlerce gazete ve televizyon kanalı arasında en başarılıları herhalde Türklerdi. Ben birinciliği "Güzel kadınlarla sakın yatmayın!" başlığıyla Milliyet'e veririm. (Sonunculuğu da bu zamanda hâlâ utanıp sıkılmadan 20 yıl önceki rezil üslupla "Nataşa'ya dikkat!" diyebilen Takvim'e.)
* * *
Evet, "güzel kadınlarla yatmayın"...
Neden?
Çünkü söz konusu seks olduğunda, "devlet sırları teferruat" haline gelebilir.
Hani şu "gevşetici etki"nin etkisi altında kalırsanız (berbat Türkçe için affedin!), görevinizi falan unutursunuz. Sonuçta da "ava giderken avlanırsınız"...
Onun için "güzel kadınlarla..."
Bir dakika!
İngiltere Savunma Bakanlığı "güzellik kriterleri" üzerine de bir kılavuz çıkarmış mı, bilmiyorum, ama o cümledeki "güzel" kelimesi biraz eğreti duruyor gibime geldi.
Kime göre güzel? Ne kadar güzel? Güzel yerine çekici, cazibeli veya seksi desek?.. I-ıh!..
Bırakalım bu sakıncalı konuyu.
Çünkü Savunma Bakanlığı'nın asıl "savunması" son kelimede yatıyor: "... yatmayın!" (Yine kelime tekrarı oldu, kusura bakmayın.)
Yani adamlar "yatarsan" veya "yatak kokusu alırsan" durum tehlikeye girer, kontrolü kaybedersin, gevezeleşebilirsin, demeye getiriyorlar.
Lakin... "resmî ciddiyeti koruyarak" sekse laf etmek pek de kolay olmuyor işte...
* * *
İngiliz arkadaşların bu "hassasiyetleri" nereden kaynaklandı, kesin olarak bilmiyorum. Ama son yıllarda Ruslarla aralarında epeyce gerginlik yaşanmasının, bu arada birkaç kez de casusluk skandalı çıkmasının etkisinin olduğunu tahmin ediyorum.
Yalnızca Kremlin muhalifi Aleksandr Litvinenko ve Boris Berezovski'nin İngiltere'de öldürülmesi/ölmesi, bazı Çeçen liderlerin Londra'ya yerleşmesi gibi konulardan bahsetmiyorum.
Dört yıl önce Avam Kamarası’nda Liberal Demokrat Parti milletvekili Mike Hancock'un Rus asıllı (Dağıstan kökenli) danışmanı Yekaterina (Katya) Zatuliveter'in "Rusya adına casusluk yaptığının saptanması" haberi ciddi gürültü koparmıştı. (Yaklaşık bir yıl sonra Zatuliveter'in İngiltere mahkemesinden bunu yalanlayan bir karar çıkartması fazla ses getirmedi tabii ki.)
* * *
Elbette ben burada Rus kadın ajanların tehlikeli olduklarını reddedecek değilim. Hatta ajan olmayan Rus kadınların da tehlikesiz olduklarını söyleyemem. Dahası Rus olmayan kadınları da tehlikesiz bulan biri değilim.
Ama şu siyasete, dolayısıyla diplomasiye, dolayısıyla casusluğa seksin bulaştırılması konusu, İngilizleri, Rusları, Amerikalıları ve Çinlileri aşan devasa bir tarihsel konu.
Casus dediğin her daim gizli tehlikeler taşıyan bir kişidir. Bir de kadın olursa, erkek meslektaşlarından daha tehlikeli olabileceği varsayımını paylaşanlar az sayılmaz.
"Dünyanın en büyük casusu" desem, erkeklerden kimi hatırlarsınız?
James Bond demeyin, o Ian Fleming tarafından yaratılan bir edebiyat kahramanıdır.
Belki Arabistanlı Lawrence (Thomas Edward Lawrence, 1888-1935), belki Markus Johannes Wolf (1923-2006), belki de İngiliz Kemal (Ahmet Esat Tomruk, 1892-1966) aklınıza gelebilir.
Kadın casuslardan...
Isabella Sarah Marie Boyd'u (1844 - 1900) ve Gertrude Margaret Lowthian Bell'i (1868-1926) bilmiyor olabilirsiniz.
Tıpkı Mata Hari gibi, hem yabancı ülkede (Almanya'da) dans eden, hem de istihbarat toplayan kadınlardan biri de Türktü. Üstelik Mustafa Kemal Atatürk'e çok faydalı bilgiler ilettiği söylenen biriydi: Emine Adalet Pee (1909-1986).
Ayrıca Mustafa Kemal'e mütareke yıllarında yardım eden bir kadın casustan daha bahsedilir: V. Murat'ın kızı Fehime Sultan (1875-1929).
* * *
Bunca tarihin üzerine diyecek ne kaldı ki?
Casusluk kurumu var oldukça kadın casuslar da olacak elbet.
Ve değil İngiltere Savunma Bakanlığı... NATO, Birleşmiş Milletler, Şangay İşbirliği Örgütü falan hepsi bir araya gelse ve "Eyy resmî görevi olan erkekler, siz siz olun, yanınıza yaklaşacak güzel kadınlarla yatmayın!" diye toplu çağrılar yayımlasa da, fayda etmez.
Çünkü hayat bu!
Öyle durumlar vardır ki, yanında devleti hissedemeyebilirsin...
An gelir...
Bir çift güzel göz ve sıcak bir gülümseme... Kendini bağımsız bir şahsiyet gibi ortaya koyan beyaz göğüsler... Sinsi bir karanlıkta parıldayan uzun ve düzgün bacaklar...
Zavallı erkek devlet memuruna, bakanlıklarda yazılan "güvenlik kılavuzları"ndan çok daha "yaşamsal" görünebilir.
Savunma Bakanlığı görevlilerinin bile savunmasız kaldığı zamanlar vardır...
@AksayHakan