H. Bader Arslan

08 Ağustos 2011

ŞİMDİ NE OLACAK?

Malum; Cuma gecesi Standard&Poors, ABD’nin kredi notunu AAA’dan, AA+’ya indirdi. Böylece dünyanın...


Malum; Cuma gecesi Standard&Poors, ABD’nin kredi notunu AAA’dan,  AA+’ya indirdi. Böylece dünyanın en risksiz ekonomisi bu unvanını kaybetmiş oldu. 1941’den bu yana notu değişmeyen ABD artık Kanada, Almanya, Fransa ve İngiltere’nin gerisinde kalmış oldu.
S&P not indiriminin nedeni olarak ülkedeki bütçe açığı ve kamu borcu sorunu gösterildi. Biliyorsunuz, son birkaç ay içinde demokratlar ve cumhuriyetçiler arasında gereksizce uzayan ve gerilim yaratan bir borçlanma limiti sorunu yaşanmış ve nihayetinde geçen hafta bir çözüme varılmıştı. S&P notu indirirken görünümü negatifte tuttu. Görünümün negatif olması, mevcut durumda bir değişiklik yapılmazsa 1 yıl içinde yeniden not indirimi olabileceği anlamına geliyor.
“Madem çözüme ulaşıldı; öyleyse neden not indirildi?” gibi haklı bir soru aklınıza takılmış olabilir. ABD’li yetkililerde benzer bir serzeniş içindeler. Ancak, borçlanma limiti tartışmaları, en sağlam ekonominin de aslında bazı kırılganlıkları olduğunu gösterdi.
Söz bundan açılmışken yeni bir tartışmayı da dikkatinize getirmek isterim. Bazıları bunun bilinçli yapıldığını, nihai durumdan yine Amerikan ekonomisinin kazançlı çıkacağını düşünüyor. Mantıkları şu: “ABD tahvili tutanlardan bazıları not indiriminin ardından ellerindekini satacaklar. Bu tahvil fiyatlarını düşürüp,  faizlerini artıracak.  Satış yapanlar dolardan da çıkıp paranın değer kaybetmesine neden olacak.  Bu durumda tahvillerini satmayanlar, fiyat düştüğü için normal şartlarda tahvilleri ellerinde tutmayı planladıklarından daha uzun süre tutmak zorunda kalacaklar. Diğer yandan ise, değeri düşen dolar, faizler yükselmiş olmasına rağmen, ABD Hazinesinin borçlarını daha kolay finanse etmesini sağlayacak. Ayrıca, miktar olarak dünyanın en fazla borçlanan ülkesinin tahvillerinin yerine ikame edilecek fazla alternatif yok. Yani örneğin Çin gibi yüksek  rezerv sahibi ülkelerin ABD’den çıkıp; yerine bir alternatif pazar geliştirmeleri mümkün değil”

Bu hafta ne olabilir?
Borsalarda satış olacağına emin olabiliriz. Nitekim dün açık olan İsrail borsasında yüzde 7, Dubai borsasında yüzde 3.7 gerileme yaşandı. Bu gece açılan  vadeli  piyasa işlemlerinde ABD endeks sözleşmeleri Cuma’ya göre yüzde 2.5 daha düşük. Fakat bu düşüşün uzun süreli olmayacağına yönelik bazı işaretler de var.
Birincisi, not indirimi bir süredir dillendirilen bir olasılıktı. Yani piyasalar, hiç beklenmeyen, büyük bir şokla karşılaşmıyor. Piyasaların yapacakları şey belirsizliği fiyatlamak olacak; çünkü şimdiye kadar hiç görülmemiş bir durumla karşı karşıyayız.
İkincisi, not indiriminden birkaç saat önce Avrupalı yetkililerin İtalya sorununa daha kapsamlı bir çözüm için anlaşmış olmaları ve Avrupa Merkez Bankası’nın bu hafta İtalya ile İspanya devlet tahvilleri almaya başlayacak olması. Bu, gerilimin Avrupa ayağını hafifletecektir.
Üçüncüsü, şimdiye dek iki kez parasal genişleme programı ABD Merkez Bankası’nın, üçüncü programı yürürlüğe koyması ihtimalinin artacak olması. Piyasalar şimdiye dek bu iki genişleme programından büyük destek almışlardı. Üçüncünün başlatılacağına dair bir işaret gelirse, olumlu algılanacaktır.
Bu nedenlerle  benim tahminim bugün ve belki kısmen yarın borsalarda satışlar görecek olsak  da, hemen ertesinde bunun duracağı yönünde. Dolar/TL kurunda kritik düzey 1.78. Ben kısa vadede bu noktanın geçilmesini zor görüyorum.
Normal şartlarda, küresel piyasada gerilim artınca, güvenli liman denen mantıksız bir temele dayanarak, ABD tahvillerine ve dolara olan talep arttığı için dolar diğer paralara karşı değer kazanıyordu. Bakalım, bu defa gerilim artmasına rağmen kredi notunun düşürülmüş bir ülkenin parasına ve tahvillerine talebin artacağını görecek miyiz?