Ocak ayı tam da tahmin edildiği gibi geçti. İlk iki haftada borsalarda sert yükselişler, son iki haftada sert düşüşler…
Ocak sonunda etkisi artmaya başlayan Yunanistan sorunu, Şubat ayında euro üzerindeki baskıları artırdı. 14 Ocak 2010’dan bu yana euro/dolar paritesinde yüzde 8’e yakın bir gerileme oldu. Parite bu önümüzdeki günlerde 1.37’nin üzerine kalıcı olarak çıkamazsa, 1.30’a kadar düşüşe devam edebilir.
İMKB endeksleri dışarıdaki düşüşe, Şubat başına kadar direnç gösterdi. Ancak 4 Şubat’tan itibaren başlayan düşüş ve mevcut performans kısa vadede yükseliş olasılığını zayıflatıyor. İMKB-100 endeksi 50 bin puanın altına inerse, teknik olarak 45 bine kadar gerilemesinin önünde bir engel yok.
Dışarıda son bir buçuk ayda yeniden bozulan havanın böyle devam etmesi durumunda borsadaki gerileme hareketinin devam etmesi mümkün. Buna bir de bu hafta artan politik gerilimin de devam etme ihtimalini eklersek borsa için daha karamsar olmak gerekiyor. Ancak, tansiyonu hiç düşmeyen ülkemizde yarın ne olacağını kestirmek mümkün değil. Bu nedenle, bir finansal varlık için düşecek ya da yükselecek tahminini yapmanın en zor olduğu ülke Türkiye diyebiliriz.
Yukarıdaki grafik 2008 başından bu yana Dolar/TL kurunun gelişimini gösteriyor. Dün bu yazıyı hazırladığım saat itibarıyla kur 1,5350 düzeyinde idi. 1,53-1,54 aralığı Dolar/TL kuru için çok kritik. Üzerine çıkılması durumunda rahatlıkla birkaç gün içinde 1,60’ın üzerine sıçrayabilir. Hem dış, hem de iç faktörlerin etkisiyle bugün bu olasılığın yükseldiğini söyleyebilirim.
Euro/dolar paritesindeki gerileme de buna destek veriyor. Yukarıda söylediğim gibi, euro/dolar kısa süre içinde 1,37’nin üzerine çıkmaz ve içerideki gerilim de kısa süre içinde ortadan kalkmazsa, Dolar/TL kurunun yükselmesinin önünde tek engel hala bir muamma olan IMF anlaşması gibi görünüyor.