Önce Orta Vadeli Programın ne olduğundan bahsedeyim izninizle.
Orta Vadeli Program, devletin ekonomi politikalarını ve ekonomik göstergelerini içeren, geniş kapsamlı bir tür rehberdir. Orta Vadeli Program, her yıl gelecek üç yıl için hazırlanır. Yani dün açıklanan program 2010-2012 dönemini kapsıyor. Gelecek yılki ise 2011-2013’e yönelik olacak. Program, Devlet Planlama Teşkilatı tarafından kalkınma planları, stratejik planlar ve genel ekonomik koşulların gerekleri doğrultusunda makro politikaları, temel ekonomik büyüklükleri de kapsayacak şekilde hazırlanıyor ve Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilerek Resmi Gazete’de yayımlanıyor.
5018 sayılı kanun bu sürecin tamamlanması için Mayıs sonuna kadar süre veriyor. Oysa biz Eylül ayının ortasındayız. Yani tam olarak 3,5 aylık bir gecikme söz konusu. İşte bu aylardır, programın gecikmesine yönelik eleştirilerin kaynağı.
Gelelim dün açıklanan programın içeriğine.
Devlet Bakanı Ali Babacan tarafından yapılan sunumun üçte biri dünya ekonomisinin mevcut durumuna ayrılmıştı. Gelişmiş ülkelerin büyüme oranları, işsizlik oranları, kamu açıkları ve borç stoklarında, kriz nedeniyle ortaya çıkan bozulmanın yanı sıra, dünya ticaretinde ve yabancı yatırımlardaki gerileme gibi göstergeler, dış faktörlerin Türkiye ekonomisinin görünümünü nasıl bozduğunu göstermek için seçilmişti.
Dünya ekonomisini takiben, Türkiye ekonomisinin ana göstergelerine yer verilen sunumun kalbi, Orta Vadeli Programın temel hedefleri ve makroekonomik öncelikleriydi. Büyüme, işsizlik, enflasyon, cari işlemler dengesi, bütçe dengesi, faiz dışı denge ve AB tanımlı borç stoğu gibi göstergelere yönelik hedefler şöyle:
% |
2009 |
2010 |
2011 |
2012 |
Büyüme |
-6 |
3,5 |
4 |
5 |
İşsizlik |
14,8 |
14,6 |
14,2 |
13,3 |
Enflasyon |
5,9 |
5,3 |
4,9 |
4,3 |
Cari Denge/GSYİH |
-1,8 |
-2,8 |
-3,3 |
-3.9 |
Bütçe Dengesi/GSYİH |
-6,6 |
-4,9 |
-4 |
-3,2 |
Faiz Dışı Denge/GSYİH |
-2,1 |
-0,3 |
0,4 |
1 |
AB Tanımlı Borç/GSYİH |
47,3 |
49 |
48,8 |
47,8 |
Hükümetin bu yılki küçülme tahmini %6. Gelecek üç yılda ise yavaşça toparlanan bir büyüme hedefi görüyoruz. Ekonominin en önemli sorunu olan işsizlik, tahmin edilebilir bir gelecekte kriz öncesi dönemin altına inmeyecek. 2012’de bile oranın hala %13,3 gibi çok yüksek bir düzeyde olması bekleniyor.
2001 krizinden bu yana her yıl faiz dışı fazla veren bütçemiz bu yıl milli gelirin %2.1’i kadar faiz dışı açık verecek. Bütçedeki bozulmayı göstermek için verilebilecek en iyi örnek, bugün itibarıyla bütçe açığının geçen yılkinin sekiz katına ulaşmış olması. Bunda birden çok faktörün etkisi var. Krizin, darbe vurduğu başka bir iyi gösterge olan borcun milli gelire oranının bu yıl %39,5’ten %47,3’e yükselmesi bekleniyor.
Yarın programın temel amaçları ile devam edeceğim..