Birincisi İsrail, Estonya ve Slovenya’nın üyeliğe kabul edildiği. Böylece OECD’nin üye sayısı 31’den 34’e yükseliyor.
İkincisi, Mart ayında OECD’deki ortalama işsizlik oranının yüzde 8.7’ye yükselmiş olduğu. Şubat ayında oran yüzde 8.6’ydı.
Üçüncüsü ise yine Mart ayında OECD bileşik önce göstergeler endeksinin, ekonomik aktivitedeki iyileşme hızının yavaşladığına işaret ettiği.
İzninizle bugün, bileşik öncü göstergeler konusundaki gelişmeyi sizle paylaşmak istiyorum.
OECD’nin açıkladığı bileşik öncü göstergeler endeksi, farklı ülkelerden (Brezilya, Çin, Hindistan gibi üye olmayanlar da dahil) alınan bazı temel ekonomik göstergelerden oluşan 224 farklı istatistiğin bir endekse dönüştürülüp, ekonomik gidişatın tahmin edilmesine imkan veren bir gösterge. Endeksin yükselişe geçmesi, ekonominin büyümesine, tersi ise daralmasına işaret ediyor. Yani basit bir mantığı var. Ancak sadece yükselmesi ya da düşmesi değil, diğer taraftan yaptığı dip ya da zirvelerin de önemi büyük. Zira bu dönüşümler, orta-uzun vadede trendin nasıl değiştiğine işaret ediyor.
Küresel kriz öncesinde OECD genelinde, bileşik öncü göstergeler endeksi yaklaşık 100 puan düzeyindeydi. Birçok ülkenin ekonomik göstergelerinde olduğu gibi, bu endeks de en düşük değerini 91.68 ile Şubat 2009’da gördü ve ardından yükselişe geçti. İlk kez Eylül 2009’da Haziran 2008’deki düzeyinin üzerine çıkan endeks, Şubat’ta 103.3’e, Mart’ta ise 103.9’a yükseldi.
Sorun, Mart ayında önceki aya göre 0.6 puan yükselen endeksin yükseliş hızında bir gerileme görünüyor olması. Zira bazı ülkelerde yükseliş hızını kesti ya da yerini gerilemeye bıraktı. Nisan-Mayıs döneminde etkisi artan Avrupa Borç krizinin göstergelere yansıması durumunda, endeks gelecek aylarda düşüşe geçebilir.
Aşağıda iki grafik görüyorsunuz.
Birinci grafik, Türkiye’nin performansını Brezilya ve Çin ile karşılaştırıyor. Kriz döneminde en hızlı kötüleşen ülke Brezilya. Çin, Türkiye ve Brezilya’ya göre kriz döneminde daha iyi bir performans göstermiş. Ancak 2009’da dip yaptıktan sonra Türkiye bileşik öncü gösterge endeksi sürekli yükselmiş ve hem Brezilya hem de Çin’in önüne geçmiş. Dikkat çeken başka bir unsur ise Brezilya endeksinin iki, Çin endeksinin dört aydır geriliyor olmasına karşın Türkiye endeksinin yükselişine devam ediyor olması.
İkinci grafik ise Türkiye, ABD ve Euro Bölgesi endekslerinin gelişimini gösteriyor. Diğer iki ekonomi ile karşılaştırıldığında, 2008 sonunu daha kötü geçiren Türkiye endeksi, ardından hızlı bir toparlanma sürecine girmiş görünüyor. Ancak, son aylarda Euro Bölgesi endeksindeki yükseliş hızının yavaşladığını görüyoruz.
Son günlerde yazılarım benzer ifadelerle bitiyor olsa da; bugün bir istisna değil. Türkiye’nin son aylardaki durumu pek çok ülkeye göre iyi fakat; Avrupa’nın yaşadığı borç krizi nedeniyle, bu resim gelecek aylarda da aynı şeyi söylemeye imkan vermeyebilir.