H. Bader Arslan

24 Eylül 2009

FED: ‘Emin Değilim, Son Kararım’

Dün gece ABD Merkez Bankası FED bünyesindeki Federal Açık Piyasa Komitesi, faiz kararını açıkladı.

Dün gece ABD Merkez Bankası FED bünyesindeki Federal Açık Piyasa Komitesi, faiz kararını açıkladı. Oranlarda bir değişiklik yok. ABD’de faizler 0 ve 0,25 arasında tutuldu. Piyasa beklentisi de bu yönde olduğu için, karar bir sürpriz olarak algılanmadı. Bununla birlikte kararın açıklanmasının ardından kararsız seyreden ABD borsa endeksleri hızla düşüşe geçerken, emtia ve tahvillerdeki satış dolara değer kazandırdı.
Peki ne oldu?
Olan şu: Piyasa, faiz kararı ile birlikte yapılan açıklamayı yeterince cesaret verici ve iyimser bulmadı. Aslında FED tarafından yapılan açıklamaya ‘iyimser’ dememek mümkün değil. Zira yazılı metinde önceki açıklamalardan daha güçlü ifadelerle ekonomik faaliyetlerde şiddetli kötü gidişin sona erdiği ve toparlanmanın başladığı, mali piyasalardaki durumun daha da geliştiği ve inşaat sektöründe canlanmanın başladığı, bankanın canlandırma çabalarına devam edeceği, enflasyonun bir süre daha düşük seyredeceği, faiz oranlarının da buna paralel şekilde 0-0,25 aralığında tutulacağına yer veriliyor.

Açıklamada öne çıkan bir ifade, bankanın bir süredir devam ettiği ve 1,25 trilyon dolara ulaşması beklenen mortgage kredileri üzerine çıkarılmış tahvilleri satınalma programının hızının yavaş yavaş azaltılacağı. Ancak bu da çok şaşılacak bir karar değil zira FED programın beklenenden önce sona ereceği, programın iptal edileceği yönünde ifadeler değil, programı mevcut hızında uygulayıp bir anda kesmek yerine hızını azaltarak sona erdirmenin, yumuşak geçiş sağlayacağı yönünde ifadeler kullanıyor.

Piyasanın moralini bozabilecek tek şey, önceki ay yapılan açıklamanın sonunda yer alan “ekonomiyi canlandırmak için mümkün olan her türlü araç kullanılacaktır” ifadesinin bu ayki açıklamada “ekonomiyi canlandırmak için çok sayıda araç kullanılacaktır” olarak değiştirilmesi olabilir. Fakat, bu tür bir açıklamayı satış için geçerli bir neden saymak olsa olsa ‘buluttan nem kapmak’ olarak adlandırılabilir.

Ben, ABD Merkez Bankası açıklamalarında piyasaların yönünü aşağı çevirecek bir unsur olmadığını düşünüyorum. O halde, neden aniden borsalar düşmeye başladı?

S&P500 endeksi Mart 2009’dan bu yana neredeyse %60 yükseldi. Birçok gelişmekte olan ülke borsasındaki yükseliş %100’ü aştı. Ne tür bir iyileşme birkaç ay içinde borsaları iki katı değere ulaştırabilir. Eğer böyle bir şey varsa, o borsaları yarı değerine düşüren kriz, ne tür bir küresel krizdir diye sormak gerekir. Son iki ayda borsalardaki yükselişin abartılı olduğunu düşünen çok sayıda ekonomist var. Ben de bu görüşteyim. Bu nedenle, artık borsaların yükseliş için değil, düşüş için sebep bulma zamanı geldi diye düşünüyorum.

Unutmayın ki; ne Türkiye ne ABD ekonomisi, kendi borsa endekslerinin dip yaptığı tarihlerde, endekslerin yansıttığı kadar kötüydü. Peki şimdi işler, endekslerin gösterdiği kadar iyi mi?