Böylece 22 Ekim 2008’de %16,75 olan borç alma faizi altı ay içinde %9.75’e düştü. Borç verme faizlerini 18 Eylül’de aşağı çekmeye başlayan banka, yedi ay içinde oranları %20,25’ten %12.25’e indirdi.
Yukarıdaki grafikte, TCMB’nin borç alma faiz oranlarının ve aynı tarihlerdeki gösterge tahvilin bileşik faiz oranlarının seyrini görüyorsunuz. Bu grafik bize birkaç şey anlatıyor.
• Normal şartlarda, gösterge tahvilin bileşik faiz oranı ve Merkez Bankasının borç alma faiz oranı birbirine yakın seyreder ama genellikle tahvil faizleri daha yüksek olur.
• Piyasalarda gerginlik artmaya başladıkça tahvil faizleri ile Merkez Bankası borç alma faiz oranı arasındaki fark artar. Ekim-Kasım döneminde bunu açıkça görebilirsiniz.
• Piyasalarda işler yoluna girmeye başladıkça ise iki oran arasındaki fark daralmaya başlar. Aralık 2008’de tüm dünyada görülen sahte bahar dönemini ve yine bir aydır piyasalarda yeşeren umutların etkisini yine bu grafikte görebilirsiniz.
Faizde Düşüş Nereye Kadar Sürer?
Teorik olarak Merkez Bankası’nın faizleri ABD ve Japonya’nın yaptığı gibi 0’a kadar indirmesi mümkün. Ancak herkes Türkiye için bunun mümkün olmadığını biliyor. Ekonominin mevcut görünümü, Türkiye için borç alma faiz oranının alt sınırını %7,5 - %8 olarak gösteriyor. Ancak bu, faizlerin 7,5’e kadar çekileceği anlamına gelmiyor.
Benim beklentim TCMB’nin, bundan sonraki iki toplantıda, daha küçük adımlarla (50 ve 25 puanlık) faizleri %9’a kadar indireceği yönünde. Banka bu noktada faiz indiriminde bir bekleme dönemine girecektir.