H. Bader Arslan

02 Eylül 2009

Eylül Etkisi

Yatırımcılar ekim ayında satış eğiliminde oluyorlar. Buna Eylül Etkisi ve Ekim Etkisi deniyor.

Bu yılın Şubat ayında piyasalar için de uğurlu ve uğursuz sayılar olduğundan, bazı gün ve aylarda piyasaların benzer hareketler gösterdiğinden bahseden bir yazı hazırlamıştım.

İşte şimdi o aylardan birine geldik.

Eylül ve Ekim, ABD borsalarında düşüşlerin sıkça görüldüğü aylar. 1926-2004 arasında S&P500 endeksinde, aylık getiri ortalamasının negatif olduğu tek ay Eylül. Ekim de Eylül’ü aratır cinsten değil. Büyük Buhran ve Kara Pazartesi gibi piyasalardaki büyük felaketlerin önemli bir kısmı Ekim ayında olduğu için, yatırımcılar Ekim ayında da satış eğiliminde oluyorlar. Buna Eylül Etkisi ve Ekim Etkisi deniyor.

Doğal olarak “Bunlar ABD’deki durumu gösteriyor, Türkiye için örnek olamaz” diye düşünebilirsiniz. Fakat, özellikle son birkaç yılda dışı piyasalar ile büyük paralellik gösteren piyasalarımızın bundan etkilenmemesi mümkün olamaz. Bu etkinin boyutu konusunda bir şey söylemek ise pek de mümkün değil. Bildiğimiz şey şu ki; İMKB genellikle gelişmeleri olduğundan büyük algılayan bir borsa. Bunu kriz döneminde bir kez daha gördük. Kriz döneminde en fazla gerileyen borsalardan biri olan İMKB, yılbaşından bu yana ise, Peru’dan sonra en çok getiri sağlayan borsa oldu.

Hatırlarsınız, uzun zaman boyunca resesyonun V, U ya da W şeklinde olacağı yönünde fikirler ileri sürüldü. Bunlar aynı zamanda krizden çıkışın nasıl olacağını da gösteriyor. Diğerlerine göre azınlıkta kalsalar da, resesyonun V şeklinde olacağını söyleyenler, dünyanın krizden hızlı bir şekilde çıkacağını düşünüyorlardı. U şeklinde olacak diyenler, uzun süreli bir durgunluktan sonra dünya ekonomisinin toparlanacağını; W şeklinde olacak diyenler ise hafif bir toparlanmanın ardından ekonominin yeniden kötüleşeceğini, daha sonra alınacak yeni önlemler ise kesin çıkışın yaşanacağını savunuyorlardı.

Mevcut durum bize bugün resesyonun U şeklinde olacağını söyleyenlerin büyük olasılıkla yanıldıklarını gösteriyor. Eğer son beş ayda yaşanan gelişmeler aynı hızda devam ederlerse V tipi bir resesyon yaşamış olma olasılığımız artmış olur. Yok eğer bugünlerde yeniden kötüleşen ekonomik görünüm ile göstergeler aşağı dönerse, bu olasılık da ortadan kalkmış olur.

Mart ayından bu yana tüm borsa endeksleri ciddi miktarda değer kazandı. Bu çıkış öyle hızlı ve kesintisiz oldu ki; keskin bir düzeltme hareketi (düşüş) beklentisi var.

Kurtarma ve canlandırma paketleri için tahsis edilen 15 trilyon dolarlık fon, kendinden bekleneni şu ana dek yerine getirdi. Fakat, son haftalarda Çin ve ABD’de açıklanan paketlerin yeterli olmayabileceğine yönelik şüpheler var.

Bu ikisine bir de Eylül etkisi eklendiğinde piyasalarda düşüş beklemek için daha fazla neden var diyebiliriz.