Geçen hafta ilginç bir haftaydı.
ABD’de konut satışlarında devasa gerileme, tüketici güveninde azalma, ISM imalat endeksinde düşüş gibi bir çok olumsuz veri borsalarda satışlara neden oldu. Türkiye’de ilk çeyrekte görülen yüksek büyüme oranına rağmen IMKB endeksleri de yurtdışı piyasalara paralel hareket ederek düştü.
Bunun neresi ilginç diyorsanız; ilginç olan bu süreçte doların diğer para birimlerine karşı değer kaybetmesiydi.  Haziran başında 89’a ulaşan dolar endeksi, Cuma günü 84’e kadar geriledi. Yani dolar, kendi dışında en fazla işlem altı para birimine karşı yaklaşık yüzde 6 değer kaybetti. Aşağıdaki grafik Şubat ayından bu yana dolar endeksinin değerini gösteriyor.

Bütün bunlar üç yıl önce olsaydı, normal karşılanabilirdi. Ama küresel krizle birlikte, uluslar arası ekonomi gündemine düşen her kötü haber ya da veri doların değerlenmesine yol açmaya başladı. Bu, şu ana kadar küresel kriz sürecinde görmediğimiz bir tablo. Kriz döneminde dolar ve piyasaların seyri arasındaki farklı ilişki tipleri için Avrupa’nın Krizi ABD’nin Ensesinde başlıklı yazıyı ve Euro/Dolar: Tamam/Devam başlıklı yazıyı okuyabilirsiniz.
Geçen hafta hisse fiyatları gerilerken, doların da değer kaybettiğini gördük. Ama, Euro/dolar paritesinin hızla 1.26’ya kadar yükselişinin, Avrupa ekonomisinin iyiye gittiğinin işareti olduğunu söylemek büyük hata olur. Ortada yükselen eurodan ziyade düşen bir dolar var. Kaldı ki geçen hafta Avrupa’dan da kötü haberler geldi.
Ben şimdilik bunu bir tepki hareketi olarak görüyorum.
Fakat öyle olup olmadığından emin olmak için bir süre daha beklemek gerekiyor. Bir süreden kastım iki hafta. Bu hafta çok önemli veriler gelmeyeceği için gelecek hafta, trendin nasıl şekilleneceğini görmek ve karar vermek için yeterli olabilir.