Hatırlarsanız, kriz henüz ABD mortgage sektörü ile sınırlıyken, bir ayrışma (de-coupling) tartışması başlamıştı. Bu tartışma, krizin başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkeler ile sınırlı kalacağı, yükselen Pazar ekonomilerinin bu krizden fazla etkilenmeyeceği etrafından dönmüş, yükselen pazar ekonomilerinin gelişmiş ülkelerden ayrışacağı öne atılmıştı.
Aradan geçen süre gösterdi ki; durum hiç de öyle değil. Hatta birçok yükselen pazar ekonomisi (Uzak-Doğu, Rusya, Doğu-Avrupa ülkeleri) krizde çok ağır darbe aldı. Böylece ayrışma teorisi arşive alınmış oldu. Ancak şimdi yeni bir ayrışma tartışması başladı.
Şimdiki tartışma, mali piyasalar ve reel sektör arasında bir ayrışma olup olmadığı üzerinde dönüyor.
* * *
Bir aydan uzun süredir, mali piyasalarda ciddi bir toparlanma yaşanıyor. İşin ilginci, bu toparlanma sürecinin reel sektörden kötü haberler gelmesine rağmen devam ediyor olması. Ancak, ilginç olmakla birlikte bu şaşırtıcı bir durum değil.
Burada zaman zaman krizden çıkışın reel sektörde ve mali piyasalarda eş zamanlı olmayacağını yazdım. Nedeni oldukça basit: mali piyasalar gelişmeleri önceden fiyatlamaya başlar. Örneğin borsalar, reel sektör krize girmeden düşmeye, kriz bitmeden yükselmeye başlar. Yani mali piyasalar ve reel sektör arasında bir ayrışma yoktur, olamaz. Ancak, buna bir dipnot eklemekte fayda var.
Mali piyasaların hareketlerinde aşırıya kaçması mümkündür. Yani, ekonomide iyileşme süreci devam ederken, borsa endekslerinin yükselişlerde aşırıya kaçtığı, krize girildiğinde endekslerin aşırı düştüğü durumlar birçok ülkede zaman zaman görülür.
İçinde bulunduğumuz krizde, Ekim 2008 ve Şubat 2009 ayları piyasalarda aşırı satış yapıldığı dönemler oldu. Öyle şirketler vardı ki; dünyanın en büyük şirketleri olmalarına rağmen, piyasa değerleri, Türkiye’deki orta büyüklükte bir şirketin piyasa değeri ile aynı düzeye geriledi.
Aslına bakarsanız, bugünlerde sıkça duyduğumuz “piyasa-reel sektör ayrışması” söylentilerinin bir nedeni de bu. Yani düşüş sürecinde aşırı değer kaybeden öyle çok hisse senedi var ki; bugünlerde bu hisselerin değer kazanmaya başlaması (özellikle banka hisseleri) piyasaların içinde bulundukları toparlanma dönemi için böyle bir izlenim yaratıyor.
Özetle, içinde bulunduğumuz dönem için reel sektör ve piyasaların birbirinden ayrıştığını söylemek mümkün değil.